Özürün ne olduğunu ifade ederek başlamak en iyisi galiba.. Özür, elimizden gelmeyen nedenlerle yaptığımızı düşündüğümüz ya da öyle olmasını istediğimiz, sonradan da pişman olup ya da öyle anlaşılmak istediğimiz durumlar karşısında üzüntümüzü, aynı durumun tekrar yaşanmayacağını vaad eden bir ifadedir bana göre.
Özür dilemek güzel bir şey midir? Evet, güzel bir şeydir. Yanlışımızı farketmişiz, tekrarlanmasını istemiyoruzdur. "İstemeyerek, duygularıma söz geçiremedim, bu davranışı yaptım"dır. Belki aceleden hızlı fakat yanlış karar verme durumu oluşmuştur. En basit ve en çok haliyle birisine hızımıza sahip olamayıp çarpmışızdır, dokunmuşuzdur. Dokunmak, ten teması güzeldir. Ancak, sosyal hayat içinde kendimizi rahat ve huzurlu hissettiğimiz ölçülerde birbirimize yakınızdır. Aileden birinci dereceden yakınlarımızla ten tene temas etsekte, hiç tanımadığımız kişi ile konuşurken aramızda bir metre mesafe isteriz. İşte bu ölçü ya da bize göre ölçü kaçırıldığında rahatsız oluruz ve karşımızdakini de rahatsız ederiz. Özür dileme durumu doğar. En çok kalabalık ortamlarda ayağa basma durumu yaşanır, özür dileriz. Kolumuz çarpar, yüzüğümüz takılır vs.
Dilimiz sürçer özür dileriz, eşimizi aldatırız özür dileriz. En küçük yanlıştan büyüğüne doğru skala geniştir. İstemeyerek yapılan ya da "nasılsa sonunda özür dilerim geçer gider’’ denen hatalar dizisini hepimiz hergün pekçok versiyonu ile yaşamaktayız.
Okullarda öğrencilerin ağzından hiç eksik olmayan ama yapılmaması gereken davranış için hiç çaba sarfedilmeyen, hatta "ben neden özür diliyorum?’’ bilincinde olmadan kullanılan sözcük kalıbıdır. O kadar kolaylıkla söyleniyor ki...
En basit olarak sınıfta ciklet çiğneyen bir öğrenci, sınıfta bu davranışın olmaması gerektiğini bilir. Öğretmen farkedince hemen "özür dilerim’’ der. Bu, öğrencinin bilmediğinden midir? Özür dilemek bu kadar kolay mıdır?
Özür dilemek çok az kullanılsa ve özür dilemeyi gerektirecek durumları gerçekleştirmeden önlesek daha iyi olmaz mı? Özür dilemeyi de hakkını vererek kullansak...
Özür dileme fiilini gerçekleştirdikten sonra sanki üzerimizdeki yük kalkıyor, kuş gibi hafifliyoruz. Ama karşımızdaki kişi gerçekten bizim özrümüzü kabul ediyor mu düşünmüyoruz bile. Biz o tılsımlı sözcük kalıbını söyledik ya herşey tamam oldu.
Dönüp düşünelim, ben ne yaptım? Ne için özür diliyorum? Özür dilemeyecek davranışı gerçekleştiremez miydim? Bunlara, pek çoğunuzun "tabiiki aslında hiç gerekmeyebilirdi’’ dediğinizi duyar gibiyim.
Bu nezaket kalıbını kullanmayı bilmek ama mümkün olduğu kadar az kullanma becerisine sahip olmayı öğrenmek gerekli.
Özür dilemek, çok kolay bir şey değildir aslında.. Gerçekten özür sözcüğüne gereken anlam ve değer verildiğinde.. Günlük yaşam içinde özür dilemek teşvik edilmiştir. Özür dilemek büyüklüktür tarzında. Özür dilendikten sonra karşı tarafın da mutlaka özrü kabul etmesi, zorlayıcı bir takım davranışlar içerir. Anında ve sorgusuz sualsiz özür kabul edilmelidir. Yoksa toplum tarafından kınanmaya hazırsınızdır. Ancak, özür dilemeyi gerektirecek davranışı yapanın tavırları ve duruma meydan vermesi hep göz ardı edilir.
Özür dilemek, pişmanlıktır. Öyle de olması gerekir. Hepimiz insanız, tabii ki istemeyerek yanlış yapabiliriz. Vurdumduymaz olarak yaşamak toplum içinde saygınlığımızın kaybolmasına neden olur. Gerektiği zaman yanlışımızın farkında olarak üzüntümüzü bildirmeliyiz. Bu bildirim de sıradan değil, samimiyetimizle ve tüm duygularımızı yansıtarak olmalı.
Çocuklarımıza da yaptıkları yanlışın farkında olmalarını sağlamalı, ezilmeden ancak insani olarak özür dileyebilmeyi öğretmeli fakat özür dilemenin de ağırlığını hissettirmeli, önemini kavratmalıyız.