Cinsellik denince sadece cinsel birleşme değil; duygusal, dokunsal, iletişimsel, paylaşım, aşk ve yakınlaşma akla gelir. Cinsel ilişki her iki kişinin arzusu ve isteğiyle, zorlama olmadan yaşanması gerekir. Sağlıklı cinsel ilişki özgürce yaşanan, yakınlaştıran, mutlu hissettiren fiziksel ve ruhsal bütünlük oluşturan haz kaynağıdır.
Cinsellik kişilerin bulunduğu toplumun kültürel yapısına, yaşayışlarına, fiziksel görünümlerine, inanışlarına, kişilik özelliklerine ve ruhsal durumlarına göre farklılık gösterir. Fakat sağlıklı cinsel ilişki bunu zorlamadan yaşayan, kendilerine özel kılınan, sevdikleri ve sevmediklerine göre, tercihlerine göre zevk almayı ve vermeyi esas kılan sonunda mutlu hissettiren, kimyası uyan yakınlaşmadır.
Cinsel kimlik çok küçük yaşlarda kazanılırken, cinsel bilgi çok geç ve doğru bilinen yanlışlarla öğrenilir. Daha çok küçük yaşlarda ayıplanan, yasaklanan, konuşulmayan, korkutulan bir toplumun bireyi cinsel haz yerine cinsel zorlanma şeklinde bir ilişkiye maruz bırakılır. Kişilerin ilişkilerinde yaşadığı sorunların cezalandırıldığı alan cinsel ilişki olabildiği gibi, sorunlarının çözüldüğü, bağışlandığı yakınlaşma da cinsel ilişkidir. Bu kadar hassasiyet ve değişkenin olduğu cinsellik her türlü handikaba açık demektir.
Toplumda cinsel ilişki fiziksel hastalıklardan çok ruhsal sorunlardan dolayı olumsuz etkilenir. Tam tersi cinsel sorunlar tek başına olduğunda ruhsal sorunların oluşmasına, kişiler arası ilişkinin bozulmasına sebep olabilir.
Cinsel ilişki esnasında iletişim kurmak bedensel, ruhsal ve sözel iletişim esasına göre şekillenir. Bunlardan birinin yokluğu diğerlerinin de olumsuz etkilenmesine sebep olabilir. Nasıl ki sosyal iletişimde kendini ifade etme önemliyse cinsel ilişkinin de iletişim dili önemlidir.
Cinsel sorunlar kadın ve erkekte farklı sebeplerden aynı sorunlara yol açar. Bunlar cinsel isteksizlik, cinsel uyarılma ve orgazm sorunlarıdır. Anatomik ve fiziksel sorunları dışarda tutarsak psikolojik sebepleri çok fazla etkiler.
Cinsel işlevselliği bozan durumlar; kadının ve erkeğin bulunduğu topluma göre yetiştirilme tarzı, geleneksel cinsel rolü, kimliği, ebeveynlerle kurulan sağlıksız ilişki, katı dini ve ahlaki inançlar, baskıcı otoriter bir aile yapısı, kişilik sorunları, cinsel kimlik ve yönelim sorunları, cinsel taciz ve travmalar, cinsel fobi ve kaçınmalar, ilişki çatışmaları ve partnere karşı ilgi kaybı, performans kaygısı, cinsel tiksinti psikiyatrik sorunlar sayılabilir.
Cinsel terapide kişinin cinsellik hakkında ilk tanışması ile başlayan hikayesi tüm ayrıntılarına kadar dikkatlice değerlendirilmelidir. Çünkü zincirin halkası nerden kırıldıysa tüm cinsel ilişkiyi etkileyeceği için sorunun daha da büyümesine sebep olmuş olabilir.
Kendi cinselliğini tanıması bir insan için bazen çok uzak olabilir. Bunun sonucunda karşısındaki kişinin ve kendisinin ne istediğini ve nasıl olması gerektiğini ifade edemeyebilir. Böyle bir durumda uygun bir cinsel danışmanlık bile sorunu çözer. Fakat sorun anılarındaki olumsuz yaşantılarda ise bunun çözümlenmesinde bireysel terapiye de ihtiyaç duyulabilir.
Cinsel doyuma ulaşmak için cinsel birleşme ve orgazm olması her zaman gerekmez. Fakat bu sorunları yok saymak da doğru olmaz. Kadınların kendilerini cinsel ilişkiye hazırlamaları erkeklere göre daha özen gösterilmesi ve duygusal yönü daha ön planda olması ile ayrılır. Erkeklerde ise performans kaygısı kadının yakınlık gösterip, kaygısını anlamaya çalışması ile daha kolay aşılır.
Cinsel fanteziden yoksun bir ilişki bir süre sonra çekiciliğini kaybedebilir. Cinsel yakınlaşmanın koşullarının hazırlanmasında bedenlerin hazırlanması ve cinsel ilişkiye odaklanma haz ve doyumu beraberinde getirecektir. Saymakla bitmeyen cinsel mitler ve inanışlar doğru cinsel bilgiye ulaşılarak karşılıklı iletişimle aşılabilir. Cinsel tecrübe kazanmak aynı partnerle daha etkin bir cinsel birleşme ile ilişkiyi her zaman dinamik tutacaktır.
Cinsel terapide kadın ve erkekte cinsel soğukluk, isteksizlik, cinsel uyarılma ve orgazm sorunu dışında kadında vajinismus, cinsel tiksinme ve ağrılı cinsel ilişki, erkekte ise sertleşme sorunu, erken boşalma ve geç boşalma görülür.
Bu sorunların her birinin tek tek ele alınacağı sebepleri ve çözümleri üzerine danışan odaklı terapi teknikleri sitemizde paylaşılacaktır.
)