BOŞANMA SONRASI ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ
Boşanma bazen “yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktır”. Aile bireyleri yeni bir düzene alışmaya çalışırken, bazı problemlerden kurtulmuş ancak yeni bir takım problemlerle yüzyüze gelmişlerdir. Çocuksuz çiftler boşandıktan sonra kendilerine ayrı yaşam düzenleri kurup hayatlarına devam ederler, zamanla çiftin aralarındaki bağlar zayıflayıp kopar yada arkadaşlık ilişkilerini koruyabilirler. Çocuklu çiftlerde ise işler bu kadar basit olamayabilir. Çocuklu çiftler boşanma sonrası karı koca olmasalar da; anne babalık görev ve sorumlulukları devam eder. Müşterek çocuk veya çocukları için çift boşanma sonrası da birbirleriyle görüşmek, ortak kararlar almak ve birlikte hareket etmek zorunda kalırlar. Taraflardan biri veya her ikisi de yeni bir evlilik yaptıklarında; bununla beraber yeni evliliklerinde de çocuk sahibi olduklarında; işler biraz daha karışabilir ve yeni sorunlar gündeme gelebilir.
Çiftler bazen boşanma öncesi aralarında olan çatışmaları boşanma sonrası da çocukları üzerinden devam ettirebilirler. Aldatılmış bir ebeveyn boşanma sonrası çocuğu diğer ebeveyne göstermeyerek veya zorlaştırarak eski eşini cazalandırmaya çalışabilir. Maalesef ebeveynler arasındaki çatışmadan en büyük zararı çocuğun göreceği ise hiç akıllarına gelmez. Böyle bir ortamdaki çocuk yaşına göre değişen psikolojik sorunlar yaşayacak ve olumsuz tepkilerde bulunabilecektir. Çocuğun sağlıklı fiziksel, sosyal, zihinsel veya duygusal gelişimi de sekteye uğrayabilir.
Bu yazının konusu boşanma sonrası çiftlerin en sık karşılaştıkları problem olan velayetini alamadıkları çocuk veya çocuklarıyla görüşmeleridir. Hukuki açıdan bakacak olursak; ülkemizde Türk Medeni Kanununa göre; çocuk veya çocukların valayeti sadece bir ebeveynine yönlendirilir ve diğer ebeveyni ile kişisel ilişkisi tesis edilir. (TMK 182. md.) Türk Medeni Kanununun Madde 335-351 arasında çocuğun velayeti ile ilgili düzenlemeler yapılmış, velayetten doğan hak, görev ve sorumluluklar belirlenmiş ve hangi koşullarda velayetin değiştirilebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca çocukla kimlerin ve nelere dikkat edilerek nasıl kişisel ilişki kurulacağı Türk Medeni kanunun madde 321-325’e göre düzenlenmiştir.
• Çocukla kişisel ilişki nasıl kurulmalıdır?
Çocukla kişisel ilişki kurulurken Mahkemece çocuğun yaşı, cinsiyeti, sağlıklı gelişimi, kronik rahatsızlığı veya özürünün olup olmaması, eğitim durumu, ebeveyninin aynı şehirde veya farklı şehirde ikamet etmesi dikkate alınır.
Genelde; 0-3 yaş arasındaki çocuklar halen annelerine bağımlı olduklarından ve annelerinden uzun süre ayrı kalmalarının bazı fiziksel veya psikolojik sakıncaları olduğundan ( emziriliyor olması veya ayrılık anksiyetesi gibi); her hafta bir gün 2 ila 6 saat arası kişisel ilişki tesis edilir.
3-6 yaş arasındaki çocuklarda ise anneye olan bağımlılık azaldığından, sağlıklı gelişiminde anne veya baba modeli önem kazandığından, çocuğun kendine özgüvenli yetişmesi, sosyal rolleri öğrenip benimsemesi, sağlıklı bir kişilik ve cinsel kimlik edinebilmesi için diğer ebeveyniyle daha uzun bir kişisel ilişki kurulur. Burada eğer çocuk herhangi bir sıkıntı yaşamayacaksa ve kurulu düzenini engellemeyecek şekilde yatılı da kişisel ilişkisi düzenlenebilir. Örneğin her haftasonu bir gün sabahtan akşama kadar veya her iki haftada bir Cumartesi sabahtan Pazar akşamına kadar yatılı olarak bir gün diğer ebeveyninde kalabilir.
