Tarihçe
Sünnetin tarihi MÖ 6000'li yıllara kadar uzanır. Eski Mısır piramitlerinde bulanan bazı mumyaların sünnetli oldukları görülmüştür. Hz. İbrahim'in adeti olduğu söylenmektedir. Tarih boyunca Mısırlılar, Yahudiler, Babillilerin sünnetli oldukları görülmüştür.
Fakat sünnetin devamlı bir adet haline gelmesi Hz. Muhammed'in (S.A.V) Müslümanlara tavsiyesi ile kalıcı olarak uygulanmasına vesile olmuştur. Bugün artık sünnet hem peygamberin tavsiyesi hem de tıbbî yararından dolayı yapılmaktadır. Sünnet artık batı ülkelerinde de tıbbî yararından dolayı yapılır olmuştur.
Sünnet olmayanlarda oluşabilecek hastalıklar şunlardır:
1- Sünnet derisi iltihabî hastalıklar. (Balanitis, posthitis)
2- Sünnet derisi darlığı. Bu durum acil sünneti gerektirir. Çünkü idrarını tam yapamayan çocuk, içerisinde biriken idrar nedeni ile böbrek yetmezliklerine kadar varan hastalıklara neden olur.
3- Sünnet derisinin uzun ve dar olması nedeni ile derinin geriye kaçarak penis başını boğması. (Parafimosis). Bu da acil sünnet gerektiren bir durumdur. Sünnet olunmazsa penis başının kansız kalması sonucu kangren meydana gelir.
4- Sünnet derisi altında taş teşekkülü. Bu salgı normalde sünnet derisi altından salgılanır. Dışarıya atılmazsa taş oluşur.
5- Sünnet derisi altında toplanan idrar, sonuçta iltihaba dönüşür ve böbreklere varan hastalıklara sebebiyet verir.
6- Sünnet olan penis dış temaslara sürtünmelere karşı dayanıklı olur. Bu nedenle sık sık yara oluşması önlenir.
7- Sünnetlilerde penis başı hassasiyeti azaldığı için erken boşalma dediğimiz izal hadisesi daha azdır.
8- Sünnet olmayanlarda seksüel durumlarda meninin sünnet derisi altında kalmasından ve daha az miktarda atıldığından dolayı kısırlıklar görülmüştür.
9- Sünnetsiz olanlarda selim ve habis kanserler daha sık görülür. Eşlerinde ise rahim ağzı kanserlerine daha sık rastlanır.
10- Sünnetsizlerde frengi, bel soğukluğu gibi zührevi hastalıklar daha sıktır.
SÜNNET KAÇ YAŞINDA YAPILMALIDIR VE SÜNNET PSİKOLOJİSİ
Klasik görüş sünnetin erken yaşlarda yapılmasıdır. Bugün hâlâ Yahudiler erkek çocuğun doğumundan itibaren 20 gün içerisinde dini tören ile yapmaktadırlar. Sünnetin 20 gün içerisinde yapılmasının faydaları şunlardır:
1- 20 günlük çocukta ağrı duyusu tam gelişmediği için sünnet uyuşturulmadan yapılabilir.
2- Pipide damarlaşma çok olmadığı için sünnet sırasında kanama pek olmaz. Çocukta kan durmaması hastalığı (hemofili) varsa bile ciddi bir komplikasyon çıkarmaz.
3- Çocuklarda yara iyileşmesi çabuk olduğu için sünnet yarası çabuk iyileşir. Dikiş koymak gerekmez.
4- Sünnet derisi darlıklarında acil sünnet gerektirecek durum önlenmiş olur.
5- Yeni doğanda kişilik gelişmediği için sünnet sonrası psişik travma önlenmiş olur.
Erken dönemde bu yapılacak sünnet faydalarına rağmen gene de ileri bir tarihe ertelene bilinir. Meselâ hipotrombinemi (kanda trombin azlığı) durumunda sünnet ileri bir yaşa ertelenir. Çünkü bu durum sünnet sonrası kanamalara neden olur. Böylece tedaviden sonra sünnet düşünülür.
Son olarak şunu söyleyebiliriz, sünnet ya ilk 20 günde veya 7 yaşından sonra yapılmalıdır. Çocuğun 1-6 yaş arası, özellikle 4-5 yaş arası psikososyal gelişme devreleridir. Bu yaşlarda çocukta pipisini kaybetme korkusu vardır. Anneye de bağlılık son derece kuvvetlidir. Bu yaşta yapılacak bir sünnet psişik travmalara neden olur. 7 yaşından sonra bu psikososyal devre bir durgunluğa girer ve ergenlik çağına kadar devam eder.
