Varis hastalığı çok yaygın bir halk sağlığı problemi ve hastaların bir çoğu ameliyattan çekiniyor. Sonuç olarak birçok hasta varis çorabı ve kısmen etkili ilaçlar ile hayat boyu sıkıntı yaşamaya devam ediyor. Artık teknolojideki yeni gelişmeler ile tüm varis hastalarının ameliyatsız olarak tedavisi mümkün. Doppler eşliğinde yapılan ve toplam 40 dakika süren Lazer Ablasyon tedavisinin ardından hastalarımız yürüyerek kliniğimizden ayrılmakta ve günlük yaşamlarına devam edebilmektedir.
Varis hastalıkları konusunda deneyimli olan Girişimsel Radyoloji Uzmanları varis hastalığının teşhis, tedavi ve takibini en son teknoloji cihazları kullanılarak başarı ile yapılmaktadır. Varis tedavisinde ameliyatsız bir çözüm olarak teknolojinin bize sunduğu en son ve en etkili tedavi yöntem Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisidir. Bu yöntem dünyada ilk defa 2002 yılında Robert Min adında bir girişimsel radyoloji uzmanı tarafından geliştirildi. 2004 yılından itibaren ülkemizde girişimsel radyoloji uzmanları tarafından başarı ile uygulanmaktadır.
Endovenöz Lazer Ablasyon yöntemi ile ameliyatsız ve ağrısız olarak, sadece lokal anestezi ile 40 dakika içerisinde varislerinizden kurtulabilirsiniz. İşlem sonrası hemen günlük aktivitelerinize dönebilir, yürüyerek evinize gidebilirsiniz.
Üstelik bu yöntemin başarısı, teşhisi ve tedaviyi aynı hekimin Doppler görüntülemesi eşliğinde yapması nedeni ile %97'lerde olup hasta memnuniyeti çok yüksektir. Son 5 yılda dünyada ameliyatsız varis tedavisi sayıları, cerrahi ameliyat sayılarını geride bırakmıştır. Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi hastalarımızın büyük kısmında temel tedavi yöntemi haline gelmiştir. Ülkemizde henüz çok fazla yaygınlaşmamış olan bu tedavi yöntemini Tıp Fakültelerinin Girişimsel Radyoloji bölümünde tüm varis hastalarının istifadesine sunuluyor.
Varis Nedir?
Bacaklarda, derinin hemen altındaki toplardamar genişlemelerine sausage"varis"sausage denir.
Bacaklarımızdaki toplardamarlar, kirli kanı yer çekiminin tersi yönünde temizlenmesi için akciğerlere ve kalbe taşıyan damarlardır. Bu damarların içinde yukarı doğru akımın sağlanabilmesini kolaylaştıran ve aşağıya doğru kanın toplanmasını engelleyen kapaklar vardır. Bacak kaslarının çalışması ve kan bu kapakların yardımı ile tek yönlü olarak yukarı ilerler. Ancak kapaklarda hasar oluştuğunda kanın yer çekimi ile aşağı yönde basınç oluşturması ile yüzeysel toplardamarlarda varisler oluşur.
Ayakta uzun süre hareketsiz olarak durma, genetik yatkınlık ve bayan hastalarda fazla kilolar varis hastalığı için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Toplumda sıklığı %20 ile 40 arasında olduğu belirtilen varisler yaşam kalitesini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Varis Hastalığı nedeni ile gün içinde giderek artan bacak ağrısı, bacaklarda çabuk yorulma ve ağırlık hissi olur. Hastalarda semptomları rahatlatmak için öğleden sonra oturma ve bacaklarını yukarıya kaldırma isteği görülebilir. Gözle görülür varis olmadan da bu şikayetler görülebilir. Tedavi edilmediğinde ilerleyerek pıhtı oluşumlarına neden olabilir. Daha ciddi seviyelerdeki varis hastalarında deride renk değişikliği ve yaralar oluşabilir. 60 yaş üstü yetişkinlerin %1’inde varis hastalığına bağlı yaralar görülmektedir. Mutlaka önemsenmeli ve tedavisi ihmal edilmemelidir.
Toplardamardaki kapakların hasarı ve aşağı yönlü basınç artışı (Venöz Yetmezlik) farklı büyüklüklerde varisler oluşturur. Bilimsel makalelerde farklı sınıflamalar olmakla birlikte kabaca 3 tüp varis vardır.