7 yaşından büyük çocuklarda ise; artık çocuk kendisini ifade edebilecek yaşa geldiğinden, kendi öz bakımını yapabileceğinden; diğer ebeveyniyle daha uzun süre yatılı kalacak şekilde kişisel ilişkisi kurulabilir. Çocuğun 2 haftada bir, bir gün yatılı düzenlenen kişisel ilişkisine sömestr tatilinde bir hafta, yazın bir ay, bayramlarda bir gün gibi süreler eklenebilir.
Genel olarak Mahkeme çocukla kişisel ilişkiyi asgari düzeyde düzenler, tarafların kendi aralarında anlaşmaları neticesinde çocukla daha fazla görüşmeleri de mümkündür.
• Çocukla kişisel ilişki hangi koşullarda engellenebilir?
Fiziksel şiddet, çocuğu ihmal etme, ebeveynin akıl sağlığının yerinde olmaması, uyuşturucu madde kullanma, çocuğun huzurunu bozma, psikolojik şiddet, cinsel taciz gibi yanlış tutum ve zararlı davranışları olmayan her ebeveynin, velayeti kendisinde olmayan çocuğuyla kişisel ilişki kurmaya hakkı vardır. Eğer bu tutum ve davranışlara sahip biriyse çocukla kişisel ilişki kurma hakkı Mahkemece engellenebilir. Bu konuda da Aile Mahkemesinde görevli psikologlar tarafından gerekli araştırma ve incelemeler yapılır, düzenledikleri psikolojik inceleme raporuna göre de Mahkeme bu konuda bir hüküm kurar.
• Başka şehirde yaşayan ebeveyn çocuğuyla nasıl görüşmelidir?
Genelde çocuğun yaşı küçükse ve egitiminin sekteye uğramaması bakımından ebeveynin çocuğun bulunduğu şehre gelerek çocuğuyla kişisel ilişki kurması çocuk açısından daha sağlıklı olur. Bunun yanında ebeveynin iş durumu, ekonomik durumu ve içinde bulunduğu koşullar da göz önüne alındığında; çocukla kişisel ilişkisi ayda bir kez çocukla birlikte bir gün kalabilecek şekilde düzenlenebilir, böyle durumlarda ebeveyn ile çocuğun tatillerde veya az aylarında daha fazla yatılı olacak şekilde kişisel ilişkisi düzenlenebilir.
• Eski eşim çocuğumu bana hiç göstermiyor, icrayla gidince de çocuğu benden kaçırıyor. Çocuğumun velayetini geri alabilirmiyim?
Bazen eski eşler çocuğu çeşitli sebeplerle diğer ebeveyne göstermek istemezler. Eğer yukarıda bahsedilen ciddi sebepler yoksa çocuğu göstermemek ciddi bir suçtur. Çocuğun velayeti kendisinde olan ebeveyn ; çocuğun saatinde alınıp teslim edilmemesinden, çocuğunun eve pis geldiğinden, çocuğun iyi beslenmediğinden, ödevlerinin yaptırılmamış olduğundan, kendisine karşı çocuğun doldurulduğundan, çocuğun kötü davranışlar edindiğinden, çocuğun üvey anne-babaya anne, baba diye hitap etmeye zorlandığından, küfür öğrendiğinden, çocuktan kendisi hakkında bilgi almaya çalışıldığından, karşı tarafın yeni bir evlilik yapmasından veya aşk ilişkisinden, nafaka ödememesinden ve buna benzer pek çok konudan şikayetçi olabilir. Ancak bunlar çocuğun terbiyesi ve çocuğa karşı yanlış tutumlarla ilgili konulardır ve çocuğun kişisel ilişkisini engellemek için geçerli bir neden oluşturmaz. Böyle sorunlar yaşanıyorsa, tarafların aralarında konuşarak ortak çözüm bulmaları gerekirse çocuğun yararına olacak şekilde kendilerinden taviz vermeleri ve gerekli değişiklikleri yapmaları için uzlaşmaları tavsiye edilir. Ancak ciddi bir sebep olmadan çocuğun kişisel ilişkisi engelleniyorsa; çocuğu göstermemek hukuken çocuğun velayetinin geri alınması için yeterli bir sebeptir. Bu konuda aile mahkemesindeki psikologların raporlarındaki tespitleri delil niteliği taşır.
• Çocuğumla kişisel ilişki kurduğum zaman nelere dikkat etmeliyim? Bu kısıtlı zamanda çocuğumun her istediğini yapmalımıyım?
