Meme hastalıkları, mastalji (meme ağrısı), memede kitle, meme enfeksiyonları ve meme başı akıntısı başlıkları altında incelenebilir.
1. Mastalji: Meme ağrısı, özellikle fibrokistik değişiklikler olan kadınlarda yumurtlamadan sonraki dönemde (luteal dönem) meme ağrısı ve hassasiyeti daha fazladır. Bu durum luteal dönemde memede bağ dokusunda ödem, süt kanallarında genişleme ve bir miktar inflamasyon olması nedeniyle ortaya çıkar.
Eğer memedeki ağrı adet döngüsüyle ilgili değilse, bu ağrıların nedeni genellikle hormonal dalgalanmalar, memedeki mevcut adenomlar, büyük çapta kistler, meme kasları ve bağlarında olan travma ve gerilmeler ve meme iltihabı (mastit) kaynaklı olabilir.
Mastalji yaş ilerledikçe azalır, meme ağrısı olan hastalar kahve ve çay gibi metilksantin içeren içecekleri azaltmalıdır. Memede kistler ağrı yapıyorsa, bu kistin içeriği aspire edilmeli ve destekleyici sütyen yanında semptomatik rahatlık sağlayan analjezik ilaçlar verilmelidir.
2. Memede kitle: Fizik muayene ile veya hasta tarafından bir kitle saptandığı zaman radyolojik inceleme yapılarak bu kitlenin konumu belirlenir. Memede 2 cm 'den büyük, sınırları net ayırt edilemeyen, hareketsiz sert kitle kanseröz bir lezyonu düşündürür. Ayrıca bu tip hastalarda meme başı akıntısı, meme başında çökme, memede kızarıklık ve ülserasyon izlenebilir. Otuzbeş yaşın üstünde mammografi yapılan hastalarda rozet şeklinde mikrokalsifikasyon izlenen hastalarda kanserden şüphelenilir. Meme ultrasonu ile basit, komplex ve solid kistler ayırt edilebilir. Memede kistler tespit edildiğinde, fizik muayene yanısıra, mammografi, ince iğne aspirasyon biopsisi veya eksizyonel biopsi adı verilen üçlü tanı yöntemi yardımıyla yanılgı payı %1'den az olacak şekilde kanser tansı konulabilir.
İyi huylu (selim) meme kitleleri: Fibroadenom, meme kistleri ve yağ nekrozudur.
Fibroadenom: Genç kadınlarda en sık rastlanan lezyondur. Hastaya psikolojik rahatsızlık verir ve giderek büyürse eksizyonel biopsi yapılmalıdır. Fibroadenomun kansere dönüşmesi oldukça nadir bir durumdur. Fibroadenomun kanser formu (cystosarcama phyllodes) geniş eksizyon ile ortadan kaldırılır, nüksetmesi ya da metastaz yapması çok nadir bir durumdur.
Memede kist: Memede oluşan kistler ultrasonik gözlem altında aspire edilir. Eğer kist altı hafta sonra tekrarlarsa ya da ultrasonda komplike bir kist görünümü mevcutsa cerrahi yolla çıkartılmalıdır.
Yağ nekrozu: Meme biopsisi, enfeksiyon, meme kanserinden sonra yapılan radyoterapi gibi çeşitli durumlarda oluşan meme travmasına bağlı olarak yağ nekrozu gelişebilir. Yağ nekrozuna en sık areolanın altında rastlanır. Meme kanseri ile ayrıcı tanısının yapılması gerekir.
3. Meme Enfeksiyonu: Puerperal mastit: Doğumdan sonra emziren kadınlarda görülen memenin akut selülitidir. Genellikle emzirmenin ilk günlerinde görülür. Selülit meme derisinin bir kısmını kapsar ve bu kısım kama şeklinde ele gelir. Hastalarda yüksek ateş, titreme, halsizlik olur. Meme derisinin etkilenen kısmı sıcak, hassas, kırmızıdır. Enfeksiyon meme süt kanallarının çevresini tuttuğu için meme başından pürülan akıntı gelmez. Staphylococus aureus adı verilen organizma en sık etkendir. Memeye sıcak kompres, elle basınç, pompa ile drenaj gibi çeşitli yöntemlerle memenin çok iyi boşaltılması ve etkin antibiyotik başlanması önerilir. Memede apse oluşmuş ise drenaj yapılır. Gelen pü'den örnek alınarak kültür için gönderilir.
