Ramazan ayı süresince oruç tutarak metabolizmamızı, bu sene her gün 15-16 saat çalıştırmamış olduk. Bu durum metabolizmamızın yavaşlamasına sebep olduğu için; Ramazan Bayramı'ndaki beslenme şeklimiz, her zamankinden daha çok dikkat edilmesi gereken bir konu haline gelmektedir.
Ramazan Bayramı'nda sağlık açısından ölçülü beslenmek büyük önem taşır. Bayramda ölçüsüzce besin tüketmek, hem sağlıklı bireyler için, hem de kronik hastalığı olan bireylerde çok büyük risktir. Özellikle Ramazan ayı boyunca dikkatli beslenilmemesi ve metabolizmanın da yavaşlamasıyla kilo alımında artış gözlenmektedir. Eğer bu düzensiz beslenme bayramda da devam ederse kilo alımı devam edecektir. Bir aylık oruç sonrasından gelen Ramazan Bayramı ile yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için, beslenme alışkanlıklarında bazı değişiklikler yapılması gerekir. Ramazan'da, üçe indirdiğimiz öğün sayısı, bayramla birlikte değişmelidir. Gün içerisindeki beslenme şeklimiz; 3 ana ve 3 ara öğün olmalıdır. Tüm ana öğünler; karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineralleri yeterli miktarda içermelidir.
Ramazan Bayramı'nda güne hafif kahvaltı ile başlayıp, az ve sık aralarla yemek yenilmesi; yemeklerin çok hızlı değil, iyice çiğnenerek tüketilmesi; içecek olarak kahve ve asitli içecekler yerine açık çay, ıhlamur veya meyve çaylarının tercih edilmesi doğru olacaktır. Ramazan ayında su tüketiminin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen su kaybının yerine konulabilmesi için, su ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmelidir. Günlük 2- 2,5 litre su içilmeli, ikram edilen hamur tatlılar, tadımlık miktarlarda yenilmeli. Ağır hamur tatlıları, şekerler, aşırı yağlı-çok tuzlu, kalori açısından yoğun olan yiyecekler yerine kalorisi düşük, sütlü tatlılar ve meyve tüketilmesi tercih edilmelidir. Daha hafif ve sağlıklı olması için yiyecekler haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanmalıdır. Etlerin yanında salata ve sebze tüketmeye özen gösterilmelidir. Ramazan Bayramı'nda bilinçsizce çikolata ve tatlı tüketiminden kaçınılması gerekir. Ramazan ayı süresince oluşabilen kabızlığı önlemek için; lif oranı yüksek olan kurubaklagiller, sebze ve meyveler tercih edilmelidir.
Bayramla birlikte, özellikle tatlı tüketiminde artış gözlenmektedir. Artan tatlı tüketimi, yağ ve kolesterolde ani yükselişlere neden olabileceği için; ailesinde hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol ve diğer kalp-damar hastalıkları, mide-bağırsak hastalıkları ve yaşlı olanların bu konuda daha hassas davranmaları gerekir. Bu grupta yer alanların hamur işleri tüketimlerinde sınırlama yapmaları, diyabetlilerin şekerden uzak durmaları gerekmektedir.
Bayram süresince ziyaretlerin yoğunluğu bahane edilmeyip fiziksel aktivite olarak örneğin bayramın her günü 30 dakika yürüyüş yapılmalıdır. Fiziksel aktivitenin, bağırsak hareketlerini artırmaya, kan şekerini ve kolesterolünü azaltmaya, kilo vermeye ve formumuzun korunmasına yardımcı olduğu unutulmamalıdır.