ANOREKSİYA NEVROZA:
Anoreksiya nevroza bir yeme bozukluğudur. Vücut yapısında ağır bir bozukluk ile karakterize , zayıf olmak için sıklıkla ölesiye açlık, yaşama şekli ve çabasının varlığıdır. Kişilerin düşünce süreçleri sürekli olarak yemek ile ilişkilidir.Yememeye yönelik çabalar gizlidir bu nedenle toplum içinde yemek yeme konusunda çekingen ve isteksiz davranabilirler. Gün içerisinde yineleyen tartıya çıkma davranışları görülür.Her tartılmada alınan gramlar bile onlar için endişe vericidir ve kilo aldığını / şişmanladığını düşündürür. Ve bu durum için bir an önce çaba göstermelidir. İlgi çekme ve beğenilme başlangıçta belirgindir. Bunun için zamanla besin alımını sınırlamaya başlarlar . Kilo almayı engelleyici aktiviteler için gün içerisinde büyük zaman ve çaba harcarlar. Kendilerine kilo aldırmayacak yiyecek listeleri hazırlarlar ve bu listenin dışına çıkmamak için yoğun çaba gösterir hatta bunun için yemin ederler. Yaşamlarını bu listelere göre düzenlerler. Toplumsal ilişkilerde bir azalma gözlenir. Zayıflama gerçekleşse hatta sağlık için tehlikeli bir boyuta gelse bile kişi hala kilolu olduğu düşüncesi içerisindedir. Kendine güvensizlik, sürekli kendini eleştirme, kendini beğenmeme ve mutsuzluk hakimdir. Bu mutsuzluk ile ilişkilerini ve günlük yaşamlarını devam ettirmede güçlük çekebilirler. Yemek tarifi toplarlar,başkalarına güzel sofralar hazırlayabilirler, bu da onların yoğun yeme düşünceleri olduğunun göstergesidir. Bazısı bu yememe kontrolünü sağlayamaz ve tıkanırcasına yemek yerler , bu genelde geceleri ve gizli olur. Yeme ataklarını tekrarlayan kusma davranışları izler.( bazen bu kusmalar/ dışkılamalar için bir takım ilaçlar kullandıkları gözlemlenir) Güzelliğin zayıflıkla ölçüldüğü toplumlarda, balerinlik-modellik- hosteslik gibi meslek çalışanlarında daha sık gözlemlenmektedir. Annede diyet yapma gibi bir öykü söz konusu ise kızlarında da görülme olasılığı fazla olabilir.Öncesinde aşırı şişmanlık söz konusu ise anoreksiya oluşma riski oldukça fazladır. Problemli aile yapısı, çocukluk çağı başlangıçlı diabet ( şeker hastalığın ) varlığı , geçmişte yaşanan fiziksel , cinsel tacizler de anoreksiyanın ortaya çıkmasında risk faktörleridir. Çocuk gelişiminin erken evrelerinde kendi bağımsızlığını kazanamayan, engellenen , kendine güveni yetersiz gençlerde anoreksiya nevroza ortaya çıkma olasılığı fazladır. Anoreksiya ile birlikte görülebilen diğer psikiyatrik bozukluklar : obsesif- kompulsif bozukluk , depresyon, anksiyete, cinsel sorunlardır . Somatik yakınmalar belirgindir. Mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahiptirler.Başkalarının desteği , düşünceleri onlar için önemlidir.Eğer kişi öncelikle hastalığını kabul ederse, kendisine güven duygusu fazla ise ve hastalık erken yaşta ortaya çıkıyorsa hastalığın seyri daha olumlu ilerler. Hastalığa bağı olarak vücutta bir takım değişiklikler gözlemlenir.Vücut su-tuz dengesi bozulmaya başlar, kansızlık görülür. Kolestrol ve üre düzeyleri artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler oluşabilmektedir.. DSM IV iki tip anoreksiya nevrosa tanımlar. Tıkanırcasına yemek yiyen / boşaltan tip ve Kısıtlı tip. Tıkanırcasına yemek yiyen / boşalta tip daha sıktır. Anoreksiya Nervoza DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir.1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme.2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma.3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır. Kişinin kendini değerlendirişinde kilo ya da vücut seklinin ,olağandan çok daha fazla ve anlamsız ölçüde bir yer kaplaması veya o anki kilosunun düşük olmasının öneminin farkına varmama.4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmamasıKadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Daha çok başlangıç dönemi ergenliktedir. 20 li yaşlarda da gözlenebilir. Hastalarda kilo kayıpları belirginleştikçe tıbbi inceleme yapılır.Tedavi: Bilişsel – Davranışçı terapi, aile terapisi ve grup terapisi uygulanmaktadır. Kişinin duygularını rahatlıkla ifade edebilmesi sağlanmalıdır, yeme ile ilgili düşünce tarzı değiştirilmeli ve kendine güven çalışmaları yapılmalıdır. PSK EDA GÖKDUMAN