Atak esnasında hastanın yapması gerekenler;
Olduğu yerde kalmalı ve toplamı en fazla bir saat süren atağın geçmesini beklemelidir.
Dikkatini bulunduğu ortamdaki eşyalara vb ve sıkıntıyı kontrole yöneltmeli; fiziksel belirtilerinden uzaklaştırmaya çalışmalıdır.
Kendisine, “bu kalp krizi değil; panik atağı. Korku merkezim kendiliğinden çalışmaya başladı; yakında geçer; daha önce de geçti” gibi telkinlerde bulunmalıdır.
Aşırı derin nefes alma (hiperventilasyon) panik şikayetlerini arttırır; bu şikayeti olan hastadan “nöbet” geçene kadar bir torbaya soluması istenmelidir.
Her atak başında saate bakması ve sonlandığında ise ne kadar sürdüğünü bir yere kaydetmesi istenmelidir; saatler gibi gelen atak süresinin yalnızca dakikalar olduğunu görme sonraki ataklarda hastanın direncini arttıracaktır.
Sigara yakma, alkol alma gibi önlemlerin atağın geçmesini sağlayamayacağı gibi şiddetlendirebilecektir.
İlaç tedavisi atak sıklığı fazla olan, işlevsel kaybı yüksek olan, birlikte diğer başka bozukluklar da bulunan hastalarda düşünülür.
Bu amaçla kullanılan; benzodiyazepin’lerden Alprazolam (Xanax 0.5 ve 1 mg), SSRI’lardan Paroksetin (Seroxat veya Paxil 20 mg), Sertralin (Lustral 50 mg) geniş vaka serili araştırmalarda etkinliği kanıtlanmış olan ilaçlardır.
Bu ilaçlar bazı olgularda, tedavinin özellikle ilk haftalarında sıkıntıyı (anksiyete) arttırabilir. Bundan dolayı yarım tabletle tedaviye başlanması, yetersiz kalırsa ve tolere edilmiş ise 1-2 hafta sonra dozun tam tablete çıkılması önerilir. Olguların büyük çoğunluğunda, kısa sürede yeterli yanıt alınır.
İlaç tedavisi şikayetler kontrol altına alındıktan sonra 8-12 ay devam ettirilmelidir. Panik bozukluğunun % 30-90’ı ilaç tedavisi sonlandırıldığında nüks etmektedir. Tedavisi kesilecek hastalar yüksek nüks olasılığı hakkında uyarılmalıdır.
Prof. Dr. Atilla Soykan
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Kaynak : Prof. Dr. Ahmet ALPMAN www.ahmetalpman.com