Göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturur. Bu da kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması anlamına gelir.
Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir. Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir.
Her organ gibi kalbimizin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksin duyar. Kan, kalp kasımıza koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla gelir. Bilindiği gibi damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilir. İskemik kalp hastalığı dediğimiz bu tablo kendini genellikle “anjina” adı verilen bir ağrı ile gösterir. Anjina her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp krizinin en önemli habercisidir. Bazen de hastalar hiç ağrı tanımlamadan da kalp krizi geçirebilir.
Göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturur. Bu da kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması anlamına gelir. Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir. Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir. Böylece hastanın yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve ömrünün uzatılması amaçlanır.
KİMLER KORONER BYPASS AMELİYATINA ADAYDIR?
Koroner arterlerin daralmalarında tedavi çin 3 seçenek söz konusudur. Bunlar; ilaç tedavisi, koroner balon anjiyoplasti (stent uygulamaları bu grup içinde düşünülür) ve koroner bypass ameliyatıdır. Hangi tedavi şeklinin seçilmesi gerektiğine, hastalığın durumu göre kalp cerrahı ve kardiyolog birlikte karar verir. Tedavi yönteminin seçiminde; hastanın genel durumu, koroner arterlerin yapısı ve kalbin kasılma gücü gibi bir çok faktör etkili olur.
AMELİYAT NE KADAR SÜRMEKTEDİR?
Ameliyat süresi yapılacak bypass sayısına ve varsa ek işlemlere bağlı olarak değişmekle birlikte yaklaşık 4 saat kadar sürer.
KORONER BYPASS AMELİYATLARINDA KLASİK YÖNTEM NEDİR ?
Koroner bypass ameliyatlarında bu gün için en yaygın kullanılan yöntemdir. Ameliyat öncesi hasta genel anestezi ile tamamen uyutulur ameliyat safhasında herhangi bir şey hissetmez ve ağrı duymaz. Ameliyatı yapan cerrah kalbe erişebilmek için göğüs kemiğini yukarıdan aşağıya doğru özel bir cihazla keser. Daha sonra kalp ve akciğer kan dolaşımı özel hatlarla kalp-akciğer makinasına bağlanır. Açık kalp ameliyatı da denilen bu yöntemde kalp bir süre durdurulabilir, bu safhada kalp ve akciğerlerin görevini bu cihaz üslenir. Cerrah kansız ve hareketsiz hale gelen kalpde istediği işlemi yaptıktan sonra kalbin tekrar çalışmasını sağlar. Daha sonraki aşamada kalp-akciğer makinasıyla kurulmuş olan bağlantılar ortadan kaldırılır, kesilmiş olan göğüs kemiği özel çelik tellerle dikilerek eski durumuna getirilir.
“MİNİMAL İNVASİF “ KORONER BYPASS CERRAHİSİ NEDİR?
Hastalara daha az travma ve daha kısa sürede iyileşme demek olan minimal invesif yöntemler ancak belli şartlarda uygulanabilir. Hastanın yapısı, ek hastalıkların bulunup bulunmaması, herşeyden önemlisi tıkalı damarın yeri ve sayısı bu yöntemin seçiminde etkili rol oynar. Genellikle kalbin ön inen dalındaki (kısaca LAD olarak bilinir) darlıklarda uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemlerden birisi olan ve “küçük kesi” olarak bilinen işlemde, sol meme altında 5-6 cm’lik bir kesi ile ameliyat gerçekleştirilir. Ameliyat çalışan kalpde gerçekleştirilir ve tüm işlemler bu küçük açıklıktan yapılır. Erken iyileşme ve kısa süreli hastane yatışı nedeniyle cazip bir yöntem olmakla birlikte, görüş alanının kısıtlı olmasına bağlı olarak koroner bypass için kullanılan meme atardamarının yeterli kalitede hazırlanamaması gibi dezavantajları da bulunur.
KALP-AKCİĞER MAKİNASI KULLANILMADAN (POMPASIZ) KORONER BYPASS AMELİYATI NEDİR?
Pompasız yöntem olarak da bilinen bu ameliyatlarda cerrah işlemi çalışan kalpde yapar. Bu nedenle bu ameliyatlar açık kalp ameliyatı değildir. Dolayısıyla klasik yöntemde kullanılan kalp-akciğer makinasının bir çok olumsuzlukları ortadan kalkar.
Pompasız yöntemde kalbin görevini üstlenen bir cihaz olmadığı için kalp vücudun ve özellikle de beyinin gereksinimi olan kanı işlem esnasında pompalamaya devam eder. Bu nedenle kalbin pompalama gücünü önemli derecede etkileyen hareketlerden kaçınmak gerekir. Bu cümleden de anlaşılacağı gibi kalbin arka duvarını besleyen damarlara, bu yöntemde her zaman ulaşabilmek mümkün olmamaktadır.
