Çocuklarda Beslenme ve Öğrenme İlişkisi

Hayatın her alanında başarı beklediğimiz çocuklarımıza her zaman umutlarımızı yüklüyoruz. Önce kreşle başlayan eğitimlerine, ilköğretimle devam ediyorlar. Çocuklarımızdan özellikle notlarına yansıyan başarı performansı bekliyoruz. Onların başarısını arttırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyor, sağlıklı beslenmelerine dikkat etmeye gayret ediyoruz. Peki yeterli ve dengeli beslenmelerinde, neler yaparsak onların başarısına katkıda bulunabiliriz?

Beslenme ve okul başarısı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda öncelikle kahvaltının önemi ortaya çıkıyor. Gece boyunca 8-10 saat aç kalan vücudumuz ve beynimizin toparlanması ve canlanması için kahvaltı çok önemli hale gelmektedir. Kahvaltı yapan çocukların öğrenme kapasitelerinin, kahvaltı yapmayanlara göre daha yüksek olduğu; kahvaltı eden çocukların okulda eğitime daha aktif katıldığı ispatlanmıştır. Çocuklarımızın kahvaltısında protein içeren süt, peynir ve yumurta gibi besinler mutlaka bulunmalı; şeker içeren basit karbonhidratlar yerine ekmek veya kıymalı-peynirli börek gibi kompleks karbonhidratlar bulunmalıdır. Çocuğumuzun kahvaltısında mevsimine uygun yeşilliklerin de bulunması, kahvaltıyı tamamlamış olacaktır.

Çocuklarımızın eğitim döneminde dikkat eksikliğinin önlenmesi, başarılarına pozitif yönde etki edecektir. Bu yüzden; dikkat eksikliğini önleyen düzenli ve belirli aralıklarla, 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün şeklinde beslenme planı oluşturulması uygun olacaktır. Düzenli beslenme; çocuklarla kan şekeri dengesi sağlayarak, derslerde konsantrasyonu ve aktif olma durumunu iyileştirecektir. Aynı zamanda çocuğumuzu demir eksikliğinden korumak için; yumurta, et, kurubaklagiller, pekmez ve kuru üzüm gibi besinlerin düzenli tüketilmesine dikkat edilmelidir.

Mevsimine göre dengeli tüketeceğimiz taze meyve ve sebzeler, içerdiği vitamin ve minerallerden dolayı çocuklarımıza canlılık verecek, ders çalışma performanslarını arttıracak ve bağışıklık sistemlerinin güçlenmesini sağlayacaktır. Bağışıklık sistemi güçlü olan çocuk, çok sık hastalanmayacağı için; derslerinden geri kalmayacaktır.

Çocuklarda su ve sulu gıdaların az alınması, konsantrasyon kaybına sebep olabileceği için günlük ortalama 1,5 - 2 litre su ve sulu gıdalar vücuda alınmalıdır.

Çocuklarda okul başarısı ve beyin fonksiyonlarına direk etkisi olan omega-3 yağ asitleri besinlerle yeterli alınmalıdır. Bunun için çocuklarımızın düzenli olarak balık eti, fındık, badem ve ceviz gibi yağlı tohumları tüketmesi uygun olacaktır. Bu besinlerin bağışıklık sistemimize ve hafızamıza da pozitif etkisinin olacağı unutulmamalıdır. Yine önemli yağ asitleri içeren zeytin ve zeytinyağı da beslenme düzenimizde ihmal edilmemelidir.

Çocukluğun erken yıllarında ortaya çıkabilen iyot eksikliği de, okul performansını etkiler. Bu noktada yemeklerimizde iyotlu tuz kullanımı, annelere düşen önemli bir görev haline gelmektedir. İyotun çok kolayca uçucu bir madde olduğunu, ısı ve ışıktan etkilendiğini düşünerek; iyotlu tuzun karanlık ortamda ve koyu renkli kavonazlarda, ağzı kapalı olarak saklanması gerekir.

Miktar açısından yetersiz ve tür açısından kalitesiz - tek düze beslenen çocuğun, fiziksel aktivitesi azalabilir. Bu durum da çocuğu sosyal olmaktan uzaklaştırabilir. Ayrıca çocuk merak duygusunu kaybetmeye başlayabilir, bu durum çocuğu yetersiz kavramaya götürecektir.
Çocukluk çağında kilo fazlalığı olan obez çocuklar, kilolarından dolayı imaj sıkıntısı yaşayarak, sosyal ortamlardan uzaklaşma ve dışlanma gibi psikolojik problemler yaşayabilir. Çocuğunda başa çıkılamayan ve hızlı ilerleyen kilo fazlalığı tespit eden anne-babaların; çocuklarını iyi takip etmeleri ve gerekirse bu konuda uzman bir diyetisyenden profesyonel destek almaları uygun olacaktır.