Çocuk İstismarına Göz Yummayın!
“ İhmal, duygusal, fiziksel istismar ve cinsel istismar çeşitleri; taciz, tecavüz, ensest, çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmakta, çocuğun gelişimi en üst düzeyde tamamlamasını, potensiyelini gerçekleştirmesini önlemektedir.”
Son yıllarda çocuk istismarı ve ihmali giderek artmaktadır. İngiltere'de haftada dört, ABD’de ise günde üç çocuk, çocuk istismarı ve ihmali nedeniyle ölmekte, 4 yaş altında her bin çocuktan biri fiziksel istismara uğramaktadır. Çocuk istismarı oranı dünyada %1 ila % 10 arasında değişirken ülkemizde bu rakam %10 ila %53 arasındadır ve duygusal istismar %78; fiziksel istismar %24; cinsel istismar ise % 9 oranında olduğu bulunmuştur. İstismara maruz kalan çocukların %70’i 2-10 yaş arasındadır.
Çocukluk çağı travmaları içinde çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması nedeniyle tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma olarak nitelendirilmektedir. Çocuk istismarı sebeplerinin arasında aile içi şiddet ve mutsuz evlilik, sosyoekonomik durumun düşük olması, üvey anne baba, geleneksel aile yapısında fiziksel cezanın kabulü gibi nedenleri sıralanabilir. Anne-babalarda ilaç veya alkol bağımlılığı ile psikotik sorunların varlığı ise istismar riskini artırmaktadır. İstismarcı anne-babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğununkinden üstün tutan, çocuğu gereksinimlerini karşılayacak bir araç yerine koyan, çocukla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olan, katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik yapısındadır.
WHO (World Health Organization-Dünya Sağlık Örgütü), çocuk istismarını “bir yetişkin veya devlet tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar” olarak tanımlamaktadır. Çocuk istismarı; ihmal, duygusal, fiziksel ve cinsel istismar olmak üzere dört grupta sınıflanmaktadır.
Çocuk İhmali
Çocuk ihmali; çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık ve sevgi gibi temel gereksinimlerini çocuğa bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından karşılanmaması sonucu, çocuğun gelişiminin en üst düzeyde gerçekleşmesinin engellenmesi olarak tanımlanmaktadır.
İhmal, anlaşılması ve teşhis edilmesi oldukça zor olan bir kavramdır. İstismar ve ihmali birbirinden ayıran en önemli nokta, istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir durum olmasıdır. Fiziksel istismara göre daha az dramatik olmakla birlikte çocukta yarattığı hasar benzerdir.
Duygusal İstismar
UNICEF, duygusal istismarı ve ihmali; çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının sürekli kötülenmesi, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde bulunulması ve çocuğun, topluma aykırı düşen çocuk bakım yöntemleri ile yetiştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Duygusal istismar çok sık gerçekleşmesine rağmen fiziksel ve cinsel istismar gibi somut bulguları olmadığı için en zor tanınanıdır. Duygusal istismar tek başına görülebildiği gibi fiziksel ve cinsel istismarla birlikte de görülmektedir.
Duygusal istismarın izleri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. Anne ve babası tarafından sürekli eleştirilen, aşağılanan, sevgi ve ilgi ihtiyacı yeterince karşılanmayan çocuklar, pasif kişilik özelliklerine sahip, kendine güveni olmayan ve anti sosyal davranışlar gösteren kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu çocuklarda normal zihinsel kapasite olmasına rağmen, öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlar görülmektedir.
Fiziksel istismar
Fiziksel istismar, çocuğun anne babası ya da bakımından sorumlu başka kişi tarafından sağlığına zarar verecek biçimde fiziksel yaralanması ya da yaralanma riski taşımasıdır. Genel olarak fiziksel istismar, çocuğun kaza dışı nedenlerle yaralanması olarak bilinmektedir.
Avrupa ve Asya’ da 9-17 yaşlar arasındaki her 10 çocuktan 6'sının; Türkiye’de ise 7- 14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık %40'nın yanlış bir şey yaptıkları zaman anne-babaları tarafından dayak yedikleri saptanmıştır. Türkiye’de sekiz ilde yapılan bir araştırmada ise çocukların istismara uğrama oranı %33; tokat atma, kulak ve saç çekme oranı %25; sopa ile dövme oranı %14 olarak bulunmuştur.
Aile içi şiddetle karşılaşan çocuklarda davranış bozuklukları, gelişmede gecikme sık görülmektedir. Ayrıca bu çocukların geleceğin istismarcıları olma olasılığı daha fazladır.
