Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Kekemelik Sorunu Yaşayan Çocukların Davranışsal Özellikleri

Kekemelik Sorunu Yaşayan Çocukların Davranışsal Özellikleri
16.08.2017
941 Görüntülenme
0 Yorum

Dil ve konuşma gelişimi sürecinde kekemelik görülme oranı yaklaşık % 4 olarak teppit edilmiştir. Her yüz çocuktan 4’ünü etkileyen, yaygın bir sorundur. Çocuğun bir iki yaşları arasında normal konuştuğu gözlenebilir. Konuşmasındaki kısa uzatmalar, bloklar, ses, hece ve sözcük tekrarları ilk işaretlerdir. Kekemelik genellikle yavaş ilerler. Çocuklarda konuşmadaki akıcılığın normal olan yani gelişim içerisinde görüleni ile kekemelik başlangıcının ayırt edilmesi önemlidir. Bunu konuşmada ki bozulmanın tipi, sıklığı ve doğası açısından değerlendirerek yapılır.
Kekemeliğin en fazla geliştiği dönem olan 3-4 yaşlarında, çocuklar nörolojik, motor, bilişsel ve duygusal olarak atak içersine girerler. Pek çok çocuğun bu dönemde konuşmaları bozulabilir. Bunun nedenleri arasında; çocukların yeni kelimeler öğrenmesi, dil ve konuşma gelişiminin devam etmesi, anadilinin ediniminin devam etmesi, dağarcığına yeni sözcükler girmesi, bu sözcükleri öbeklere ve cümlelere dönüştürmesi, sentaks, pragmatik gelişiminin devam ediyor olması gösterilebilir. Bu yüzden çocukların konuşmalarının bozulması söz konusu olabilmektedir. Konuşmada bu tür bozulmalar oluştuğunu gören aile, çocuğa baskı yapma, farkındalığını artırma, travmatik ve etkileyici duygusal deneyimler yaşatma gibi durumlar ortaya çıkardığında çocuktaki akıcılık sorununun kronikleşmesi gibi durumlar gözlenebilmektedir.
Çocuğa dil öğrenim baskısı, akıcı konuşma yönlendirmesi, olduğu gibi kabullenmeme, ne söylediğinden çok nasıl söylediğine odaklanma gibi tutumlar, çocukların kekemelik şiddetini artırmasına yol açabilmektedir.
Bu gelişim evresinde akıcılık sorunu yaşayan her çocuk kekemelik sorunu oluşması gibi bir durum söz konusu değildi. Kimi çocuklarda bu durum bir süre sonra düzelmekte ancak bazı çocuklarda kekemelik davranışı kalıcı olmaktadır. Bunlar kekemelik geliştirme olasılığı yüksek olan çocuklardır. Kekemelikle birlikte çocuğunuzda utangaçlık (özellikle konuşma bozulduğunda ortaya çıkan utangaçlık), güvensizlik, sinirliliğe işaret eden alışkanlıklar (yatak ıslatma, tırnak yeme veya aşırı hareketlilik gibi), zayıf sosyal beceriler, depresyon ve kronik üzüntü, sürekli kaygı hali var ise mutlaka psikolog, konuşma uzmanı veya psikiyatrist’e baş vurmalısınız. Çözüm bu meslek gruplarının ortak çalışmasıyla bulunabilmektedir.
Çocuklarda Kekemeliği Tetikleyen Olası Etmenler
Kekemelik akıcı konuşma bozukluğu sınıfındadır. Psikolojik etkenlerin varlığı inkar edilemez, ancak kekemeliği bir konuşma bozukluğu olarak değerlendirmek gereklidir. Kekemelik konuşma gelişiminde ortaya çıkan akıcılık sorunu olmasının yanında psikolojik sorunlar temelinde de değerlendirilmektedir. Altta yatan psikolojik tetikleyici faktörlerin yanında, nörolojik ve biyolojik temellere dayalı bir konuşma bozukluğudur. Psikolojik faktörleri (Anksiyete, korku, fobiler vb.) ortadan kaldırınca kekemeliğin düzeldiği görülmez. Tedavi edilmesi gereken altta yatan psikolojik etkenlerin varlığı değil, akıcılık sorununun kendisidir. Bu sorunu ancak alanında uzmanlaşmış bir dil ve konuşma terapisti çözebilmektedir. Günümüzde yasal boşluklardan kaynaklı çok fazla alan dışı kişiler konuşma terapisi yaptığını iddia etmektedir. Ancak bu alanda lisans, yüksek lisans yada doktor eğitimi alan uzmanlardan bu terapileri almak gerekmektedir. Diğer türlüsü zaman kaybı, emek ve ekonomik kayıp yada öğrenilmiş çaresizlikten başka bir sonuç doğurmamaktadır.
Kekemeliğin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülen nedenler:
1. Yaşanılan travma, korku ya da anksiyete durumu.
2. Baskıcı, tutarsız, ilgisiz, soğuk, kabullenici olamayan, şiddet gösteren anne-baba tutumlarının varlığı.
3. Kardeş doğumu ve çocuğun evdeki konumunun sarsılması.
4. Çocuğa uygulananan tutumlardaki tutarsızlık, disiplindeki aşırı değişiklik, kuralların sürekli değişmesi ya da uygulanmaması.