Çocukla görüşme esnasında psikolojik açıdan dikkat etmeniz gereken en önemli konu çocukla aranızdaki güven ilişkisidir. Hiç bir çocuk anne veya babasını görmeye gittiğinde ilgisiz bir ebeveynle karşılaşmak veya ihmal edilmek istemez. Burada ebeveynin dikkat edeceği konu çocukla kaliteli bir zaman geçirmektir. Çocuğunuzla 1-2 saatte olsa kaliteli, dolu dolu zaman geçirmelisiniz. Kaliteli zamandan kasıt; çocuğunuzla gerçekten bire bir ilgilenmeniz, onunla ortak faaliyetlerde bulunmanız, gözlerinin içine bakarak dinleyip konuşmanız, sizinle paylaştığı şeyleri sır olarak saklamanız, çocuğunuz yanınızdayken tv izlemek, biriyle sohbete dalmak gibi alışkanlıklarınızdan vazgeçmeniz, tamamıyla onu merkez almanızdır. Burada çocuğunuzun yapmak istediği şeyleri, gitmek istediği yerleri dikkate almalısınız ama bu çocuğun her istediğini yapmanız anlamına gelmez. Boşanma sonrası bazen çocuklar her iki ebeveynini de isteklerini yaptırmak için kullanabilir, annem bana bunu aldı sen almadın, babam bana bisiklet alacak, sen de bilgisayar alsan keşke gibi..
Çocuğunuzla görüştüğünüz zaman asla yanında bulunduğu ebeveynini kötülememelisiniz, çocuğun ağzından laf almaya çalışmamalısınız..Bu tutumunuz çocuğunuzun huzurunu kaçırır ve size olan güvenini azaltır. Hiç bir çocuk anne veya babası arasında taraf tutmaya, tercih yapmaya ya da iletişim için aracı yapılmak istemez ve zorlanması psikolojisi açısından yıkıcı zararlara yol açabilir.
Boşanmış da olsa çiftler çocuğun sağlıklı gelişimi,terbiyesi ve iyi bir eğitim alması için ortak hareket etmelidir. Eğer üvey anne-baba-çocuk varsa onlarla çocuk arasında ayrım yapılmamalı, eşit davranmaya özen gösterilmelidir. Onlarla sorun yaşadıkları zaman objektif ve tarafsız yaklaşıp çözüm odaklı yaklaşım sergilenmelidir. Çocukla onların arasındaki sıcak ilişkiler de ayıplanmamalı ve engellenmemelidir.
• Boşandıktan sonra çocuğumun psikolojisi olumsuz etkilendi..ne yapmalıyım?
Genelde çocukların yaşlarına göre boşanmaya gösterdikleri tepkiler 6 ay ile bir yıl içerisindeyok olur. Bu belirtiler çok ağlama, ders başarısının düşmesi, insanlardan soyutlanma, karamsarlık, hırçınlık, arkadaşlarıyla kavga etme, davranış bozuklukları, öz güveninin azalması, uyku sorunları, altını ıslatma, bazı korkular geliştirmesi, yaşından büyük konuşma, suçluluk duygusu gibi sayılabilir. Ancak şu durumlar varsa derhal yardım alınmalıdır:
--çocuk intihardan bahsediyorsa, düşündüğünü söylüyorsa
--hayvanlara zarar veriyor veya öldürüyorsa
--çocuk kendine fiziksel zarar veriyorsa
--tırnaklarını kanatana kadar yiyorsa
--çocuk eskisine nazaran çok fazla veya çok az yemek yiyorsa
--aşırı kilo kaybı veya kilo alması varsa
--obsesif, takıntılı davranışları varsa
--başkalarına vurmaya başladıysa
--şiddet eğilimli olduysa
--suç işlemeye başladıysa
--alkol veya uyuşturucu kullanmaya başladıysa
--cinsel konularla fazla ilgiliyse, cinselliğe yaşına uygun olmayan şekilde yöneldiyse
--ebeveynleriyle görüşmek istemiyorsa
Bu durumlarda acil olarak bir psikologtan veya psikiyatristten yardım alınmalıdır. Bir uzman tarafından çocuğunuzun değerlendirilmesi sizin fark etmediğiniz konuları gündeme getirecektir. Gerekli olursa çocuk için belli süreli ilaç veya terapi desteği sağlanmalıdır.
Uzman Psikolog TANER TOKUÇCU