Cinsel İstismar:
Çocuklarda cinsel istismarın yaygınlığı ABD’de 1.3/1,000; Türkiye’ de ise %1.4’dür. Ülkemizde kadınların %20’sinin, tüm erkelerin % 7’sinin çocukluğunda en az bir kez cinsel istismara maruz kaldığı, kız çocuklarının erkek çocuklarına oranla 3 kat fazla cinsel istismara maruz kaldığı saptanmıştır.
Cinsel istismar, psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan bir çocuğun bir erişkin tarafından cinsel doyum için kullanılmasıdır. Cinsel istismar oral-genital, anal, genital veya oral temas ile olabileceği gibi, teşhircilik, röntgencilik ve çocuğu pornografide kullanmak şeklinde de olabilir. Çocuk pornografisi gibi çocuğa yönelik organize cinsel saldırılar giderek yaygınlaşmakta; yasadışı olmasına rağmen internetin de etkisi ile çocuk pornografisi yaygın bir pazara ve yüklü bir ciroya sahip olduğu bilinmektedir.
“Cinsel istismar” ile “cinsel oyunlar”ı birbirine karıştırmamak gerekir. Aynı gelişimsel düzeydeki çocukların birbirlerinin genital organlarına bakması veya ellemesi, ilişki olmadıkça normal olarak kabul edilir ve sağlıklı bir çocuğun kendi bedenini ve karşı cinsi tanıma, ayırt etme aşamasıdır. Bu tür merakların oyunlarla giderilmesi sağlıklı ve güvenlidir.
Çocuğa yönelik cinsel istismarının çocuk üzerinde en fazla etki bırakanı istismarın aile bireyleri veya akrabaları tarafından çocuğun tanıdığı bir yerde gerçekleştirilen ensest durumlardır. Ensest, ana-baba otoritesine sahip bir erişkin ile bir çocuk veya ergen arasındaki her çeşit cinsel ilişkidir. Önemli olan aradaki kanbağı değil, erişkinin anne-baba hâkimiyeti, gücü ve çocuğun bağımlılığıdır. Mor Çatı Derneği’ne başvuran 538 kişinin % 35’inin cinsel şiddete uğradığını, cinsel şidddete uğrayanların % 26’sının ise ensest mağduru olduğu bildirilmiştir.
Cinsel istismarın sık görüldüğü aileler genel olarak işlevselliği bozuk aileler olarak tanımlanmakta ve bu ailelerde olaya yol açtığı düşünülen çeşitli patolojiler bulunmaktadır.
- Baskın ve koşulsuz söz tutma isteyen ana baba modeli: En sık gözlenen katı babanın güç ve kararlarda baskın olduğu aile modelidir. Aile sistemi kapalıdır. Babaların bir kısmı güç ve kontrol sağlamak için şiddete başvurmaktadır.
- Cinsel sorunlar: Cinsel istismarın gözlendiği ailelerde, ana babalarda cinsel sorunlar daha sıktır.
- Sosyal izolasyon: Bu ana babaların çoğunda aile dışı sosyal ilişkilerde kısıtlılık ve zorlanma vardır.
- Rol çatışması: Cinsel istismar uygulanan ailelerde rol çatışmalarına sık rastlanır. Anne genellikle eşlik ve ev kadınlığı rollerini kızına bırakmaktadır, baba da bakım vermeyi ensest yoluyla yapmaktadır.
- Alkol ve madde kötü kullanımı.
- Yadsıma: Aile üyelerinde en sık kullanılan savunmadır. Baba, olayı “seks eğitimi” olarak savunabilir, anne ise kocası ile ilişkisini bozabileceği için reddedip görmezlikten gelebilir. Çocuk utanma ve suçluluk duygularını bastırmak ve aile düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla durumu yadsıyabilir.
Cinsel istismar toplumda sık rastlanan bir durum olmasına karşın, çoğunlukla gizli kalmakta, en çok yüzde 5-10'u ortaya çıkmaktadır.
Çocukların sessiz kalmasının nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Kendilerinin inanılmayacaklarını düşünürler.
- Başlarının belaya gireceğinden korkarlar.
- İstismarcının tehdidinden korkarlar.
- İstismarcıyı korumak isteyebilirler, istismarcıyı sevebilir ama yaptıklarını sevmezler (mağdurun ve ailesinin kötü alğılanması olasılığı).
- Nasıl anlatılacağını bilmeyebilirler.
- Cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmeyebilirler.
- Arkadaşları tarafından dışlanacağından korkabilirler. Homoseksüel olarak adlandırılabileceklerinden korkabilirler.