5. Yuvaya başlama ve aynı zamanda anne ve babanın onun yokluğundan memnun olduklarını duyma veya hissetme.
6. Aile huzursuzlukları ve boşanmaların olması.
7. Çocuğu baskı altında tutan veya alay eden daha büyük bir kardeşin veya arkadaşın varlığı.
8. Olası sevgisizlik ve ilgisizlik hali.
9. Kekemelikte çevre faktörleri çok önemidir.
Çocuk kekemelik davranışı gösterdiğinde olası stres, travma, kaygı, endişe, korku vb. psikolojik etkenlerin varlığı araştırılmalıdır. Çocuk yaşının ve dil becerisinin üstünde olan kelimeler ve cümleler kullanmak istediğinde, başkaları ile konuşma yarışına girdiğinde stres oluşabilir. Bazen de stres dinleyen tarafından yaratılır (anne/baba/kardeşler/arkadaşlar gibi). Bu dinleyen konumundaki kişinin dinlemediği, konuşan çocuğu böldüğü, çocuğu telaşa sokup sözünü çabuk bitirmesini istediği durumlarda, çocuk konuşurken fazladan bir stres yaşayabilir. Bunun gibi durumlar çocukta korku, reddedilme korkusu ve anksiyete gibi durumların varlığı konuşmayı bozabilmektedir. Bazen de anne ve babanın çocuktan çok yüksek beklentilerinin olması, çocuğun öğrenmenin normal ve doğal bir parçası olan kendi hatasını kabullenmesini zorlaştırabilmektedir. Bu durumun da konuşmanın akıcılığının bozulmasında etkisi olduğu düşünülmektedir.
'Kekemelik konuşanın ağzında değil dinleyenin kulağında başlar.' sözü kekemeliğin öncelikle karşıdan algılanan bir durum olduğunu göstermektedir. Çocuğun konuşmasındaki akıcılık sorunlarını engellemek için aile ile çocuğun günlük rutinini, disiplin uygulamalarını, çocukla ilgili beklentilerini ve onunla olan etkileşimleri üzerine iletişim kurmaya başlayabilmektedir. Çocuğun koşulsüz kabullenilmesi yerine, bir başarı elde edince kabullenme gibi durumlar yaratılabilmektedir. Rekabetçi ve kıyaslayan çevresel etkenlerin varlığı olduğunda, çocuğun yaşadığı anksiyete artabilmektedir. Çocukla çevresi arasında gelişmesi beklenilen sıcak ve pozitif iletişimin ortadan kalkması ve anne baba tutumlarının katı ve yüksek beklentili olması durumunda, çocukta ortaya çıkan akıcılık sorunu uzayabilmekte ve kekemelik sorunu ortaya çıkabilmektedir.
Anne baba tutumlarının çocuğun ilgi, ihtiyaç, yetenek ve bireysel özellliklerine göre şekillendirilmesi önemlidir. Çocuğun yapabileceği sorumlulukları alması ne kadar gerekliyse, yeteneklerine göre beklenti düzeyi de o kadar gereklidir.
Kekemelik sorunu ortaya çıktığında ne yapılmalıdır?
Anne ve babalara kekemelik başlangıcında olan çocuklarıyla etkileşimleri esnasında, aktivitelerindeki heyecan oranını düşürmeleri, çocuklarıyla daha yavaş ve tane tane konuşmaları, çocuklarına sordukları soruları azaltmaları, oyunlar arasında suskunluk periyotları düzenlemeleri, beklenti düzeylerini dizayn etmeleri, hızlı konuşan bir ebeveyn varsa bunu düzeltmesi, anksiyete yaratan durumlarla çocuğun başetmesini beklemek yararlıdır.
Akıcılığı etkileyen faktörlerden bir tanesi de çocuğun ve çevresinin konuşmalarının hızıdır. Genellikle çocuklar yetişkinin konuşma hızını yakalamak için hızlı konuşur. Çocuklar konuşurken acele ettiklerinde, özellikle 2 veya 3 veya 4 yaşlarında iseler, tekrarlar ve duraklamalar yapabilirler. Çünkü dil-dudak ve çeneleri o kadar hızlı koordinasyon yapamaz. Çocuklar hızlı konuşmayı öğrendikten sonra bu konuşmayı yavaşlatmak daha zordur. Eğer kendi konuşmamızın hızını azaltırsak böylece çocukta bunu öğrenecektir. Anne ve babanın çocuğa acele etmemesini ve onu dinleyecek zamanları olduğunu söylemeleri yararlı olur. Ama asla çocuğa yavaş konuş dememek gerekmektedir çünkü bu çocuğa, konuşurken yanlış bir şey yapıyor fikrini verir. Bu yüzden çocuğun konuşma kasları gerginleşebilir veya konuşmamayı seçebilir. Eğer çocuk bir cümlede takılmış ise bunu basit olarak ona düzgün şekilde eko yapmak ve takılmalara dikkat çekmemek gerekir. Ama eğer bu aktiviteyi çocuk alay etme olarak algılarsa hemen vazgeçmek gerekir.
