BEL FITIĞINDA AMELİYAT NİÇİN TAM SONUÇ VERMEZ?
İnsan omurgasında bel bölgesinde 5 adet omur cismi bulunur. Omurlar arasında bulunan ve elastıkiyeti sağlayan “disk” adı verilen yumuşak et parçasının , herhangi bir basıya, basınca maruz kalması sonucu bulunduğu mesafeyi terk ederek önündeki sinir köklerine değerek onları sıkıştırması tablosuna “bel fıtığı“ diyoruz.
Bel bölgesinde 5 adet omur cismi olduğuna göre; sağ tarafta 5, sol taraftada 5 olmak üzere toplam 10 adet bel fıtığı çıkış yeri mevcuttur… Başka bir deyişle normal bir insanda bel bölgesinde toplam 10 adet bel fıtığı çıkış yeri mevcuttur. Bel fıtığında sıkışan sinir kökleri organizmanın hareket etmesine sebebiyet veren oluşumlardır. Bel fıtığı ameliyatı esnasında bu sinir kökleri serbestleşse de, ilerde orjinal yapısını kaybettiği için çevresine granulasyon dokusu oluşacaktır.
Kaba bir tabirle en mükemmel yapılan bel fıtığı ameliyatlarında bile 10 aralıktan birini iptal ettiğiniz için hastada % 10 hareket kaybı olması normaldir. Eğer 2 tane fıtık varsa %20, 3 fıtık varsa %30, 4 fıtık varsa %40 hareket kaybı olacaktır.
Bu nedenden dolayı, sanılanın tam aksine bel fıtığı ameliyatları radikal %100 netice veren ameliyatlar değildir. Çünkü 10 adet bel fıtığı çıkış yeri bulunmaktadır. Bunlardan biri alınsa, geriye 9 tane daha bel fıtığına aday yer var demektir.
Nitekim bel fıtığından 2-3 kez ameliyat olduğu halde, ilerde tekrar bel fıtığı olan insanlarla karşılaşabilirisiniz. İşte bunun nedeni budur.
Bel fıtığı ameliyatları diğer ameliyatlara benzemez. Apandektomi ameliyatı sadece 1 kez olur. Safra kesesi ameliyatı da sadece 1 kez olur. Çünkü bir insanda bildiğiniz gibi, bir tane apandis, bir tane safra kesesi bulunur. Bunlar radikal çözüm getiren ameliyatlardır. Oysa, normal bir insanda 10 adet bel fıtığı çıkış yeri olduğu için, bel fıtığı ameliyatları radikal sonuç getirmeyen ve ilerideki dönemlerde bir dizi komplikasyonu da beraberinde getiren ameliyatlardır.
Amerika ve Kanada da bel fıtığı ameliyatları 4 seneden beri çok kısıtlı olarak, ancak çok belirgin bazı şartlar meydana geldiğinde yapılmaktadır.
Fakat ne yazık ki ülkemizde medyanın da bilinçsizce yaklaşması neticesi peynir ekmek satılır gibi her yerde herkese bel fıtığı ameliyatları yapılmaktadır.
Günümüzde bel ve boyun fıtıklarına genel yaklaşım MR’daki görüntü ne olursa olsun ameliyat dışı, konservatif tedavilerin uygulanması ve şikâyetlerin ortadan kaldırılmasıdır.
Konservatif tedavilerin cevap vermediği ve hastanın şikâyetlerinin ciddi oranda artığı durumlarda ameliyata gidilmektedir. Günümüzde ameliyatla sonuçlanan vakalarda ciddi olarak düşmektedir. Örneğin İngiltere’de bu oran binde sekizlere kadar düşmüştür.
Ameliyatlarda da şikâyeti kaldırma oranı oldukça düşük kalmaktadır. Sıkça tartışılan ameliyat sonrası şikâyetlerin geçmediği veya daha da arttığı "başarısız bel ameliyatı sendromu (fail back surgery sydrome)" çok ciddi oranlarda görülmektedir.