Çocukların çok küçük yaşlarda da sünnet edilmeleri tavsiye edilmiyor. Zira bu yaşlarda sünnet olan çocuklar sosyolojik açıdan töre ve törenlerden ayrı kaldığı için ileriki yaşlarda bir eziklik içerisine girebilir.
İleri yaşlarda yapılacak sünnet, çocuğun psikososyal açıdan gelişmesini sağlayacaktır. Toplumun bir üyesi olduğunu fark edecek. Neden sünnet olduğunu ve dini bir vecibeyi yerine getirdiğini anlayacaktır.
Türklerde sünnet olmuş bir çocuğun ruhi ve bedeni bakımından olgunlaştığı geliştiği ve serpildiğine inanılır.
SÜNNETİ KİMLER YAPMALI ?
Eskiden ülkemizde sünnet, eli ustura tutan berberler tarafından yapılırdı. Bunun yanında kendisini sünnetçi olarak tanıtan ve 7 kuşak sünnetçiyim deyip ortaya çıkan kimseler vardı. Bu gün artık pek görülmezse de kırsal kesimde hâlâ bu adet devam etmektedir.
Sağlıklı bir sünneti uzman doktorun yapması gerekmektedir. Böylece bir çok sünnet hatasının önüne geçmiş olunur.
Sünnetin bir uzman doktorun yapmasındaki faydalar şunlardır:
1- Çocukta kan durmaması gibi bir hastalık varsa (hemofili) bu hastalıktaki yan etkiler verilecek ilaçlar ile önlenir.
2- Sünnet ağrı giderici ilaçlar altında yapıldığı için çocuk ağrı duymaz.
3- Sünnet yarası dikildiği için yara iyileşmesi daha çabuk olur.
4- Köy sünnetçilerinin yapacağı sünnette çocuk ağrı duyacağı için çok huzursuz ve hırçın olur ve zapt edilmesi daha zordur. Bu nedenle çocuğun psikolojisi bozulur.
SÜNNET NASIL YAPILMALI?
Yıllar boyunca sünnet çeşitli şekillerde yapılmıştır. İlk zamanlarda sünnet derisi iki ip ile kıstırılmış ve arada kalan deri kısmı kesilerek uygulanmıştır. Daha sonra ip yerine çeşitli ağaç ve metal kıskaçlar kullanılmıştır. Yahudiler ortası yarık madeni bir levha (Barzel) kullanırken Osmanlı devrinde her doktorun kendi ismi ile anılan kıskaçları kullanmayı tercih etmişlerdir.
Sünnetin yapılış şekli:
1- Cerrahi Sünnet: Genel hijyenik şartlar hazırlanır. Çocuk mutlaka yatırılır. Çünkü ayakta hem sünnetçi için zor olur hem de çocuk korku ile rahat durmaz.
Genel anestezi (narkoz) veya bölgesel uyuşturma (iğne ile) yapıldıktan sonra penis başına 5-6 mm. uzaklığında sünnet derisine bir pens veya kıskaç konulur. Burada pens ağzı içerisine veya kıskacın içerisine penisin baş kısmının girmemesine dikkat edilir. Sonra kıskacın hemen altından bir bisturi (neşter) ile sünnet derisi kesilir. Kanayan damar ağızları bulunup tek tek bağlanır. Kesik olan derinin iki ucu 4 dikiş ile uç uçuna getirilerek dikilir. En son kesik yaranın üzeri anti bakteriyel pomat sürülmüş bir bez ile sarılır.
Pansuman gerekmez. Dikişlerde kendiliğinden eriyen cinsten (katgüt) olduğu için dikiş almaya da gerek yoktur. Bir haftaya kadar dikişler kendiliğinden kopar ve düşer. Çocuk hemen ayağa kalkabilir. Yeme ve içmede bir kısıtlama yapılmaz. 2-3 saat sonra uyuşturucu iğnenin tesiri geçeceğinden çocuk ağrı duymaya başlar. Onun için bu arada ağrı kesici hap, şurup veya fitil verilir.
2- Açık Sünnet Metodu (Sleeve Tekniği): Gene hijyenik şartlar sağlandıktan sonra narkoz ve yerel uyuşturucu altında sünnet derisine 2'si sünnet derisinin altına, 2'si de üstüne gelecek şekilde pensler konur. Bu pensler arasından bir makas ile boydan boya penis başına 5 mm. kalacak şekilde kesilir. Penis başı kollanır. Daha sonra pensler arası da sünnet derisi kesilir. İki kesik birleştirilir. Kanayan damarlar tutulur ve çevreye 4 adet dikiş konur.
