BÖBREĞİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ
Böbreğin iyi huylu tümörleri çoğunlukla şikayet vermezler başka sebeplerle yapılan radyolojik incelemelerde tesadüfen ortaya tanınırlar. Ancak bazen basıya bağlı olarak, o tarafta ağrı olabilir. Bazı hastalarda kanama ve hipertansiyon ile kendini belli edebilirler. Bu durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. İyi huylu tümörler bazen görüntüleme yöntemleri ile kanserden ayırt edilemeyebilir, bu durumda cerrahi olarak çıkartılarak sonra kesin tanı konulabilir. İyi huylu böbrek tümörleri şu şekilde sınıflayabiliriz;
1-Basit Böbrek Kistleri:
Basit böbrek kistleri en çok görünen iyi huylu böbrek kitleleridir. Her yaşta görülebilir, ancak doğumdan 20 yaşına kadar nadir görülür. Yaşla birlikte oluşum artar,50 yaşından sonra insidansı %50 olarak gösterilmiştir.
Basit böbrek kistleri çoğunlukta tek böbrekte ve tek lezyon olarak karşımıza çıkmaktadır, ancak çift taraflı ve çok sayıda olanları da vardır. Genel olarak yuvarlak ya da oval olarak içini döşeyen tek sıralı epitelyum hücresi mevcuttur. İçleri berrak ya da sarımtrak renkte sıvı ile doludur. Oluşumunda herhangi bir sebep tepit edilememiştir.
Basit kistler genel olarak 2 cm’den küçük olmakla beraber,1 cm’den küçük ve 10 cm’den büyük olabilirler. Genellikle büyüme eğilimindedirler.
Basit kistler genellikle semptom vermezler, yapılan radyolojik araştırmalarda insidental olarak tespit edilirler. Bazen basıya bağlı ağrı ve kitle şeklinde bulgu verebilir.
Tanı olarak basit kistlerde ultrason ile rahatlıkla tanı konulabilir. Bazen ultrason ile şüphede kalınılabilir,o zaman tomografi,mr,iğne aspirasyonu gerekebilir.
Kanser ekarte edildiğinde bulgu vermeyen basit kistler tedavi etmek gerekmez, Tedavi gerekecekse, iğne ile boşaltılıp içine tekrar olmaması için yapıştırıcı maddeler verilebilir. Laparoskopik olarak kist eksizyonu yapılabilir.
2-Komplike Böbrek kistleri
Yapılan ultrasonda basit kitsen farklı olarak duvar kalsifikasyonu,sıvı içerisinde farklı eko yapısı,septasyon olması durumunda komplike kitsen söz edilebilir.Komplike kistlerde mutlaka kontraslı tomografi yapılmalıdır.Çünkü orada gizlenmiş küçük bir kanser odağı bulunabilir.Kalın bir duvar,bölme,kireçlenme,değişik ekojenite sıvı varlığında komplike kist akla gelmelidir,bu komplike kistler kist içine kanama,enfeksiyon olabileceği gibi kistik kanserlerde olabilir. Tomografi bulgularına dayanarak Bosniak sınıflaması yapılmıştır.Kategori1,2,2f,3 ve 4 olarak ayrılmıştır. Kategori 1 ve 2 de daha ileri inceleme gerekmez, kategori 2f ise kategori 2 den biraz daha kompleks ancak kategori 3 e göre daha az komplike kistlerdir. Kategori 2 f de iyi sınırlı ve multiple ince bölmeleri oaln duvarında az bir kalınlaşma olan kistlerdir. düzensiz kalsifikasyon ve nodüler tarzı kalınlaşma gösterebilir.Kategori 2f ile 3 arasında ayırım yapmak zordur,özellikle ayırım yapılamadığı durumlarda bunu bir üst kategoriye sokarak parsiyel nefrektomi yapmak yaralıdır.Kategori 3 ve 4 cerrahi olarak çıkartılmalıdır
3-Anjiomyolipom:
Değişik oranlarda düz kas, yağ ve kalın duvarlı damarlardan oluşan benign böbrek tümörleridir. Bu tümörler daha çok tüberoz sklerozlu hastalarda daha çok görülür. Bu tümörlerin malign forma dönmesi çok nadirdir. Yan ağrısı, ele gelen kitle ve idrarda kanama şeklinde bulgu verebilir,%10 hastada kanamaya bağlı şok gelişebilir. Hamilelik kanamayı artırabilir. Olguların çoğu ultrason ve tomografi ile rahatlıkla tanı konulabilir.4 cm altındaki kitleler 6 ay ve yıllık kontrollerle takip edilmelidir.4 cm üzerindeki kitleler cerrahi olarak çıkartılmasında yarar vardır. Acil kanama ile gelen hastalarda böbrek koruyucu cerrahi genellikle zordur, nefrektomi yapmak gerekir.
4-Onkositom:
İyi huylu böbrek tümörlerinin %3-7 sini oluşturur.50 yaşından sonra sık görülür, erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülür. Genellikle tek taraflıdır, ama çift taraflı v çok sayıda da olabilir. Radyolojik olarak tanı koymak zordur, ancak patolojik olarak tanısı kesin konulur. Çoğu zaman böbrek kanseri tanısı konularak nefrektomi veya parsiyel nefrektomi yapılır, patoloji sonrası onkositom olduğu anlaşılır.
Renal Adenom:
Genellikle çapları 1-3 mm çaplarındadır, nadiren 1cm’i geçerler. Erkeklerde daha çok görülürler, bulgu vermezler. Tetkiklerde kanserden ayırmak zordur, genellikle parsiyel nefrektomi yapılır.