Hiperaktivite ve Okul Başarısı
“Öğretmenler Hiperaktif çocuklara nasıl yaklaşacağını bilmediği için onları okulda problem olarak görüyor ve derslerinde başarısını artırmak için özel bir çaba harcamıyorlar. Bu nedenle öğretmenler bu alanda özel eğitim almalı ve bu çocuklara uygun eğitim vermeli”
1.Öğretmenler yeterince pedagojik eğitim alıyorlar mı ve hiperaktivite çocuklarla ilgili yeterince bilgiye sahipler mi?
Kesinlikle hayır. Öğretmenler üniversite eğitimi sırasında, özel eğitim alanında veya çocuk psikolojisi alanında bir ders almıyorlar ya da mezun olduktan sonra bir kursa gitmeleri zorunlu tutulmuyor. Hiperaktif çocuklara öğretmenler nasıl yardım edeceklerini ve nasıl yaklaşacaklarını bilmediği için onları sınıfta problem çocuk olarak görüyorlar. Bu alanda eğitimleri olsa ya da mezun olduktan sonra özel eğitim kursu zorunlu tutulsa özel eğitim ve özle ilgi gerektiren çocuklara nasıl yaklaşacaklarını, nasıl eğitim verebileceklerini bilirler ve bu çocuklar sınıfta sorun olarak görünmez ve derslerinde geride kalmazlar.
2.Bu rahatsızlık, çocukların eğitim hayatını ne şekilde etkiler?
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu bireyin yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.
Bu rahatsızlığın özeliklerine bakıldığında ne gibi problemler çıkacağını tahmin etmek zor değildir. Öncelikle Aşırı hareketli oldukları için sınıfta oturmakta, sırasını beklemekte zorlanırlar. Aynı zamda dikkatleri dağınık olduğu için uzun süre bir çalışmaya (konuyu dinleme, ödev bitirme, sınıftaki görevler, vb.) yoğunlaşmazlar ve sonu kadar tamamlayamazlar. Bu sırada çok konuşup arkadaşlarının dikkatlerini dağıtabilir ve sınıfta etkinliğin uygulanmasını olumsuz etkileyebilirler. Düzen alışkanlığı olmadığı için eşyalarını, kitaplarını sık sık kaybederler ve çantalarını bir sonraki gün için düzenleyemezler. İsteklerini erteleyemezlikleri, içsel davranışları(dürtülerini) engelleyemediği için okuldaki kurallara uymakta zorlanırlar. Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden kendini fiziksel olarak tehlikeye atabilirler(sağına soluna bakmadan caddeye fırlamak, teneffüslerde merdivenden düşmek gibi).
Ayrıca bütün bunlar arkadaşlarıyla ilişkilerini de olumsuz etkiler. Kısacası okulda başarılı olmayı gerektirecek, dinleme ve dikkatini yoğunlaştırma, düzenli ve planlı olma, sabırlı ve nazik olma, arkadaşlarına değer verme empati kurma becerileri gelişmediği için okulda derslerinden geride kalabilirler. En önemlisi öğretmen böyle bir çocukla uğraşmak istemez ve hatta öğretmen sınıfından çıkarılması için velilerle konuşup onların çocuklarının da bu çocukları problem olarak görmelerini neden olabilirler. Böylece çocuk okula mutsuz olur arkadaşları tarafından dalga geçilebilir ve okulda başarısız olmaya alışır ve öz güveni düşer ve hatta okul fobisi geliştirebilir, okuldan soğuya bilir.
3.Bu rahatsızlığa sahip bir çocuğun öğretmeni ne şekilde davranmalıdır öğrenciye?
Öğretmen önce kendini bu alanda yetiştirmeli. Kendi imkanlarıyla özel eğitim kurslarına katılabilir, bu alanda uzmanlarla işbirliği içinde çalışabilir, okuldaki rehberlik servisindeki psikolojik danışmanlardan destek alabilir. İnternetten bu alanla ilgi çeşitli makaleler okuyarak, bu çocukların özelliklerini öğrenebilir ve sınıfta derslere ilgisini nasıl artırabilirler, dikkatlerini nasıl yoğunlaştırabilirler öğrenir ve sınıfta uygulayabilirler.
Bu çocuklara nasıl yaklaşacağımızı burada anlatmam çok uzun sürebilir çünkü ayrıntılı teknikleri anlatmam gerekir. Kısaca söyleyecek olursam öğretmen bunları yaramaz çocuk gibi görmemeli çünkü bu çocuklar yaramaz değil, özellikleri böyle ve kontrolü dışında. Öğretmen sınıfta çok kuralcı ve disiplinci olmamalı ve çocuklara anlayışlı yaklaşmalı. Derste yaratıcı olmalı onların dikkatini toplayacağı şekilde konuları anlatmalı ve sınıfı düzenlemeli. Bu çocuklara verilen görevleri parçalara bölmeli ve çocukların hareket etmeleri için kısa aralar vermeli. Planlı çalışması alışkanlığını geliştirmek için yapacaklarının yazılı şekilde yazmalı. Örneğin; yarın şu kitapları çantana koy gibi. Olumlu davranışları mutlaka ödüllendirilmeli. Öğretmen aile ile işbirliği içinde olmalı.