Puerperal olmayan mastit: Birçok anaerob mikroplar etkindir. Çeşitli antibiyotiklerle tedavi edilir. Meme enfeksiyonu basite alınmamalı, her meme enfeksiyonunun altında inflamatuar meme kanseri varlığı ekarte edilmelidir. Eğer meme kanseri mevcutsa antibiyotiğe cevap vermez.
4. Meme başı akıntısı: Meme başı akıntısı fizyolojik olabileceği gibi, hormonal bozukluklara, memede bulunan iyi huylu ya da malign bir kitleye ait de olabilir. Buna rağmen bu tür akıntıların
%95'i iyi huyludur.
Fizyolojik akıntı: Üreme çağındaki kadınlarda meme başı muayenesinde her iki memeden birkaç damla seröz karakterde akıntı gelmesi normaldir.
Galaktore: Emzirme döneminde olan süt salgısı normal bir olaydır. Fakat gebelikle ilişkisiz çeşitli endokrin anomaliler de galaktoreye neden olabilir. Bu tür süt salgılaması olduğu durumlarda adet düzensizliği ya da adetlerin olmaması gibi durumlarla karşılaşılabilir. Memeye travma olması, kronik meme stimulasyonu, troid hastalıkları, hipofizde adenom olması, doğum kontrol ilaçlarının kullanımı, kronik böbrek hastalığı gibi durumlarda memelerden süt salgılanması ortaya çıkabilir. Meme başı akıntısı şikayeti ile başvuran hastalardan ayrıntılı bir anamnez alarak neden ortaya çıkarılmalı ve prolaktin seviyesi, troid fonksiyon testleri istenmeli ve eğer prolaktin seviyesi çok yüksek çıkarsa hipofiz adenomlarını araştırmak için bilgisayarlı tomografi, görme alanı tayini gibi ileri tetkikler yapılmalıdır.
Patolojik akıntı: Bu akıntı tek taraflı, yeşil, kanlı, gri olabilir. Bu tür akıntıların % 5'i kansere bağlıdır. Meme kanserine bağlı olmayan patolojik akıntılar ise, süt kanallarındaki genişleme ve poliplerden ya da fibrokistik değişikliklerden ileri gelebilir. Hasta 35 yaşından küçükse önce meme ultrasonu yapılmalı gerekirse ayrıntılı inceleme için mamografi önerilmelidir. Meme muayenesi yapılarak memede ele gelen kitle olup olmadığı, lokalizasyonu belirlenmelidir. Eğer kanlı bir akıntı varsa ''guaiac testi'' ile gizli kan tesbit edilmeli, gerekirse kanlı akıntı sitolojik inceleme için gönderilmelidir. Hasta genel cerrahiye sevk edilmelidir.
Anormal Mammografi: Fizik muayenede bir özellik olmasa bile mamografide aşağıdaki bulgular tesbit edilirse meme biopsisi alınması gerekir. Radyolojik olarak tespit edilen önemli mamografik bulgular:
-Memede bir alanda kümelenmiş mikro kalsifikasyonlar
-Sınırları düzensiz yumuşak doku yoğunluğu
-Yumuşak doku yoğunluğu içinde ya da çevresinde kalsifikasyon
-Meme parankiminde asimetrik yerleşim
-Önceki mamografide görülmeyen yeni bir anormal bulgu
Memede ele gelmeyen ama radyolojik olarak tespit edilen bir kitleden mutlaka ince iğne biyopsisi yapılmalıdır. Mamografi senede bir tekrarlanmalıdır.
)