1. Büyük varisler: Deriden bariz çıkıntı yapan, çapları 4-15 mm. arasında değişen varislerdir.
2. Orta boy varisler: Deriden hafif çıkıntı yapan, yeşil renkli, çapları 2-4 mm. arasında değişen varislerdir.
3. Kılcal varisler: Deriden çıkıntı yapmayan, çapları 1-2 mm.den küçük olan kırmızı-mor renkli varislerdir.
Varis Hastalığında Teşhis Nasıl Konur?
Varisler çıplak gözle görülebilir ve büyük olanlarının kabarıklığı el ile hissedilebilir. Ancak bu varisler asıl hasarlı kapakların bulunduğu damarlar değildir. Hastalığın gerçek nedeni olan kapak yetmezliği gösteren toplardamarlar çıplak gözle ya da el muayenesi ile anlaşılmaz. Doppler ultrasonografi tetkiki yapılarak varise neden olan hasarlı damar bulunur. Doppler tetkikini yapan hekimin varis hastalığı konusunda deneyimli bir radyoloji uzmanı olması doğru teşhis ve başarılı tedavi için çok önemlidir. Ülkemizde varis hastalarının çok büyük bir kısmı yanlış ya da eksik teşhis nedeni ile başarısızlık ile sonuçlanan tedavilere mahkum edilmektedir. Tam bir iyileşme için vazgeçilmez unsurlardan birisi de teşhisi koyan ve tedaviyi planlayan doktorun aynı zamanda tedaviyi ve takipleri de bizzat yapan hekim olmasıdır. Ancak bu şekilde sağlıklı bir tedavi yapılabilir.
Ayrıca Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi işlemi sonrasında tedavinin başarısını direk etkileyen Doppler takipleri yapılmalıdır.
Varis teşhisi için Doppler yapan Radyoloji Uzmanının aynı zamanda varis hastalığının ameliyatsız tedavisini yapabiliyor olması çok önemlidir. Varis hatalıklarının teşhisinde en çok yapılan yanlışlardan birisi hastanın ayakta iken değilde sadece yatarken Doppler incelemesinin yapılmasıdır. Ayakta inceleme yapılmamış ise bu Doppler incelemesi eksiktir ve teşhiste yanlışlara neden olabilir. Burada önemli olan teşhisi yapan doktorun inceleme esnasında tedavi planını kafasında oluşturması ve incelemenin detaylandırılmasını da yapılacak tedaviye göre ayarlamasıdır.
Tüm bu sebepler nedeni ile uluslararsı otoriteler Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisini yaptıracağınız doktorun hastalığın teşhisini Doppler Ultrasonografi tetkiki ile bizzat kendisinin koyabiliyor olmasının başarı için çok önemli bir kriter olduğunu belirtiyor.
Ameliyatsız Varis Tedavisi Nasıl Yapılıyor?
Modern tedavi (Endovenöz Lazer Ablasyon): 2000'li yılların başında büyük varislere neden olan damarların tedavisinde adeta bir devrim yaşanmıştır. Robert Min adlı bir girişimsel radyoloji uzmanı ve ekibi tarafından Büyük Safen Toplardamarındaki hasarlı kapağın tedavisi ilk kez 2002 yılındasausage “Endovenöz Lazer Ablasyon” (sausageEVLA) yöntemiyle tedavi edilmiştir. Bu yöntem, kaçak yapan damarın ameliyatla yolunarak dışarı alınması yerine, damar içinden anjio gibi girilerek lazer enerjisi ile hasarlı kapağın damar içinden kapatılması esasına dayanmaktadır. Lazerle kapatılan damardan artık varislerin içine kaçak oluşmaz; kapatılan bu damar da vücut tarafından zamanla yok edilir. Safen veni yakılarak kapatıldığında gözle görülen varisler de küçülerek kaybolur. Hastalıklı ven ortadan kalktığında diğer sağlıklı venler kanı taşıma görevini üstelenerek bacağın venöz dolaşımını sağlar. Vücutta hasar oluşturmadan bedenin kendini onarmasına yardımcı olunduğundan yan etkileri çok azdır. Çok ilerlemiş varisi olan hastalarda Endovenöz Lazer Ablasyon'a tamamlayıcı olarak ultraso eşliğinde köpük skleroterapi tedavisi de yapılmaktadır.
