Mevsim değişimi ile birlikte bizlerde metabolik ve psikolojik olmak üzere bir takım değişiklikler başladı. Hastalıklar ve yaz ayında bin bir güçlükle verdiğimiz kilolar kapıda. Peki ya bütün bunların üstesinden nasıl geleceğiz? Tabi ki SAĞLIKLI BESLENME ile ki bunun açılımı da aslında yeterli ve dengeli beslenmektir. İşin sırrı, dönemsel olarak sağlıklı beslenme değil, yeterli ve dengeli beslenmeyi alışkanlık, hayat standardı haline getirmektir! Bu sayede kışın yaşadığımız “kilolarım geri dönecek” endişesini hiçbir mevsimde yaşamamış olacağız ve bununla birlikte bağışıklık sistemimiz, her türlü vitamin ve minerali yeterli miktarda aldığımız için olumsuz ekilenmeyecek, güçsüz, halsiz, mutsuz hissetmeyecek ve de hastalıklara kolay kolay yakalanmamış olacağız.
Kış ayları ile birlikte enfeksiyonlara yakalanma riski artmaktadır. Bu yüzden hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemimizi korumak adına yeterli ve dengeli beslenme kış aylarında önemini daha da fazla hissettirmektedir.
Neler var peki kış ayında bizleri nagatif etkileyen ancak aslında pozitife yorulması gereken? Evet cevabımız şu ki, kış ayları ile birlikte soğuktan korunmak adına evde veya kapalı yerlerde hareketsiz geçirilen zaman artar, bunun yanında soğuk hava metabolizma hızını az da olsa arttırır ve kişi enerji ihtiyacını sağlayabilmek adına daha fazla yeme isteği duyabilir. Bu istek karbonhidrat ve yağdan zengin besinlerle giderildiğinde kilo artışı görülmektedir. Ancak tersi yapılırsa tercihler doğru yönde olursa, hızlanan metabolizma kilo vermek adına pekala kullanılabilir. Kapalı alanda kalınan zamanda da kapalı alan egzersizleri hayatımıza entegre edilirse hele (dans, merdiven, yürüme bandı vs. gibi), evet kilo kaybı veya rahatlıkla kilo koruma kapımızı çaldı demektir.
Bir de eklenmesi gereken şu husus var ki, kışın hastalıklardan korunmak adına vitamin, mineral ve antioksidant alımımızı arttırmalıyız. Bunun için A, C, E vitaminleri ile bağışıklık sistemimiz için önemli olan demir, selenyum gibi minarelleri besinler yolu ile yeterli miktarda almalıyız.
Kışın alınan kiloların önüne geçmek için ise yeterli ve dengeli beslenmek,öğün sayısını arttrıp içeriğini uygun miktarlarda azaltmak oldukça önemlidir.
Neler Yapmalıyız?
- Ana ve ara öğünler tüketmeliyiz. Bir iki ara öğün tercihimizi meyvelerden yana kullanabiliriz.
- Porsiyonlarımızı, tabaklarımızı, hatta çatal bıçağımızı küçük tutup bunu alışkanlık haline getirmeliyiz
- A vitamininden zengin olan havuç, brokoli, kayısıyı; C vitamininden zengin olan kuşburnu, yeşil yapraklı sebzeler, turunçgilleri; E vitamininden zengin olan, karışım olarak kullanılacak olan sıvı yağları, badem, ceviz gibi yağlı tohumları; demirden zengin olan kuru meyve, pekmez, et ve et ürünlerini ve selenyumdan zengin olan deniz ürünleri ve yine yağlı tohumları ana ve ara öğün olarak dengeli bir biçimde tüketmeliyiz.
- Seçtiğimiz pişirme yöntemi ve süresi oldukça önemlidir. Bunlardan birkaçı;
Yağda kızartma ve kavurmalardan kaçınılmalı, sebzeler önce yıkanıp sonra doğramalı ve az su ile pişirilmeli, kurubaklagillerin ıslatma suyu atılıp, pişirme suyu atılmamalı, yumurta 8-10 dakikadan uzun süre pişirilmemelidir. - Su tüketimi oldukça önemlidir. Metabolizmanıza göre içmeniz gereken su miktarı hakkında diyetisyeninizden bilgi alabilirsiniz. Su içmeyi alışkanlık haline getirmeli, içmek için susamayı beklememeliyiz, unutmayınız susama hissi kişide acıkma hissi şeklinde de uyanabilir.
Hepinize kar beyazı ferahlığında günler dilerim!
)