4.Hiperaktif çocukların özelikleri nelerdir?
Hiperaktif çocuklarda görülen özellikleri DEHA-DER sınıflandırarak şöyle açıklıyor.
Davranışsal
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların daha doğmadan önce anne rahminde alışılmadık şekilde hareketli olduklarını gösteren raporlar vardır. Bunlar bazen çok fazla ağlayan ve uyku düzeni bozuk olan güç bebeklerdir.
Aşırı hareketlidirler. Sınıfta ya da oturması beklenen durumlarda oturmaz ve yerinden kalkar el ve ayaklarını sürekli oynatırlar. (Ergen yaştakiler sıkıntı veren duygulardan bahsederler).
Kendi başlarına karar vermekte güçlük çekerler.
Sürekli konuşur, bağırır, başkalarını yaptığı işten alıkoyarlar.
Düzensiz oldukları için eşyalarını, kitaplarını, kalemlerini ve oyuncaklarını sık sık kaybederler.
Ödevlerin ve etkinliklerin düzenlenmesinde sıklıkla zorluk çekerler, defterlerinin başı sonu belli değildir, çantalarını düzenli bir şekilde hazırlamazlar. Okula götürülmesi gereken eşyaların çoğu çantasında yoktur ya da gereksiz olanlar vardır.
Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden kendini fiziksel olarak tehlikeye atabilirler (sağına soluna bakmadan caddeye fırlamak gibi),
İsteklerini erteleyemezler, içtepisel davranışlarını(dürtülerini) engelleyemezler.
Sorulan sorulara, tamamlanmadan önce cevap verme eğilimleri vardır.
Karşısındakini dinlememe, sık sık konuyu değiştirme görülür.
Teneffüslerde veya evdeki boş zamanlarında oyun vb etkinliklere katılmakta güçlük çektikleri için birçok becerileri gelişmeyebilir.
Her şeye karışma, mobilyaların üzerinde gezme, ev içinde koşuşturma görülür.
Yalan söyleme, hırsızlık görülebilir.
Sosyal
Dikkat sürelerinin kısa ve atak olmaları çocukların sosyal kuralları öğrenmelerini güçleştirmektedir. Bu nedenle arkadaş bulmakta ve kurallarına göre oyun oynamakta güçlük çekerler. Arkadaş ilişkileri zayıftır.
Grup içinde oynarken ya da çalışırken sırasını beklemekte zorlanırlar. Yönergelere ve kurallara uymada zorluk yaşadıkları için sosyal olarak uyumsuzdurlar.
Akılları başka bir yerdedir, dinlerken karşılarındakinin gözlerine bakarlar ama dinlememiş yada duymamış görüntüsü verirler. Bu yüzden tekrar tekrar aynı şeylerin kendilerine söylenmesine yol açarlar.
Başkalarına karşı itme, çekiştirme, vurma gibi davranışları sık gösterirler.
Saygısız ve küfürlü konuşurlar.
Bilişsel
Zekâları normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen genellikle okul başarıları düşüktür. Çünkü dikkat dağınıklılığı ve aşırı hareketliliği çocukta öğrenme güçlüğü ortaya çıkarır.
Dikkatleri çok kısa sürelidir ve çabuk dağılır. Genellikle başladıkları işi sonlandırmada güçlük çekerler. Devamlı dikkat ve emek isteyen işlerde çalışmak istemezler.
Kendilerine verilen bir görev üzerinde istedikleri gibi çalışamaz ve bitiremezler. İşlerin bitmesindeki bu aksaklık başka nedenlere değil sadece dikkatsizliğe bağlıdır.
Dikkatlerini uygun olarak ortama yönlendiremezler.
Zihinsel çaba gerektiren iş ve görevlerden kaçınırlar. Israr olursa eğer daha büyük sorunlar çıkarabilirler.
Günlük işlerinde genellikle unutkandırlar. Randevularını, beslenme saatini, eşyalarını, öğretmenin aileye gönderdiği mesajları sıklıkla unuturlar.
Çalışmalarını plansız, düzensiz ve karmakarışık bir biçimde sürdürürler.
İçselliği gelişmemiştir. Davranışlarının sonuçlarını değerlendiremezler.
Duygusal
Ruh halleri değişkendir, depresyon görülebilir,
Kendine güvenleri azdır,
Çabuk heyecanlanırlar ve sinirlenirler.
Fiziksel
Kemik gelişimi geri olabilir,
Orta kulak iltihabı, üst solunum yolu enfeksiyonu görülebilir,
İdrar kaçırma olabilir,
Alerjiler sık görülür,
Motor koordinasyonu zayıf olabilir,
Uyku süreleri kısadır,
Santral sinir sistemleri normale göre daha az çalışır.
Kısaca hiperaktif çocuklar okulda sorun olarak görülmemeli ve bu çocuklarla çalışacak öğretmemeler yeterli donanıma sahip olmalı.
Çocukların kendi özelliklerine uygun eğitim almaları dileğiyle,
Pedagog Sevil Gümüş
Kurucu, Aile ve Çocuk Danışmanı
Adres: Çam Sok. N0: 30/1 Emirgan İstanbul
GSM: 0545 788 81 52
)