Bütün yıl rahatsız etse de, en çok bahar aylarında kâbus haline gelir selülit ve çatlaklar. İnce elbiselerin ve bikinilerin içinde rahatsız hissedeceklerini bilir kadınlar kendilerini. Oysa bu iki probleminde çözümü oldukça basittir: Doğru beslenme ve düzenli egzersiz.
Deri çatlakları, genelde kol, boyun, göğüs, karın ve bel çevresinde oluşan yol çizgileri şeklinde deri problemleridir. Deri çatlaklarının başlıca oluşma sebebi, sık kilo alıp vermektir. Hızlıca kilo almak ve vermek çatlaklara neden olur. Kilosunu başarılı yöneten kadınlarda genelde çatlak problemi görülmez. Kilo yönetiminin sağlanmasında en önemli konu; besinlerle aldığımız enerjiyi gün boyu harcadığımız enerjiye eşit tutmaktır. Günlük beslenme ihtiyacınızda belirli haklarınız vardır. Bu hakları tüketip, daha fazlasına yöneldiğinizde fazla kilolar dolayısıyla da çatlaklar kaçınılmaz olur. Aynı şekilde hızlı kilo vermemekte gereklidir. Hızlı kilo verenlerde sarkma ve çatlaklara çok sık rastlanır. Ayda 4–6 kilo kaybı sağlıklı kabul edilir. Bundan daha hızlı zayıflayanlar sadece sarkma ve çatlaklarla değil, bazı sağlık sorunları ile de mücadele etmek zorunda kalabilirler.
Selülit, deri altındaki yağ dokusunun su ve tuz tutarak şekil değiştirmesi ve portakal kabuğu görünümde bir yapı oluşturmasıdır. Selülitin ise birçok oluşum nedeni vardır. Hormonal değişiklikler, fiziksel aktivite yetersizliği ve yanlış beslenme başlıca sebeplerdir. Erkeklerde selülit olmaz. Bunun nedeni erkek derisinin kadın derisine göre daha dayanıklı olması ve kadın hormonlarına bağlı bir durumun yaşanmamasıdır. Selülit, fazla kilolardan farklı olarak sadece şişmanların sorunu değildir. Çok zayıf kişilerde de selülit oluşabilir.
Selülitle başa çıkmak için doğru beslenmek gereklidir. Bu sorun genellikle dolaşım bozukluğundan ileri geldiğinden ötürü, dolaşımı engellemeyecek şekilde beslenmek gerekir. Vücutta kan dolaşımının sağlıklı olarak sürdürülmesinin ilk koşulu yeterli su tüketimidir. Her yetişkin günde en az 8 su bardağı su içmelidir. Özellikle bu sıcak günlerde terle atılan su miktarı arttığından dolayı tüketilen su miktarını da arttırmak gerekir. Selülit oluşumuna sebep olan içeceklerde vardır. Çay, kahve ve kolalı içecekler yüklü kafein içerikleri ile vücuttan su kaybına neden olurlar. Bu nedenle aşırı miktarlarda tüketilmemelidirler. Bunun yanı sıra alkollü içeceklerde aynı etkiyi gösterir. Kadınlar günde 1 birimden fazla alkol tüketmemelidir. Bu miktar; 1–2 şişe bira, 1–2 kadeh şaraba, 1 duble alkol içeriği yüksek içeceğe eşittir. Tuz tüketimi de önemli bir konudur. Günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşması sağlık için risk oluşturur ve selülite davetiye çıkarır. Gün boyunca tükettiğimiz yemeklerden ve ekmeklerden aldığımız tuz miktarı vücudumuz için yeterli olduğundan sofralarda tuzluk bulundurmak gereksiz bir alışkanlıktır. Ayrıca konserve ve salamura besinlerin aşırı tüketimi de gereğinden fazla tuz almamıza neden olabilir. Taze ürünlere soframızda her zaman daha fazla yer vermemiz gerekir. Mutfakta kullandığımız pişirme alışkanlıkları bile selülite neden olabilir. Kızartma ve kavurma gibi yağ içeriği yüksek besinler selülit oluşumunu hızlandırır. Bu nedenle mutfakta sağlıklı pişirme yöntemleri olan fırında, ızgara veya haşlama yöntemleri tercih edilmelidir. Selülitin en yakın arkadaşlarından biri de sigaradır. Sigara kan dolaşımını olumsuz etkilemesi nedeni ile selülit oluşumuna zemin hazırlar. Sağlık açısından riskleri saymakla bitmeyecek olan sigaranın yaşamımızdan çıkarılması hem yaşam kalitesini arttırır hem de selülit oluşumunu engeller. Besin kalitesi düşük ve vücudumuza fazla enerjiden başka katkısı olmayan abur cubur besinlerinde tüketim miktarının sınırlandırılması olumlu olur.
Zayıflama esnasında oluşabilecek sarkma ve çatlakların önüne geçmek ve selülit problemini çözmek için en etkili yollardan biri de düzenli egzersiz yapmaktır. Egzersiz kasları güçlendirme ve günlük enerji harcamasını arttırarak yağlı doku miktarını azaltması nedeni ile bu sorunlarında önüne geçer. Haftada en az 3 kez 45 dakika esneme, kardiyovasküler egzersiz ve sıkılaştırma egzersizlerinden oluşan bir egzersiz programına dâhil olmak gerekir. Yaz sporlarından yüzme de birçok kası aynı anda çalıştırdığı için bu sorunların üstesinden gelme de size yardımcı olacaktır. Egzersiz yapma fırsatı olmayanlar günde en az yarım saat tempolu yürüyüş yapmalıdır. Hava sıcakları düşünüldüğünde yaz aylarında akşam vakti yapılacak yürüyüşler sağlığımız için daha olumludur.
“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece SİZE özeldir.”
Diyetisyen Gizem TUTAR
)