HEMOROİT NEDİR?
Hemoroid, basur ya da halk arasında mayasıl olarak bilinen hastalık makatın (anüsün) çevresindeki damarların, bacaklardaki varisler gibi şişmesiyle oluşur.
Makat çevresinde üç adet toplardamar yastıkçığı mevcuttur. Bu yastıkçıklar birer air bag(hava yastıkçığı) gibi görev yaparlar ve vücutta çok ince bir kontrol mekanizması gerektiren, istek dışında gaz kaçırmayı önleyen kontrol mekanizmasını oluştururlar. Toplardamar yastıkçıklarının içi (hemoroit yastıkçıkları) istirahat halindeyken, kanla dolar ve şişer. Böylece air-bag vazifesi yaparak, kişinin isteği dışında gaz kaçırmasına engel olur.
HEMOROİT NASIL OLUŞUR?
Anüste yer alan iç ve dış kaslar arasındaki uyumsuzluk, ıkınma problemleri bu bölgede yer alan toplardamar ağının genişlemesine ve sarkmasına yol açar. Zamanla bu toplardamar ağının(hemoroit memeleri) üstünü örten derinin incelmesi ile birlikte kanamalar ortaya çıkabilir.
HEMOROİT NEDENLERİ NELERDİR?
1:Uzun süreli kabızlık veya ishal
2:Büyük tuvalet ihtiyacını gidermeyi ertelemek, tuvalette uzun süre oturmak ve aşırı ıkınmak
3:Mesleği gereği uzun süre hareketsiz oturmak(şoför, pilot)
4:Ağırlık kaldırmak veya ağırlık kaldırma sporu yapmak
5:Gebelik veya doğum(Büyüyen rahim basınç etkisi yapar)
6:Kronik(uzun süredir devam eden) öksürük şikayeti olanlar
7:Yaşlılık
8:Sedanter yaşam
9:Karaciğer sirozu
10:Kalıtımsal faktörler
11:Beslenme; Alkol tüketimi, acılı baharatlı gıdaların fazla tüketimi, düşük lif oranı gıdalarla beslenme
12:Şişmanlık
HEMOROİT KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Hemoroit genellikle genç yetişkin insanların hastalığıdır. Yaş ilerledikçe hemoroitin görülme sıklığı artar. Ortalama her 3 kişiden birinde hemoroit hastalığı görülmektedir ve bu oran 40 yaş üzerinde daha da artmaktadır.
HEMOROİTİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
KANAMA: Özellikle iç hemoroitlerin en önemli belirtisidir. Kanama genelde dışkılamayı takiben ortaya çıkar, bazen damlama şeklinde ve bazen tuvaletin içini kırmızıya boyayacak kadar çok miktarda olur. Kanamalar genelde ağrısızdır, kan pıhtısı içermezler.
ANÜS ÇEVRESİNDE ŞİŞLİK: Uzun süreli hemoroidal şikâyetleri olanlarda genelde anüs çevresinde anal deride sarkma ve damarsal şişlik fark edilir.
KAŞINTI VE AKINTI: Hemoroitler özellikle dışarı sarkan hemoroitler mukuslu(yapışkan bir sıvı) akıntı şikâyetine neden olabilir. Bu akıntı kaşıntı şikâyetine yol açabilir.
AĞRI: Genelde dış hemoroitlerde görülmektedir, iç hemoroitlerin ileri evrelerinde ve özellikle tromboze hemoroitlerde ağrı görülmektedir.
Hemoroit Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri
Hemoroitler öncelikle kaynağını aldıkları bölgeye göre iç ve dış olarak ikiye ayrılır.
İÇ HEMOROİT: Asıl önemli olan hemoroitler iç hemoroitlerdir. Bu hemoroitlerde kendi içinde dört gruba ayrılır.
1.Derece Hemoroit
Hemoroit memesinin dışarıdan görülemediği ancak anoskop ile içeriye girildiğinde görülebildiği durumda 1. derece hemoroit söz konusudur.
Kendini sadece kanama ile belli eder. Bu memeler genellikle ağrısız olup, 1 cm'den daha küçük boyutlu, gergin ve ince duvarlı kanamaya hazır iç memeler şeklindedir ve ele gelmezler.
Tedavisi
1. derece hemoroitler için çoğu zaman ameliyat gerekmez. Sadece merhem, uygun diyet, ılık su ile oturma banyosu ve istirahat yeterli olabilir. Ancak hazırlayıcı sebepler araştırılıp onlar da ayrıca tedavi edilmelidir.
2. Derece Hemoroit
Bunlar dışkılama sırasında, tuvalette ıkınınca anüs dışına çıkan ve ele gelen, ayağa kalkınca ve ıkınma bittiğinde anal kanal içine çekilip kaybolan, ağrısız, 1 – 3 cm çapında hemoroid memeleri olup, genellikle fışkırır tarzda veya hızlı damlalar şeklinde kanama yapar. Kanamalar bazen bir iki ay ara verebilir, bazen aylarca, her tuvalet çıkışında az da olsa görülür. Ve zaman içinde mutlaka kansızlık yapar.
Tedavisi
İkinci derece Hemoroitler yine cerrahi tedavi gerektirmezler. Bağlama, Nd yag laser, sklerozan ilaç enjeksiyonu ile tedavi edilebilirler. Ayrıca uygun diyet, merhemler, ılık su ile oturma banyoları ve ağrı kesiciler tedaviye eklenmelidir.
