Bebeğinizi, onun sağlıklı büyüme ve gelişmesi için en doğal besin olan anne sütü ile beslemelisiniz. Bebekler doğar doğmaz emzirilmeye başlanmalıdır. Doğum sonrası emzirme anne ile bebeğin ilk fiziksel temasıdır. Bebek, ancak emerek doğru emmeyi öğrenebilir. Doğumdan sonraki ilk günler bebeğin emmeyi, annenin de emzirmeyi öğreneceği günler olup her ikisinin de bu eğitim için zamana ihtiyacı olacaktır. Düzenli bir beslenme alışkanlığının gelişmesi belki haftalar alacaktır, bu normaldir.
Bebeği acıktıkça emzirmek yerinde olacaktır. Yeni doğan bebekler genellikle 2-3 saatte bir acıkabildiklerinden günde 8 kez beslemek yeterli olacaktır. Bebekler genellikle aç olarak 4 saatten fazla uyuyamazlar. Gece ve gündüzü ayırt edemedikleri için geceleri de uyanıp karınlarını doyurmak isterler. Bu nedenle geceleri de bebeği 2-3 kez beslemeniz gerekecektir. Sonraki aylarda bu süre giderek artacaktır.
Anne sütü arz-talep kanununa göre üretilir. Bebek ne kadar emerse o kadar süt üretilir. Sık emzirme ile meme uyarılırsa daha fazla süt üretilecektir. Bebeğe su ya da hazır mama verilirse süt salgılanması azalır. Fakat çok az sütü olan annenin bebeğine başlangıçta az miktarda mama verilmesi yerinde olacaktır. İlk 3-4 hafta içinde süt giderek çoğalacak ve bebek emmeyi anne ise emzirmeyi tam anlamı ile öğrenecektir.
Başarılı emzirme sabır ve doğru pozisyon ile sağlanabilir. Doğumdan sonra bebek emzirilmeye hazırdır. Emzirmenin en kısa sürede; doğumdan sonra 1 saat içinde başlatılması gerekir. Eğer bu süre içinde bebek emmeyi istemez ise yarım saat sonra yeniden emzirilmeli ümitsizliğe düşülmemelidir.. Bebeğin doğumdan sonra uykulu olması ve bu durumun birkaç gün sürmesi doğaldır. Yeni doğan bebekler günde 8-10 kez emzirilmeli ve ilk ay içinde bu sıklıkla emzirme devam etmelidir.
İlk günlerde meme ile birlikte biberon verilmemelidir. Anne memesini emme aktif güç gerektiren bir olaydır. Biberondan emme ise pasif olup tamamen farklı bir emme şeklidir. Erken dönemde biberon ile tanıştırılan bebeklerin tekrar anneyi emmeleri zorlaşmaktadır. Eğer bebeğe ilk günlerde mama, su, ilaç vb şeyleri vermek gerekirse bunu kaşık ile yapmak gerekir.
Sütü artırmak için ne yapılmalıdır?
Sütünüzün çoğalması için yapacağınız tek şey iyi beslenmek ve bol sıvı almaktır. Bol proteinli ve bol karbonhidratlı besinler almak ve içebildiğiniz kadar su ve meyve suyu içmeniz doğru olacaktır. Dinlenmek ve uyumak süt miktarını etkiler. Süt üretimi için enerjiye ihtiyacınız olacağından zayıflatıcı diyetlere girmeniz doğru olmayacaktır.
Bebeğim çok ağlıyor. Acaba benden yeterli süt alamayıp aç mı kalıyor?
Bebeğin emerken aldığı süt miktarı tam olarak saptanamaz. Bebeğinizi her ağladığında veya 2-3 saat aralıklarla emziriyorsanız, kilo alışı da normal sınırlarda ise yeterli süt alıyor demektir. Bebeklerin ilk günlerde doğum ağırlıklarından bir miktar kayıp etmeleri ve doğum kilolarına yeniden dönmelerinin 1-2 hafta almasının normal olduğu unutulmamalıdır.
Bebeğimi ne kadar süre ile emzirmeliyim?
Anne sütü emzirme boyunca hep aynı yapıda değildir. Emzirmenin başında daha akıcı, su içeriği daha fazla süt gelir, sonlara doğru kalorisi daha yüksek ve daha doyurucu olur. Bu nedenle bebeğin her defasında her memede en az 10-15 dakika tutulması gereklidir. Aksi taktirde bebek kısa sürede yeniden acıkacaktır. Toplam emzirme süresi 30 dakikayı geçmesi halinde ise fazla hava yutacağından gazı artacaktır.