Pompasız ameliyatlarda kalbe erişim klasik yöntemde olduğu gibi göğüs kemiği yukarıdan aşağıya doğru kesilerek veya sol meme altından küçük kesi ile de olabilir. İşlemi gerçekleştirebilmek için bypass yapılacak koroner arter bölgesi özel bazı aletlerle (stabilizatör) hareketsiz duruma getirilir, böylece cerraha kısmen hareketsiz bir alan sağlanır.
KORONER BYPASS CERRAHİSİNDE KULLANILAN GREFTLER NELERDİR?
Bilindiği gibi koroner bypass işlemi darlık olan arter bölgesinin arkasına yeni bir damarla kan götürmek demektir. Darlığın arkasına yeterli kan taşımak için kullanılan bu yeni damara “greft” adı verilir.
Greftler hastanın kendi atar veya toplar damarlarından hazırlanabilir. Atardamarlardan (arter) hazırlanan greftlerin, toplardamarlardan (ven) hazırlanan greftlere göre daha uzun süre açık kalma gibi bir avantajı vardır.
EN SIK KULLANILAN GREFTLER:
İnternal mammarian arterler (meme atardamarları): Uzun süreli açıklık oranı nedeniyle koroner arter cerrahisinde en sık kullanılan grefttir. Meme atardamarı göğüs duvarının iç kısmında, akciğerlere bakan yüzünde, göğüs kemiğinin iki yanında yukarıdan aşağıya doğru seyreder.
Radial arter (kol atardamarı): Atardamar greftleri arasında ikinci sıklıkla tercih edilendir. Ön kolumuzda biribirine paralel 2 atar damar mevcuttur. Bunlardan biri radial, diğeri ise ulnar arterdir. Bir çok insanda radial arter olmasa bile ulnar arter ön kolun ve elin kanlanması için yeterli olur. Bu nedenle uygun hastalarda radial arter greft olarak kullanılabilir. Doktorunuz ameliyat öncesi yapacağı basit bir testle radial arterin kullanılıp kullanılmayacağına karar verebilir. Radial arterin greft olarak kullanıldığı hastalarda ameliyat sonrası en az 6 hafta ilaç kullanımı gerekir.
Safen ven (bacak toplardamarı): Koroner bypass cerrahisinin ilk dönemlerinden beri kullanılır. Açık kalma oranı atardamar greftlerine göre daha düşüktür. Ancak arteriyel greftlerin her hangi bir nedenle kullanılamadığı durumlarda veya 4 ya da daha fazla damara bypass gereksinimi olduğu durumlarda hastalarda toplardamar greftleri de kullanılabilir.
AMELİYAT SONRASI BAKIM
Hasta yaklaşık 4 saat süren ameliyattan sonra yakından izlenebilmek ve gerekli monitörizasyonun yapılabilmesi için yoğun bakım ünitesine alınır. Burada aynı zamanda ameliyat sonrası erken dönemde hasta için gerekli olan solunum desteği de sağlanır. Bu amaçla hasta ağzına yerleştirilmiş bir boru yoluyla solunum cihazına bağlanır. Ayrıca kol ve boyunda bulunan serum hatları ve kablolar yoluyla gerekli tedavi ve takip yapılır. Bunlar şaşırtıcı, belki de ürkütücü gelebilir ancak tüm kalp ameliyatı geçiren hastalarda uygulanan ve hiç bir zaman durumunda olumsuzluk olduğu anlamı taşımayan bu cihazlar yalnızca yakın takip ve güvenlik için uygulanır. Yoğun bakımda kalış süresi ortalama 2 gün kadardır. Bu süre ameliyatın türüne ve tedavinin şekline göre uzayabilir. Yoğun bakımda kalış süresinin uzaması her zaman olumsuzluk işareti değildir. Daha güvenli şartlarda takip ve tedavi amaçlanır.
İYİLEŞME DÖNEMİ
Koroner bypass ameliyatlarından sonra tam olarak iyileşme dönemi 2-3 ayı bulur. Hastanın iyileşme durumuna bağlı olarak 3 ile 8 hafta sonra araba kullanmaya başlanabilir.
Cinsel aktivite içinse 3 ila 6 haftanın geçmesi beklenir. Büro işiyle uğraşanlar 4 ila 6 hafta içinde görevlerine dönebilir. Fiziksel güç isteyen işte çalışanların ise işe dönmek için 12 haftayı beklemeleri gerekir. İşe dönüş zamanı ve diğer aktivitelere başlama hastadan hastaya farklılık gösterebilir. Bu nedenle ilk kontrolunuzda (ameliyattan sonra 1. ayda) doktorunuz daha kesin bilgiler verebilir.
KORONER ARTER HASTALIĞINDAN KORUNMA İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Özellikle ameliyat olmuş hastalar için daha fazla önem taşır. Koroner bypass sonrası yeniden hastalık gelişmesi riskini en aza indirmek için hastanın yaşam tarzında önemli değişiklikler yapması gerekir. Bunlar, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz, fazla kilolardan kurtulma, kan kolesterol seviyesinin düşürülmesi, şeker hastalığının ve yüksek tansiyonun kontrol altına alınması, uygun diyet, gerekli ilaçların kullanımı ve düzenli aralıklarla doktor kontroludur.