3. Derece Hemoroit
Ikınma(dışkılama sırasında) ile dışarı çıkar ve bir süre anüs dışında kalırlar,hasta çoğu kez kendisi bu hemoroid memelerini içeri iter.
Tedavisi
Tedaviye duruma göre önce tıbbi ve konservatif yöntemlerle başlanır; Nd-yag lazer ve özellikle LONGO STAPLER ile tedavisi mümkündür.
LONGO METODU NEDİR?
Hemoroid hastalığının tedavisinde ana amaç hastanın ameliyat sonrası ağrısının en az olarak hissetmesidir. Ameliyat sonrası ağrı üçüncü ve dördüncü evre hemoroitlerin tedavisinde önemli bir sorun oluşturur. Longo ameliyatında özel bir cihaz kullanılmakta ve ameliyat anüsün ağrısız olan iç kısmında tatbik edilmektedir. Uygulama 15-20 dakika gibi kısa sürede yapılmaktadır,ameliyat sonrası ağrı belirgin olarak daha az,nekahet süresi daha kısa ve işe dönüş zamanı daha çabuk olmaktadır.Longo tekniği hastalığın tekrarı konusunda belirgin bir avantaj sağlamaz ama ameliyat sonrası ağrı konusunda avantajlıdır.
4. Derece Hemoroit
Hemoroit(basur) memeleri dışkılama haricinde de anüsün dışında yer almaktadır ve elle bile anüsün içine itilemez. Çoğu kez bu memeler akıntıya ve kaşıntıya yol açarlar.
Tedavisi klasik cerrahi metotlarla yapılabileceği gibi LONGO+lazer metoduyla da yapılabilmektedir.
DIŞ HEMOROİTLER: Genellikle ameliyat gerektirmez, anüsün dışından kaynağını alır, çok ağrılı olabilir(tromboze olabilir)Tromboz döneminde ağrı fazlaysa erken dönemde lokal anestezi ile içindeki pıhtı boşaltılabilir. Çoğu kez istirahat, ılık oturma banyosu, ağrı kesici ve merhemlerle tablo geriler.
CERRAHİ TEDAVİNİN RİSK VE KOMPLİKASYONLARI (YAN ETKİLERİ)
Hemoroit hastalığında cerrahi tedavi güvenle yapılabilir. Fakat ender de olsa bazı riskler ve komplikasyonlar görülebilir.
Bunlardan bazıları cerrahi tedaviye bazıları da anesteziye aittir. Anesteziye ait olanlar anestezi doktoru ile konuşarak öğrenilebilinir.
Cerrahi tedaviye bağlı gelişebilenler ise şöyledir:
- Ameliyat sonrası dönemde bir süre dışkılama yaparken ağrı ve batma hissi olabilir.
- Yara yerinden iltihabi akıntı olabilir.
- Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir. Bu kanamaya bağlı tekrar ameliyat gerekebilir.
- Ender olarak ameliyat sonrasında anal kanalda (makat) darlık oluşabilir. Bu durumda hastanın dışkılama zorluğu gözlenir.
- Ameliyat sonrası dışkılama alışkanlığında değişiklik ve dışkı kontrol mekanizmalarında bozulma olabilir. Zaman içinde düzelme gözlenir.
- Hemoroit hastalığı cerrahi tedaviden sonra tekrarlayabilir. Tekrarlamaması için yüksek lifli diyet tercih edilmelidir.
AMELİYAT SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Aşağıdaki sorunlardan biri olduğunda doktora başvurulması gerekir.
- Ağrı kesicilere rağmen geçmeyen şiddetli ağrı
- Ateş, üşüme, titreme
- Yara yerinden iltihabi akıntı (cerahat içeren akıntı)
- Pansuman yapılmasına rağmen durmayan şiddetli kanama
- İdrar yapmada zorluk
- Üç gün üst üste dışkılama olmaması
- İshal (diyare) : 24 saat içinde 3 den fazla sulu dışkılama
- Bulantı, kusma
HEMOROİT HASTALIĞI KANSERE DÖNÜŞÜR MÜ?
Hemoroitlerin kansere dönüşme özelliği yoktur.
Anüsten kanama şikâyeti olan bir hasta çok iyi değerlendirilmelidir. Anal bölgede hemoroit hastalığı tespit edilen hastalarda, bazen kalın bağırsakta yerleşmiş bir polip veya kanser kanama nedeni olabilir Şüpheli durumlarda mutlaka kolonoskopi yapılmalıdır.
HEMOROİT HASTALIĞINDAN NASIL KORUNURUZ?
1-Kabızlıktan korunulmalı(Bunun için özellikle tuvalet konusuna özen gösterilmeli, belirli bir saatte her gün tuvalete oturulmalıdır. Örneğin her sabah bir bardak ılık su içtikten 5-10 dakika sonra tuvalete oturulmalıdır. Tuvalette Hiçbir zaman uzun süre kalmamalıdır. Aralıksız ıkınma işinden kaçınılmaladır.
2-Tuvalet asla geciktirilmemelidir.
3-Tuvalette aşırı ve ardışık ıkınmalardan kaçınılmalıdır
4-Her gün 6-8 bardak sıvı alınmalıdır.
5-Aşırı kilolardan kaçınılmalıdır.
6-Günlük fiziksel aktiviteyi arttırmalıdır. Uzun süre oturur pozisyonda kalmamalıdır.
7-Lifli gıda bolca tüketilmelidir
8-Tuvalet sonrası temizlik sırasında tahriş edici tuvalet kâğıdı kullanmamalıdır