PRIVATE Emzirme pozisyonları
Emzirme pozisyonlarından biri otururken bebeği kucağa almaksızın, yandan kalçanın üzerine koyulacak yastığa yatırarak emzirmektir. Bebeğin vücudu ve bacakları kol yardımıyla desteklenir. Bu pozisyonda elinizle başını memeye yaklaştırın. Özellikle sezaryenli annelerde, düşük doğum tartılı ya da emerken hemen uykuya dalan bebeklerde önerilir.
En yaygın olarak tercih edilen pozisyon ise kucakta emzirmedir. Vücudu yana çevrilen bebeğin sırtı, poposu ve kafası kolunuzla desteklenmelidir. Bebeğin yüzünü göğüs ucunuza bakacak şekilde tutun. Serbest elinizle baş parmağınız yukarıda, diğer parmaklarınız aşağıda olacak şekilde meme başını tutarak bebeğin yanağına ya da dudaklarına değdirin. Meme ucu bebeğin yanağına ya da ağzına değdiğinde, bebek arama refleksiyle ağzını açar. Ağzını açar açmaz bebeğin başını meme ucunuza doğru itin. Burada önemli olan memeyi bebeğe doğru değil, bebeğin başını memeye doğru getirmenizdir. Bebek, meme ucunu dudakları arasına alarak memeye yapışır. Normal emme mekanizması şunları içerir;
* Meme ucunun tamamının, çevresindeki koyu kısmın da en az 4-6 cm'lik bölümünün, emilmeye başlanması
* Önce doyurucu olmayan hızlı emme ve göğüs ucunun uyarılmasıyla ilk süt boşalması,
* Meme ucunun dil ve diş etlerinin yardımıyla damak üzerinde sıkıştırılmasıyla vakum yaratılması,
* Yaklaşık saniyede bir, yavaş emme-yutma ritmi oluşturarak süt kanallarındaki sütün boşalması.
Emzirmenin altın kuralları
* Bebek emerken, meme ucunuzun tamamı ve meme ucu etrafındaki koyu renkli kısım bebeğin ağzı içinde olmalıdır.
* Emzirme esnasında bebeğin burundan rahat nefes alıp verebileceği pozisyonları seçin. Bebek emerken burun deliklerinin meme tarafından kapatılmamasına özen gösterin.
* Günlük sıvı alımınızı artırın. Dengeli beslenmeye çalışın.
* Göğüs uçlarınızı yalnız su ile temizleyin. Göğüs uçlarınızı sıkça açık bırakın. Öyle ki hava ile temas edip kurumalarına olanak tanıyın.
* Bebeğiniz yeterli miktarda süt alıyorsa günde 5-6 kez bezini ıslatması gerekir. Anne sütünün yeterli olup olmadığı bebeğin ağırlık artışıyla takip edilir.
* Olanak buldukça uyumaya ve iyi dinlenmeye çalışın..
Bebeğin ağız duruşu nasıl olmalı?
Bebek, emzirmek için göğse yaslanırken anne ile göz göze gelmelidir. Çünkü anne bebeğine ağzını ne kadar açması gerektiğini gösterebilir. Belli bir süre sonra bebek, ağzını ne kadar açması gerektiğini böylelikle öğrenir. Sık karşılaşılan problemlerden biri, bebeğin ağzını az açması, bu nedenle de annenin canını acıtmasıdır. Bu noktada cilt tahriş olmaya başlar ve emzirme devam ettiği süre boyunca kızarmalar ve şişmeler oluşur. Hatta bazen bu zedelenmeler göğsün kanamasına bile neden olur. Bunu önlemek için öncelikle bebeğin, sadece göğüs başını değil, göğüsten ağzına daha büyük bir bölümünü alması gerekir. Böylece zedelenme riski en aza indirilir.
Önemli olan bir başka nokta da, emme esnasında bebeğin dilinin göğüs başının altında olması gerektiğidir. Çünkü dil, göğse hava yastığı etkisi yaparak acımayı önler. Ayrıca dilin yaptığı ritmik baskı göğüsten sütün daha rahat akmasını sağlar, böylece bebek daha fazla bastırma ya da daha kuvvetli emme ihtiyacı hissetmez. Bu nedenle anne bebeğin ağzını doğru şekilde yerleştirmeli, dilini ayarlamasına yardımcı olmalıdır.
