DETOX (TOKSİNLERDEN ARINMA)
Sağlığımızı neden kaybediyoruz, organlarımızı normal sağlıklı fonksiyonlarından uzaklaştıran sebepler nelerdir gibi sorular hepimizin merak ettiği konulardır.
Bazı nedenlerden dolayı vücudumuzdaki hücrelerde değişiklikler başlar. Bu nedenlerin başında ailevi yatkınlık, çevresel etkenler ve kişisel stresler gelir. Günümüze kadar insanın en önemli stres kaynağı acıkma, susama, soğuk, sıcak ve bakteri kaynaklı hastalıklar gibi basit nedenlerdi. Yeni yüzyılda çevremizle birlikte pek çok şey değişti.
Günümüzde yeni toksinlerle mücadele etmek durumundayız. Endüstriyel gelişim ile birlikte, binlerce kimyasal bileşen doğaya atılmaya başlandı. Aldığımız ilaçlar, yediğimiz gıdalar, içtiğimiz su ve aldığımız her nefes vücudumuza yeni toksinleri taşımaktadır.
Toksinler ciddi sağlık riski yaratabilecek olup, haklarında çok az şey bilinmektedir. Üstelik de, iki veya daha fazla toksin bir araya geldiğinde daha güçlü bir etkiye sahip olup sağlığımızı etkilemektedir.
Dişlerimizdeki cıvalı dolgular, kök kanallarında anaerobik bakteri, antibiyotik kullanımına bağlı bağırsaklarda anormal bakteriyel flora, kurşunlu benzin kullanıldığı dönemde kemiklerimizde birikmiş olan kurşun, kanımızda dolaşarak karaciğer metabolizmasını bozan ilaçlar her geçen gün artmaktadır.
Toksin kaynakların hızla çoğalmasından dolayı vücudumuzu hızla toksinlerden arındırmamamız (detox) gerekmektedir.
Hücrelerimize zarar veren toksinler gözle görülemez ve vücuda girdiklerinde hücre düzeyinde parçalanırlar. Bu olay yavaş yavaş sinsice senelerce sürmekte ve gerçek hastalık ortaya çıkana kadar bizim bu olaydan haberimiz olmamaktadır. Toksisiteden kaynaklanan hastalıklar kimyasalların kan ile vücuda yayılması ile meydana gelir ve sonuç olarak hücreler ve organlar kirli (kontamine) bir ortamda yüzer hale gelirler. Detoxifikasyon, kanı temizleyen, toksinleri vücuttan uzaklaştıran bir tedavi rejimidir. Hücrelerimizin detoxifikasyon enzim sistemi, biz toksinlere maruz kaldıkça hücrelerimizi korumaya çalışmaktadır. Bu enzimler toksinlerin non-toksik hale çevrilmesini sağlarlar. Biz vücudumuzda meydana gelen bu mucizenin farkında bile olmayız.
Detoxun üç ana konusu vardır.
1. Ağır metal maruziyeti (kurşun, civa,kadmiyum)
2. Yağlarda biriken pestisid ve organik solvent artıkları
3. Değişmiş barsak ekolojisi
Bunların hepsinin ayrı ayrı detox programları olup, alakalı oldukları düşünülse de her biri farklı ele alınmalıdır. Ancak hücrelerimiz bu farklılığı bilmezler, onlar bu 3 değişik türde toksinin karışımı ile adeta sürekli yıkanırlar. Edindiğimiz tecrübelere göre multipıl detox programı uygulamakta fayda vardır.
Komple detox programında şunlar bulunmalıdır:
1. Barsak membranındaki enflamasyon ve değişmiş olan barsak florası için diyet tedavisi
2. Safra atılımını stimüle etmek için faz 1 ve faz 2 karaciğer detoxifikasyon programı
3. Yağda birikmiş pestisidlerin vücuttan atılması için ozon sauna uygulanması
Bu üçlü tedavi ile karaciğer, dalak, lenf ve sindirim sistemi (Retiküloendotelial sistem) fonksiyonları stimüle edilmiş olur.
Detox yeni bir iyileşme yöntemi ya da hafta sonu uygulanacak 2 günlük bir program değildir. Aslında hücrelerimizin pekte yabancı olmadığı bir prosesdir ve detox vücudun kendi kendini onarmasına yardımcı bir yöntemdir. Nasıl ki antibiyotikler vücuttaki bakterileri öldürmeye yarıyorsa, detox da hücrelerin normal çalışmalarına engel olan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan bir sistemdir. Aynı zamanda hücreler aktivitelerini maksimize edecek beslenme desteğini de alırlar. Böylece vücudun kendi kendini tedavi etme mekanizması çalışabilir.
Eğer insanın detoxifikasyon mekanizması zayıf ise daha hızlı yaşlanma eğilimindedir ve kalp hastalıkları, kanser ve kronik dejeneratif hastalıklara yakalanma şansınız daha fazla demektir.
Detoxifikasyon sinir sistemi, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemini korumaktadır.
Detoxifikasyonu öğrendikten sonra daha uzun seneler sağlıklı ve genç kalabileceksiniz. Hangi hastalığınız olursa olsun detoxifikasyon size yardımcı olabilmektedir, Çünkü, detox sayesinde önemli organların ve organ gruplarının örneğin beyin, böbrek, karaciğer, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarının full kapasite ile çalışması ve performanslarının artırılması sağlanır. Verilmiş olan zararın düzelmesi için vücudun kendi iç ekolojisinin sağlanması gerekmektedir.