Çocuklar dinlenilmek istediklerinde de konuşmaları bozulabilir. Çünkü beklemeyi sevmezler. Çoğu zaman dikkat çekmek için yetişkinin sözünü ve aktivitesini bölerler. Yetişkin meşgul iken çocuğun konuşmasının daha çok bozulduğu görülür. Örneğin bu durum sıkça yetişkin araba kullanırken olabilir. Çünkü yetişkinin bu durumda çocuğa bakması pek mümkün değildir. Çocuklar konuşmaya birinin adını 3 veya 10 kez tekrar ederek başlayabilirler ve cümlenin kalanı düzgün olabilir. Buradaki tekrarın beni dinle demek için mi, yoksa düşüncelerini organize etmek için bir zaman kullanımı mı olduğuna karar vererek tepki vermek gerekir.
Çocuk konuşurken hangi davranışları kekemelik işaretidir?
Kekemeliğin komplike bir problem olması nedeni ile klinisyenler bu çocuklarla çalışmada kendilerini güvensiz hissedebilirler. Kekemeliği anlamak için çocuğun nasıl kekelediğini öğrenmek gerekir. Bunun için çocuğun konuşma davranışını teyp veya videoya alın, danışanınız gittikten sonra büyük bir aynanın karşısında onun davranışını deneyin bu sizin bilginizle birleştiğinde çalıştığınız çocuğu anlamanıza yardımcı olacaktır. Kekemelik davranışı olan çocukla konuşurken iki şeye klinisyenin çok dikkat etmesi gerekiyor. Birincisi çocuğun kekemeliği karşısında şaşırmadığınızı ona göstermeniz/hissettirmeniz. Böyle şeyleri daha önce görmüş olduğunuz izlenimini vermeniz. İkinci önemli tavır da klinisyenin çocuğun bu durumu utanılacak/korkulacak/suçluluk duyacak bir hastalıkmış gibi görmemesi için kendisinin de söz konusu kekemelik davranışını çocuğa onu üzmeden göstermesidir. Bu çocuğa kekemeliğinin paylaşıldığını gösterecektir.
Kekemelikte Gözlenen Birincil ve İkincil Davranışlar:
1. Aşırı gerginliğin neden olduğu ani yüz hareketleri.
2. Hızlı ve dinleyenini zorlayarak konuşma.
3. Çok yüksek sesle veya çok yavaş sesle konuşmak.
4. Konuşurken gerginlik ve mücadele ettiğine ilişkin işaretler göstermesi.
5. Nefesin bloke olması.
6. Konuşmanın akıcılığı bozulduğunda sesini ve tonunu yükseltmek.
7. Konuşmanın akıcılığı bozulduğunda beden hareketleri eklemek.
8. Konuşurken utanma davranışı.
9. Düzensiz tekrarlar yapmak.
10. Kelimeleri söylerken beş defadan fazla olarak tekrar etme.
11. Kelimenin ortasında durmak ve tekrar başa dönüp başlamak.
12. Bazı kelimeleri kullanmadan kaçma.
13. Cümle içinde bir kereden fazla tekrar veya takılmanın olması.
14. Aşırı gerginliğin neden olduğu ani yüz hareketleri.
15. Hızlı ve dinleyenini zorlayarak konuşma.
16. Çok yüksek sesle veya çok yavaş sesle konuşmak.
17. Konuşurken gerginlik ve mücadele ettiğine ilişkin işaretler göstermesi.
18. Nefesin bloke olması.
19. Konuşmanın akıcılığı bozulduğunda sesini ve tonunu yükseltmek.
20. Konuşmanın akıcılığı bozulduğunda beden hareketleri eklemek.
21. Konuşurken utanma davranışı.
22. Düzensiz tekrarlar yapmak.
23. Kelimeleri söylerken beş defadan fazla olarak tekrar etme.
24. Kelimenin ortasında durmak ve tekrar başa dönüp başlamak.
25. Bazı kelimeleri kullanmadan kaçma.
26. Cümle içinde bir kereden fazla tekrar veya takılmanın olması.
Kekemeliği Tetiklediği Düşünülen Davranışsal Sorunlar
1. Utangaçlık, özellikle konuşma bozulduğunda ortaya çıkan utangaçlık.
2. Güvensizlik.
3. Sinirliliğe işaret eden alışkanlıklar; yatak ıslatma, tırnak yeme veya hiperaktivite.
4. Zayıf sosyal beceriler.
5. Depresyon ve kronik üzüntü hali.
6. Sürekli kaygı.
Tabi ki her utangaçlık kekemelik çıkartmaz ama bu özelliklerin çoğu bir çocukta mevcutsa dikkate alınmalıdır.
Bu konuşma davranışları çocuğunuzda varsa mutlaka dil ve konuşma terapistine baş vurmanız yararlı olacaktır.

Yorumlar
Henüz hiçbir yorum yapılmadı.
Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>