Tüm dünyada olduğu gibi son günlerde ülkemizde de görünen domuz gribi "H1N1" virüsünün solunum yoluyla bulaşan viral bir hastalık olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. İbrahim Ateş, "konunun psikolojik yönünün ağır bastığını görüyoruz" dedi.
İbrahim Ateş, H1N1 tipi virüsün Amerika ve Meksika'da ortaya çıktığını bu hastalığında kısa bir sürede birçok ülkeye yayıldığını söyledi.
Türkiye'de de çeşitli şehirlerde domuz gribi vakalarının görülmesinin vatandaşlar da tedirginliğe neden olduğunu anlatan Ateş, şöyle konuştu: "Domuz gribi konusunu ele aldığımızda, konunun psikolojik yönünün ağır bastığını görüyoruz. Toplumun fiziksel sağlığına kayda değer zarar vermemesine karşın ruh sağlığını etkilemekte ve daha fazla etkilemeye aday. Bu hastalığın insanlarda korku ve paniği de beraberinde getirdiğini biliyoruz. Korku, belirli bir tehlikenin varlığına dair yapılan bir değerlendirme, bir tahmindir. Korkunun paradoksal niteliği var. İstenmeyen bir durumun gerçekleşeceği yönünde korku arttıkça, söz konusu durumun gerçekleşme olasılığı artar. Domuz gribine yakalanmaktan aşırı korkan kişinin korku nedeniyle vücut direnci düşer ve gerçekten de bu hastalığa yakalanma olasılığı artar. Ayrıca, ani ve çok güçlü korkuya "panik" adı verilir. Panik durumunda insanlar güvenliklerini sağlamak için telaşla birtakım davranışlar sergiler. Korku ve panik, insanların tehlikeli bir durumla mücadelesini engeller ve tehlikeyi artırır."
Ateş, konuşmasında şu örneği verdi: "Yüzyıllardır gözlemlenen bir gerçek de dikkat çekicidir: Kışla hastalıklarına ve bulaşıcı hastalıklara yakalanma yüzdesi, yenilgiye uğrayan orduda galip orduya oranla daha yüksektir. Benzer şekilde, bir salgında hastalığa yakalanmaktan korkanlar hastalığa daha kolay yakalanır. Domuz gribini değerlendirirken, konunun bu yönünün dikkate alınmaması ya da hafife alınması insanların göreceği zararı artıracaktır."
Domuz gribi hastalığının bu güne kadar kendisinin değil korkusunun toplumu etkilediğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. İbrahim Ateş, sözlerine şöyle devam etti: "Domuz gribi hastalığı "H1N1" virüsünün bulaşıcılığı yüksek ancak öldürücülüğü binde birin altında. Bu haliyle olağan gripten daha az tehlikeli. Bildiğimiz domuz gribinden insanların aşırı korktuğunu, bu nedenle domuz gribi görülen yerlerde anne babaların çocuklarını okula göndermediklerini, bazı insanların aşırı el yıkadıklarını ya da temizlikle ilgili aşırı tedbir aldıklarını, olağan grip nedeniyle ateşi çıkan ya da grip belirtileri gösteren kişilerden kaçtıklarını biliyoruz. Olağan grip her yıl ülkemizde binlerce can alırken, domuz gribinden ülkemizde bugüne kadar az sayıda kişi yaşamını yitirmiştir. Kanında bu virüse rastlanan hastalar hastanede yatmaya gerek kalmadan bile iyileşebilmektedir."
Toplum olarak panik hastalığı, depresyon, kaygı hastalığı gibi ruhsal hastalıkların son zamanlarda arttığını belirten Psikiyatri Uzmanı Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uygarlaşmanın ve teknolojik ilerlemenin bedelini insanoğlunun ruh sağlığını feda ederek ödediğini biliyoruz. Nüfusun hızlı artışının her bireyin yaşama alanını daralttığını bizzat deneyimliyoruz. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, toplumsal bir olayı hele salgınlara gebe olabileceği iddiasıyla değerlendirdiğimiz bir olayı özellikle toplumla paylaştığımızda vereceğimiz bilgilerin insanlar tarafından nasıl yorumlanabileceğini dikkate almamız vazgeçemeyeceğimiz bir sorumluluktur."
HASTALARINDAN İKİ ÖRNEK VERDİ
Psikiyatri Uzmanı Ateş, daha sonra şunları söyledi: "Bu noktayı iki örnekle somutlaştırayım: 65 yaşında ve panik hastalığı nedeniyle tedavi gören bir hastamın bu konuda dile getirdiklerine bir göz atalım. "Hapşırınca acaba domuz gribi mi oldum diyorum. Bakıyorum sanki ateşim var gibi. Kendimi telkin ediyorum, bu hastalık bu kadar kolay bulaşmaz, kendine gel diyorum. Bu hastalık H1N1 virüsü ile bulaşır.
Geçmişte de kuduz korkusu yaşamıştım. Bir köpek yanımdan geçince acaba kuduz mu oldum diyordum, günlerce bu korkuyu atamamıştım. Dün Ankara'da o işçi ölünce 'o öldü, demek ki öldürücüymüş ya ben de ölürsem' düşüncesi aklımdan çıkmıyor."
Psikiyatri Uzmanı Ateş, daha sonra psikiyatrik hastalığı bulunan bir başka hastasının "Sürekli grip haberleri okuyorum, çocuğum konusunda daha endişeliyim, grip aşısı yaptırmayı kesinlikle düşünmüyorum ama çocuğum grip olursa vicdan azabı çekerim, çaresiz durumdayım. Çocuğum tam steril geziyor, her teneffüste temizlik jeli kullanıyor?" şeklindeki sözlerini örnek verdi.