Diş erüpsiyonu fizyolojik bir olay olmakla birlikte diş eti epitelinde ve bağ dokusunda da bir takım değişiklikler olmaktadır. Diş erüpsiyonunda kemik doku üzerine gelen basıncın etkisiyle o bölgede kimyasal bir aktivite başlıyor ve kemik bağ doku ve epitelde yıkılmalar başlamaktadır. Bölgenin vaskülarizasyonu yani damarlanmasında artış olmakta. Dolayısıyla bölgede ağrı ve kızarıklık gözlenmekte. Bütün bu olaylar meydana gelirken vücütta histamin salınımı meydana gelmektedir.
Histamin salınımı ve enzimlerin bölgede yoğunlaşarak dişin ağız boşluğuna sürebilmesi için sarfettikleri çaba bölgesel kaşıntılara sebep oluyor.
Histamin salınımı gunduz saat 11 de en az, gece saat 03 te en fazladır. Bu nedenle şikayetlerin geceleri arttiğini farketmek doğaldır. Şikayetleri baskılayıp çocuğu rahatlatmak adına antihistaminik şurup kullanılabilir. Örneğin Avil surup 2x1 olacak şekilde öğlen ve akşam verilebilir, uyku verme özelliği de bulunmaktadır.
Sonuç olarak lokal ısı artışı ve kaşıntı çocukta strese sebep oluyor ve bu kaşıntıyı geçirmek için kendince çözümlere yönlendiriyor çocuğu. Bu da ağza yabancı cisimlerin alınıp bölgenin kaşınılarak uyarılması şeklinde oluyor. Çocukların immün sistemi bizimkilere göre çok daha yüksektir (elbetteki her türlü mikroorganizmada bu geçerli değil). Dolayısıyla ağza alınan herhangi birşey çocukta hastalık oluşturacak ya da ishal yapacak kadar etkili olmuyor.
Ateş 38 dereceyi geçerse seconder hastalıklar araştırılmalı
Yerlerin ve çocuğun ağzına alabileceği cisimlerin temizliğine bir miktar önem vererek ve çok küçük cisimleri ağzına almasını önlereyerek çocuğunuzu serbest bıraktığınız taktirde hem küçük ve az miktarlardaki mikroorganizmalarla çocuğunuzun immün sistemini bir nebze güçlendirebilirsiniz hem de bebek psikolojisinin temelinde yatan bir şeyleri ağza götürerek kavrama yetisini kısıtlamayarak psikolojik baskı altına sokmamış olursunuz. Bu hem bebeğinizin daha sağlıklı bir psikolojiye kavuşmasını sağlar hem de immün sistemini güçlendirir.
)