Karın karına duruş:
Çoğunlukla annelerin yaptığı en büyük hata bebeği yanlış pozisyonda tutmalarıdır. Emzirme esnasında bebeğin üzerine ve öne doğru hafifçe eğilmek yanlıştır. Bebekle karın karına bir pozisyon alınmalıdır. Yani anne rahat oturmalı ve bebeğin karnını kendi karın bölgesi hizasına getirmelidir. Böylece bebek göğüs bölgesine çok rahat ulaşır. Göğsü rahat kavrayan çocuk çenesiyle üstten ve alttan baskı yapmak zorunda kalmaz. Böylece annenin canı acımaz. Bebeği süt gelen noktayı iyi kavraması, sütün çeşitli bölgelerden gelebileceğini bilmesi önemlidir. Eğer sadece bir bölgeye yoğunlaşırsa, bir müddet sonra süt azalabilir, hatta kesilebilir. Klasik emzirme pozisyonu olan ve beşik pozisyonu denilen karın karına yatışta, anne bebeği sırtından kavramalı, ama bu esnada annenin kolu bir yastık veya koltuk kenarı ile desteklenmelidir. Anne kolu destek alırsa, bebeğin açısı hiç değişmez ve böylece emzirme işlemi daha kolay olur. Ayrıca anne, hiçbir zaman bebeği kafasından tutmamalıdır. Çünkü annenin eli bu esnada bebeğin bastırma gücünü değiştirebilir. Bu da sütün azalmasına neden olabilir.
Emzirmeden sonra kremleme
Bebek ilk doğduğu sıralarda, anne ağzını açarak bebeğe örnek olmalı ve bebeğin bunu öğrenmesini sağlamalıdır. Bir süre sonra bebek, ağzına göğüs başı değer değmez, açma hareketini kendiliğinden yapar hale gelir. Bebek doğuştan vakumlama işlemini bildiği için emme esnasında bu konuda zorluk çekmez. Göğüste zedelenme olduğu zamanlarda emzirme işlemine 14 saat kadar ara vermek gerekir. Çünkü zedelenmenin üzerine tekrar emzirme yapıldığı taktirde, göğüs iyice tahriş olur ve kanamalar görülebilir. Ağrı hala devam ediyorsa 14 saatten daha fazla beklemekte yarar vardır. Zedelenmiş, çatlamış olan memeye normal kremleri kullanmak çok fazla etkili olmaz. Bu nedenle yağ oranı çok yüksek ve içeriğinde yakıcı madde bulunmayan kremleri seçmek gerekir. Çünkü göğüs emzirmeden sonra kurur ve bu kuruluk devam ederse çatlaklar meydana gelir. Emzirme için eczanelerden temin edilebilecek biberon ucunu andıran göğüs uçlukları da kullanılabilir. Göğüste şişkinliği oluşturan iki neden vardır: Birincisi göğsün mikrop kapmasından dolayı oluşan enfeksiyondur. İkinci neden ise bebeğin sütü tam olarak içememesi sonucu belirir. Süt dışarıya atılamadığı zaman belli bir noktada toplanarak sertleşme oluşur.
Bebeğin emme tekniğinde dikkat edilmesi gereken noktalar:
Bebek emerken alt dudağı aşağı çekerek ağız içine bakın. Dili iki dudağının arasında ve dilinin üzerinde meme ucu bulunmalıdır. Böyle değil ise bebek büyük olasılıkla kendi dilini emiyordur. İşaret parmağınızla çenesine hafifçe basarak aşağı doğru itin, bir parmağınızla göğüs ucunu bebeğin dilinin tam üzerine yerleştirerek emzirmeyi sürdürün. Bebek doğru yapana kadar işleme devam edin.
Bebek, memeyle beraber alt dudağını da emiyorsa, alt dudağını çekerek düzeltin ya da emzirmeyi sonlandırıp tekrar başlayın.
Meme ucu aşağı dönükse, bebeğin ağzına düz girebilmesi için, meme ucu üstünden baskı yapın.
Bebek emerken çenesiyle çiğneme hareketleri yapıyorsa, işaret parmağınızla çenesini, çiğnemeyi engelleyecek kadar, aşağı doğru bastırmanız gerekir.
Bebeğin emmesini kontrol etmek için elinizi iyice yıkadıktan sonra, tırnak kısmı bebeğin diline değecek şekilde işaret parmağınızı bebeğin ağzına sokmalısınız.
Bebek iyi emiyorsa, parmağınızı dili ve yumuşak damağı arasında iyice kavrayarak ritmik hareketlerde emdiğini ve parmağınızın boğazın arka kısımlarına doğru çekildiğini hissedersiniz.
