Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay, Thea sinensis veya Camellia sinensis olarak adlandırılan bitki kullanılarak elde edilir ve fermente derecesine göre isimlendirilir ve tam fermente edilerek siyah çay; fermente edilmeden ise yeşil çay elde edilir. Yeşil çaya herhangi bir fermentasyon işlemi uygulanmadığı için, siyah çayın içerdiği uçucu yağ bileşenleri oluşmaz. Bu nedenle yeşil çayın aromatik özelliği daha azdır. Siyah çay elde edildiğinde kıvırma, fermentasyon ve kurutma gibi işlemler uygulanır. Siyah çay lezzetinin özellikle kurutma işlemi sırasında oluştuğu gözlenmiştir.
Çayın yapısında sağlıkla ilişkili olduğu düşünülen 4000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Çay kuvvetli antioksidan olan flavonoid içerir. Siyah çaya göre yeşil çayın flavonoid içeriği daha fazladır.
Çay bitkisinde genç yapraktan yaşlıya doğru gidildikçe polifenol miktarı azaldığı için yüksek antioksidan içerik genç yaprak ve tomurcukta toplanmıştır. Çayın kafein miktarı, yaprak boyutları, yetiştiği bölge ve gördüğü işleme göre değişmektedir. Araştırmalar en yüksek kafeinin siyah çayda, yeşil çaydaki kafeinin de siyah çayın yarısı kadar olduğunu göstermektedir. Çay türüne bağlı olarak değişse de 1 fincan (180 cc) çay 15-70 mg. kafein içermektedir. Çay yaprakları hava ve su yolu ile gelen floru tutma özelliğine sahiptir ve günde tüketilen 5 fincan çay flor gereksinmesinin üçte birini karşılamaktadır. Çaya buruk tat ve rengini tanen verir.
Yapılan çalışmalarla çayın, antioksidan, inflamasyona karşı koruyucu, antikarsinojenik, obezite karşıtı, kolesterol düşürücü, antiaterosklerotik, kan şekerinin düzenlenmesinde etkili, antibakteriyal, antiviral, yaşlanmayı geciktirici gibi değişik farmakolojik etkileri olduğu gösterilmektedir. Hipertansiyonlu hastaların daha düşük flavonoid tüketiminde bulundukları, flavonoidden zengin sebze, meyve, çay gibi besinlerin tüketimi arttıkça, hipertansiyon oranının düştüğü gösterilmiştir. Yeşil çayın diş çürümelerini önlediği, kolestrolü düşürdüğü, kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu olduğu belirtilmiştir. Yapılan son çalışmalar orta düzey fiziksel aktivite ile yeşil çay tüketiminin karın bölgesi yağlanmanın azaltılmasında katkıda bulunduğunu göstermektedir.
Çayın faydalı etkilerinin yanı sıra, içeriğindeki kafeinin insan sağlığı üzerindeki etkileri göz ardı edilmemelidir. Kafein, kahve, çay, kolalı içecekler, kakao ve kakaolu besinlerin bileşiminde bulunmaktadır. Bir fincan (200-250 ml.) kahvede yaklaşık 100-120 mg, 1 bardak çayda (çay bardağı ve 5 dk. demlenmiş) 40-50 mg, kolalı içeceklerde ise 100 ml.de yaklaşık 35-65 mg. kafein bulunmaktadır. Sağlıklı yetişkin bireylerde ağızdan alınan kafeinin tamamına yakını (%99) emilir ve ağızdan alındıktan 5 dk. sonra tüm dokularda görülmeye baslar. Günde 5 gramın üzerinde alınması durumunda ise konvülsiyon, koma, solunum ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Kafeine hassas, peptik ülser hastası bireylerde olumsuz etkisi vardır. Gebe ve emziklilerin fazla kafein alımından kaçınmaları önerilmektedir. Aşırı kafein tüketiminin baş ağrısı ve migrene neden olduğu bildirilmiştir. Sağlıklı yetişkin bireylerde kafeinin günlük güvenilir alım dozu 6 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.
Çay hem toplumsal bir alışkanlık hem de sağlıklı bir içecek olmasına rağmen fazla tüketildiğinde vücutta oluşabilecek olumsuz etkilerin olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve riskli gruplarda tüketimine dikkat edilmelidir. Sağlıklı bireylerde siyah çay için günlük 5-6 çay bardağı siyah çay ve 1-2 fincan yeşil çay tüketimi önerilebilir.