- Büyükleriyle (otorite ifade edenlerle) cinsel konuları konuşmaktan utanabilirler.
- Gammaz olarak adlandırılmak istemezler.
- İyi çocukların cinsellikle ilgili sözcükleri kullanmamaları gerektiği söylenmiş olabilir.
Çocukluk çağı cinsel istismar çoğu zaman kimseye söylenmediği için birilerince fark edilinceye kadar çocuk tarafından saklanır ya da özellikle tanıdık biri tarafından istismara maruz kalan çocuk olayı bir oyun olarak algılayabilir zamanla bunun bir suç, kendi işlediği bir günah olduğunu düşünür, suçlu hisseder ve utanç duyar.
Cinsel istismar sonrası en sık görülen ruhsal rahatsızlıklar olarak travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, aşırı kaygı, panik, fobiler, unutkanlık, duyarsızlık, güven kaybı, benlik saygısında ciddi hasar, utanç, uykusuzluk, organik bir temeli olmayan dirençli ağrılar bayılma ve madde-alkol kullanmaya başlama veya miktarını arttırma, intihar girişimi, kendine zarar verme davranışı gibi sıralanabilir. Yetişkinlikte ise cinsellikten kaçınma, iğrenme ve cinsel isteğin ve ilginin azalması gibi cinsel sorunlar ortaya çıkmakta ve cinsel istismar öyküsü olan çocukların daha fazla cinsel saldırıda bulunduğu da bildirilmektedir.
Sonuç olarak çocuk istismarı ve ihmali bir halk sağlığı sorunudur. Eğitimsiz ailelerin %40'ı çocuklarını istismar ederken, eğitim düzeyi yüksek ailelerde bu oran %17'dir. İstismar ve ihmal, eğitim seviyesi azaldıkça artış gösteren kavram olduğu için aile merkezli destek programlarına, eğitime verilen önemin ve bilincin artırılması, çocuğun topluma kazandırılması, konu ile ilgili gerekli ve aynı zamanda caydırıcı olacak nitelikte yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bunun yanı sıra cinsel istismarın bir cinsellik değil saldırganlık olduğu bilgisi yaygınlaştırılmalı, cinsel istismar konusunda toplumsal duyarlılık artırılmalı ve bu konu medya, görsel ve yazılı basında “çocuklardan cinsel haz alma”ya karşı çıkılmalıdır.
İstismara uğramış bir çocuğa yaklaşımda en önemli noktalardan birisi çocuğun daha fazla zarar görmesini önlemektir. Çevrenizdeki bir çocuğun istismara maruz kaldığından şüphe ettiğinizde gerekli yerlere başvurun ve bu istismara göz yummayın. Unutmayın bu olaylar hemen yanı başımızda olmakta ve göz yummak geleceğin ruh sağlığı bozuk bireylerinin hatta geleceğin çocuk istismarcılarının yetişmesine neden olmaktadır. Herkes bu konuda duyarlı ve uyanık olmalıdır.
Çevrenizdeki bir çocuğun istismarını önlemeniz dileğiyle,
Pedagog Sevil Gümüş
Kurucu, Aile ve Çocuk Danışmanı
Adres: Çam Sok. N0: 30/1 Emirgan İstanbul
GSM: 0545 788 81 52
Kaynakça:
§ Aral N., Gürsoy F.(2001). Çocuk Hakları Çerçevesinde Çocuk İhmali ve İstismarı, Milli Eğitim Dergisi, 151
§ Birinci İstanbul Çocuk Kurultayı. (2000). İstanbul Çocuk Raporu, İstanbul Çocukları Vakfı Yayınları, 138-146.
§ Canat S.(1994). Ergenlerde aile içi cinsel taciz. Çocuk ve Gençlik. Ruh Sağlığı Dergisi, 1, 18-22.
§ Cinsel Eğitim Tedavi ve Araltırma Derneği (CETAD). (2005). Cinsel Sorunlar, İstanbul.
§ Gonca Yılmaz G, İşiten N, Ertansausage sausageÜ, & Öner A. (2003). Bir çocuk istismarı vakası. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 46, 295-298
§ Taner, Y., Gökler, B. (2004). Çocuk istismarı ve ihmali: psikiyatrik yönleri, Hacettepe Tıp Dergisi, 35, 82-86
§ Turhan, E., Sangün, Ö, & İnandi, T. (2006). Birinci Basamakta Çocuk İstismarı ve Önlenmesi, Sted, 9, 153-157
§ Yılmaz G., İşiten N., Ertan Ü., Öner A.(2003). Bir Çocuk İstismarı Vak’ası,. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 46, 4