Bebek çok heyecanlı ise, memeyi sık sık kaçırabilir. Bebeği rahatlatmanız gerekir.
Bebek anne sütünü çok hızlı yutarsa beraberinde fazla hava da yutabilir. Bu durumda midesinde yer açabilmek için gazının daha sık çıkarılması gerekir
Bazı bebekler emzirme başladığında, hemen süt gelmezse ağlayabilirler. Bu bebeklerde emmeye başlarken elle biraz süt boşaltılması yararlıdır.
Emzirmede karşılaşılabilecek sorunlar:
Emzirme döneminde göğsün aşırı sertleşmesi, sütün azalması, hatta kesilmesi gibi ciddi sorunlarla da karşılaşılabilir. Bunun sebebi çoğu zaman annenin kendisini çok fazla baskı altında hissetmesi ve kendisine ayıracak, rahatça dinlenecek vakti olmamasıdır. Çocuk, eş, ev işleri, ziyaretçiler derken annenin bu duruma gelmesi oldukça normaldir. Annenin kendisine ayıracak hiç zamanı kalmaz. Tüm bunların sonucu olarak, göğüs başları belirgin bir biçimde kızararak şişer ve süt yeterli miktarda gelmeyebilir. Bir yandan bebeği doyurmak ve emzirmek zorunda olma düşüncesi annenin içini kemirir ve canı daha çok yanar. Yerine getirilmesi gereken vazife ve ağrının yarattığı hassaslık sütün gelmesini engelleyebilir. Çünkü bu esnada göğüs içerisinde bulunan dokulara baskı olur. Ama asıl sorun yaşanılan ruhsal baskıdır. Bu soruları yaşayan annelere rahatlama duygusu ancak her şey yoluna girdiğinde gelir.
PRIVATE Sütün azalması:
Biyolojik bazı sebeplerden dolayı anne göğsünden gelen süt azalır. Bebeğin yanlış tutulması veya yatırılması, sütü doğru içemiyor olması da sütün belirli bir bölgede toplanarak dışarıya çıkmamasına yol açabilir. Doğumdan sonra doktordan yardım alarak emzirmeyi öğrenen anne bu tür sorunlarla daha az karşılaşır. Ayrıca evde bebek için bakıcı tutmuş anneler de emzirme esnasında bakıcıdan yardım isteyebilirler. Bebeğin doğru pozisyonu dışarıdan da rahatlıkla görülebilir ve konusunda tecrübeli olan bakıcı tarafından yardım alınabilir. Anne tek başına ise emzirme işlemi daha da zordur. Çünkü hem bebeğini emzirmek, hem de canını acıtmadan süt vermek zorundadır. Bu gibi durumlarda da vücut kendisini gerginleştirir ve canın acıması için zemin hazırlanmış olur. Eşinin bu durumda anneye yardım etmesi gerekir. Babaya düşen görev emzirme esnasındaki duruş pozisyonu önemli olduğundan annenin arkasına doğru yastığı yerleştirmek, onu rahat bir şekilde oturtmaktır.
Ağrılı göğüs dolgunluğu ve gerginliği
Gebelik hormonlarının etkisiyle, meme dokusunun şişmesi, memeye giden kan akımının artması ve yeni yapılmaya başlayan süt nedeniyle doğum sonrası ilk günlerde, göğüsler büyüyerek dolgunlaşır, sertlik, gerginlik ve ağrı oluşur. Bu durumu önlemenin en iyi yolu, annenin doğumdan hemen sonra emzirmeye başlaması ve emzirmeyi sık aralıklarla devam ettirmesidir. Bazen meme şişkinliği doğumdan günler sonra da gelişebilir. Böyle bir durumla, özellikle bir öğün atlamışsa ya da bebek her zamankinden daha az emmiş ise karşılaşılabilir. Ağrının nedeni göğüslerin aşırı dolgunluğudur. Hemen ve sık emzirme dolgunluğu azaltır ve tekrar gelişmesini önler. Göğüslerde ileri derecede şişkinlik olursa, meme ucu ve etrafındaki koyu kısım sertleşir. Bu sertleşme ve gerginlik bebeğin memeyi ağzının içine almasını engeller. Emzirme öncesi göğüs ucu, çok sertleşmişse, biraz süt sağarak bebeğin meme ucunu rahat kavraması sağlanır. Eğer tüm göğüs çok gergin ve dolgunsa, günde 1-2 kez uygulanan sıcak kompres ya da banyoyu takiben memenin dışından ucuna doğru masaj yapılması yararlıdır.
Sağlıklı günler dilerim.
)