Bazı araştırmalar ise ameliyat olsun veya olmasın şikâyetlerin tekrarlama şansının 1,5 -2 yıllık dönemde aynı olduğunu göstermektedir. Yine bazı araştırmalar konservatif tedavilerin başarı oranlarının ameliyatlarla aynı olduğu bildirmektedir.
Yerli, yabancı tıbbi araştırmalar fıtıkların başarılı geçen konservatif tedaviler sonrasında sinire baskıların azaldığını, böylelikle ameliyatsızda bel fıtıklarının tedavi edilebileceğini göstermektedir.
Eğer şikâyetler ameliyat tedavilerle kalkıyor ve kısa sürede (bir ağrı kesici gibi birkaç saat sonra) geri dönmüyorsa tedavi başarılı olmuş demektir.
Esasen bel fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi, eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterler de mevcutsa cerrahi tedavisi yapılması esastır.
Bel fıtığında bilinmesi gereken bazı gerçekler :
1) Bel ve boyun ağrıları nerdeyse insanlık tarihi kadar eski ve yaygın problemlerden biridir. Kutsal kitaplarda ve hipokrat`ın yazılarında bile yer almaktadır.
2) Günümüzde dünya nüfusunun %70-80 yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kere bel ağrısı çektiği saptanmıştır.
3) ABD de nezleden sonra en çok doktora gitme sebebi bel fıtığıdır.
4) Bel ağrıları 45 yaş altı bireylerde en çok sakatlık nedenidir.
5) Türk milletinin %60.4 nün bel ağrısı şikayeti olduğu ve kadınlarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Bel ağrıları ameliyat sebebi olarak 3. sırada ve en çok hastanede yatarak tedavi edilen rahatsızlıklar içinde 5. sıradadır.
6) ABD ekonomisi her yıl teşhis ve tedavi masrafları ve işgücü kaybı sebebiyle 60-100 milyar dolar gibi bir ekonomik kayba uğramaktadır. (USA-National Center for Health Statistic 1990).
Bu kaybın ülkemiz için 10 milyar dolar (turizm gelirlerimizden fazla) olduğu tahmin edilmektedir.
7) MR da görülen fıtıkların ağrı mekanizması üzerine etkileri pek açık değildir.
Bel fıtıklarında sinir basısı sonucu kök ağrısının mekanizması açık değildir. Çoğu kez ameliyatlarda bile bu kök basısı bulunamaz. Ağrının tutulan kökün iltihaplanması sonucu oluştuğu konusunda fikir birliği vardır. Yaygın inanış disk içindeki jelimsi sıvının asitik yapısının sinirin dış zarı (dura) üzerine hasar verdiği yönündedir.
Başarılı bir ameliyat sonunda bile kalkmayan ağrılar (fail back surgery syndrome) gibi sebeplerle MR da görülen fıtıkların şikâyetlerin gerçek sebebi mi sorusunu ön plana çıkarmaktadır.
8) MR sonucu görülen fıtıkların ne zaman oluştuğu belirlenememektedir.
9) Ayrıca yine yapılan araştırmalar hiçbir şikâyeti ve ağrısı olmayan (asemptomatik) insanlarında (Dünya nüfusunun sadece %20 si ) MR görüntülerinde disk anormalitelerine %67 gibi ciddi bir oranda rastlandığını göstermektedir.
Yani ciddi fıtığı görünse de, hiçbir şikâyeti olmayan insanlar vardır.
O zaman, MR da görülen fıtığın mı ağrılara sebep olduğu sorusu akla gelmektedir.
Bu yüzden birçok uzmanın birleştiği nokta
1) Bel fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi, eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterlerde mevcutsa en son çare olarak cerrahi tedavisi yapılması esastır.
2) Bel fıtığında tedavi edilmesi gerekenin MR görüntüsü değil hastanın kendisi (ve tabiî ki şikâyetinin) olması gerektiğidir.
3) Ameliyat olan bel fıtığı hastalarına, ameliyatın radikal bir tedavi yöntemi olmadığı, ilerde bir başka yerden başka bir bel fıtığı çıkma riskinin her zaman mevcut olduğu hatırlatılmalıdır. Bu nedenle bel fıtığı ameliyatı olan hastalarda mutlaka bel kaslarını güçlendirici egzersizler yapmalıdır.