3- Kıskaç Metodu: Sünnet derisi çekilerek söndürülür. Penis başının 5 mm. üzerinden kıskaç konulur ve damarlar yapışsın diye biraz beklenir. Bir bisturi ile üstte kalan deri kısmı kesilir. Bu metotta fazla bir kanama olmaz. Çünkü her iki sünnet deri tabakası birbirine yapışmıştır. Deri tekrar penis başı gerisine alınır ve pansuman yapılıp kapatılır.
4- Çan Usulü (Gomco Klemp): Bu usulde özel yapılmış çan şeklinde bir aletten faydalanılır. Bu alet iki kısımdan meydana gelir. Penis başına geçirilen çana benzeyen ana parça ve 2 adette kıskaç.
Çan küçük-büyük olmak üzere numaralandırılır. Hangisi penis başına uyarsa bu çanın içerisine penis başı geçirilir. Sünnet derisi çanın dış yüzünde kalır. Üste kalan vida şeklindeki kıskaçlar ile sünnet derisi iyice sıkıştırılır ve 5 dakika beklenir. Sonra sünnet derisi çan üzerinden çepeçevre kesilir. Kanama varsa bu damarlar tutulup bağlanılır ve kanama önlenir. Yara pansuman yapılıp sarılır.
5- Koter Usulü: Burada kesmek için neşter yerine koter kullanılır. Koter, elektrik akımının düşük derecelerinde ısıya bağlı olarak cildi kesen bir alettir. Burada kanama olmaz, olsa bile koter ile bu damarlarda yakılır. Her ne kadar kolay ve kansız bir sünnet gibi gözükse de daha sonra ortaya çıkan yan etkiler çok fazladır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı yasaklamıştır. En büyük yan etkisi yara iyileştikten sonra nedbe dokusu denilen sünnet derisinin aşırı büyümesi ve bu bölgenin hissiz olmasıdır. Damarlar yakılırken sinirler de harap olacağı için çocuğun ileri yaşlarda erken boşalma ve sertleşme problemi olma ihtimali vardır.
6- Lazerle Sünnet: Koter yerine kesici olarak lazer kullanılmaktadır. Günümüzde yan etkisi tam olarak bilinmediğinden kullanılması tartışmalıdır.
SÜNNET HATALARI:
Sünneti ehli olmayanlar yapınca sünnet hatalarının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Acele ile yapılan hijyene dikkat edilmeyen sünnetlerde yan etkiler ve hatalar çoktur.
1- Sünnet derisinin az kesilmesi: Çok sık görülür. Mahsuru yoktur, gerekirse 2ci bir işlem ile fazlalık kesilir.
2- Penis başının kesilmesi: Dikkatsizlik sonrası oluşur. Tamiri çok güçtür. Tam kesiklerde protezden başka çare yoktur.
3- Penis başı altındaki derinin fazla kesilmesi ile buradaki dış idrar yolunun da beraber kesilmesi: Çocuk idrarını penis başı alt yüzünden yapmaya başlar.
4- Kanama: Sık görülür. Tedavide sünnet yarası açılır kanayan damarlar tutulur.
5- Penis kangreni: Sık olmamakla beraber penisin sıkı bağlanması sonucu oluşur.
6- İdrar dış deliği penisin alt kısmında olduğu durumlarda (Hypospadias=Yarım Sünnetli Doğma): Sünnet yapmamalıdır. Çünkü bu çocuklara bir ameliyat gerekmektedir. Bu ameliyat ile idrar dış deliği penisin uç kısmına alınır. İşte ameliyat esnasında sünnet derisi kullanılacağı için bu çocuklar sünnet edilmezler. Bunu bilmeyen sünnetçi yanlışlıkla sünnet ederse çocuğun ameliyat başarı şansını kaybettirir.
7- Temizliğe ve hijyene dikkat edilmezse iltihaplanma meydana gelir: Cerahat toplar, bu da çocukta ateşin yükselmesine sebep olur. Titreme, bulantı ve kusmalar meydana gelir.
8- Penis başı aşırı duyarlığı: Sünnetten sonra 3 ay kadar sünnet başında aşırı duyarlılık oluşabilirse de bu zaman içerisinde kaybolur.
9- Sünnet sonrası sıkı bandaja bağlı olarak idrar yapamama durumu olabilir.
)