Beslenme, pek çok insan tarafından karın doyurmak, açlığı bastırmak, canın istediği besinleri tüketmek şeklinde tanımlanmaktadır. Halbuki vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve 50’ye yakın türde besin öğesinin, yeterli ve dengeli bir şekilde besinler yolu ile alınması gerekmektedir. Besinlerin içerdiği protein, vitamin ve mineral gibi besin öğeleri beslenmede büyük önem taşımaktadır. Bu vitaminlerden en önemlileri ve vücuttaki işlevleri aşağıda özetlenmektedir:
A Vitamini:
Görme, büyüme ve üremenin sağlanması yanında enfeksiyonlara karşı direnç sağlar. Deri, akciğer, mesane kanserlerini önlemeye yardımcıdır.
D Vitamini:
Kalsiyum metabolizmasını düzenler, kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlayarak güçlü kemik ve diş oluşumuna katkıda bulunur. Bağırsak ve böbrekten kalsiyum emilimini artırır, ayrıca kalın bağırsak, kemik, deri, meme kanserlerini önleyici etkiler sağlar.
E Vitamini:
Bağışıklık sistemini güçlendirerek kalp hastalığı, katarakt ve çeşitli kanserlere karşı koruyucu etkiler sağlar. Kasları onarır. Antioksidan etkisi ile vücudu toksik maddelerin etkisinden korumaktadır. A vitamininin emilmesine yardımcı olurken, kırmızı kan hücre yapımında da rol oynar.
K Vitamini:
Kan pıhtılaşması, kemiklerin mineralizasyonu ve kırıkların iyileşmesinde etkilidir.
B1 Vitamini (Tiamin):
Şekerin enerjiye dönüşmesine yardımcıdır. Sinir sisteminin çalışması, alyuvarların oluşması ve iskelet kasının korunmasında rol alır.
B2 Vitamini (Riboflavin):
Büyüme ve dokuların yenilenmesinde, B6 vitamininin aktif formuna çevrilmesinde ve enerji metabolizmasında rol alır.
Niasin:
Protein ve yağın vücutta yapımı ve kullanımında, karbonhidratlardan enerji sağlanmasında, DNA oluşumunda ve kolesterolünün düşürülmesinde yardımcıdır. Deri, sinir ve sindirim sisteminin sağlıklı olmasında etkilidir.
B6 Vitamini:
Protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasındaki enzimlerin çalışmasında gereklidir. Güçlü bağışıklık sistemi, kanda alyuvar yapımı, protein ve nükleik asit sentezi için gereklidir.
B12 Vitamini:
Kan ve sinir sisteminin yapısı, DNA ve RNA oluşumu için gereklidir. Kanser, kalp ve sinir hastalıklarından korumada görev alır.
Folik Asit:
Vücudun tüm biyolojik olaylarında yer alır. DNA ve alyuvar oluşumu, aminoasit metabolizması, hücre büyüme ve yenilenmesi için zorunludur. Bağışıklık sistemi hücrelerinin oluşumunda etkindir.
C Vitamini:
Kollajen dokunun sağlamlığı, bağ dokusu sentezi, yaraların kapanması, vücutta demir, folik asit ve kalsiyumun kullanımı, bağışıklık sisteminin güçlü olması açısından önemlidir. Nitrozaminin oluşumunu engelleyici etkisi ile birçok kanser ve kalp – damar hastalıklarına karşı etkilidir. Antialerjik ve antibakteriyel etkisi vardır.
Besinler içerisinde vitamin ve mineraller dengeli olarak bulunur. Aşırı miktarda besin öğesi tüketilse bile toksik olan dozlara ulaşmak pek mümkün değildir. O nedenle besinleri yeterli ve dengeli miktarlarda tüketmek en doğrusudur. Gerek görülürse bir uzman kontrolünde alınmaları daha sağlıklı olacaktır. Ancak özellikle ülkemizde vitamin ve mineral desteklerinin gereksiz kullanımları ile sık karşılaşılmaktadır. Suplemanlar için azı karar, ortası yarar, çoğu zarar düşüncesi ile yola çıkılmalıdır. Bazı suplemanların aşırı tüketimi kısa dönemde kusma, ishal, alerjik reaksiyonlar ve saç dökülmesi gibi sorunlara, uzun dönemde ise böbrek taşlarına, karaciğer ve sinir sistemi hasarına neden olabilir. Yağda eriyen vitaminler vücutta depolandıkları için yüksek doz alımları durumunda toksik etki göstererek zehirlenmelere hatta ölüme bile neden olabilirler. Örnek olarak aşırı A vitamini alımı durumunda karaciğer ve kemik hasarı, baş ağrısı, saç dökülmesi, bulanık görme, dudakların çatlaması, ishal ve doğumsal bozukluklar görülebilir. Aşırı D vitamini alımı kemik ve böbrek hasarına neden olabilir. O nedenle her şeyde olduğu gibi vitaminlerde de doğal olanı tercih etmekte yarar vardır.