Bu yöntem varisler için kesin çözüm müdür?
Evet kesin çözümdür. Bu teknik ile varise ve ağrıya neden olan hasarlı damar ameliyata gerek kalmadan lazer ile içten yakılarak tam bir iyileşme sağlanır. Üstelik cerrahi tedavide sıklıkla gördüğümüz hastalığın tekrarlama oranı Lazer Ablasyonda çok daha düşüktür.
ENDOVENÖZ LAZER ABLASYONUN AVANTAJLARI:
· İşlem 1 satten az sürer ve semptomlarda anında iyileşme gözlenir.
· Günlük aktivitelere hemen dönüş mümkündür. Çok az bir ağrı ve morarma olabilir ancak 10 gün içinde geçer.
· Cerrahi yara izi ya da dikiş olmaz. Çünkü cilde açılan kesi kalem ucu kadardır.
· Cerrahiye kıyasla daha yüksek başarı ve daha az tekrarlama oranı.
· İşlem sonrası hasta memnuniyeti çok yüksek
· Başarı oranı %93-100 arasındadır.
Bir cerrahi dergisinde yayınlanmış çok geniş bir metaanaliz 3 yıllık uzun dönem varis tedavisi sonuçlarında Cerrahiyi (tüm yöntemler kullanılarak)%78 başarılı bulmuş iken Lazer ablasyon tedavisini % 94 başarılı bulmuştur. J Vasc Surg 2009, Van den bos et.al., (72 araştırmanın derlemesi)
CERRAHİ TEDAVİNİN DEZAVANTAJLARI:
Cerrahi tedavide toplardamara yönelik cerrahi bağlama (ligasyon) ve soyma (stripping) yapılmaktadır.
· Bu işlemler oldukça ağrılı olup iyileşme süresi uzun,
· Genel anestezi riskleri mevcut,
· Hastanede 2-3 üç gün kalma süresi
· Haftalarca süren şişlik, normal günlük aktivitelerine dönememek.
· Kanama, infeksiyon, yara izi, ciltte renk değişiklikleri,
· Kalıcı ya da iki yıla kadar uzayan geçici sinir hasarı riski,
· İşlem sonrası hasta memnuniyeti çok düşük,
· Komplikasyonların dışında varis hastalığının tekrarlama oranı da çok fazladır.
Yapılan bir çalışmada bağlama ve soyma (ligasyon ve stripping) sonrası varisin tekrarlama oranı %29 bulunurken, sadece yüksek düzeyden bağlama (ligasyon) sonrası tekrarlama oranı %71 bulunmuştur.
Ameliyatsız varis tedavisi yapan Girişimsel Radyoloji Uzmanları kimlerdir?
Girişimsel Radyoloji uzmanları teknolojinin sunduğu Tomografi, Magnetik Rezonans yada Doppler Ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemlerinin klavuzluğunda sadece iğne ve anjio kateterleri kullanarak, ameliyatsız, yani hastanın vücudunda kesi ya da dikiş olmadan sadece lokal anestezi ile teşhis ve tedavi yapan hekimlerdir. Büyük ameliyatlar gerektiren birçok damar hastalıkları yada kanseri ameliyatsız olarak tedavi etmektedirler.
Son yıllarda gelişen teknoloji ve bilgi birikimi ile varis tedavisinde de ameliyatsız tedaviler, daha zor, daha pahalı ve daha fazla risk taşıyan ameliyatlı tedavilerin önüne geçmiştir.
Varis tedavisinde en etkili ve yan etkisi en az olan yöntem Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisidir.
Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi ciddi bir Doppler bilgi birikimi ,Ultrasonografi eşliğinde iğne kullanabilme becerisi ve anjiografide kullanılan iğne ve kateterler konusunda deneyim gerektiren bir yöntemdir. Bu bilgi birikimi ülkemizde sadece girişimsel radyoloji uzmanlarında mevcuttur.
Ülkemizde başka hiçbir hekim grubu Doppler Ultrasonografi yöntemini tanı ve tedavi amaçlı kullanabilme konusunda ihtisas eğitimi almamaktadır.
Gerekli bilgi birikimine sahip olmayan hekimlerin uyguladığı Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi işleminde başarı düşük olmaktadır. Başarının düşük olmasının sebeplerinden birisi geri kaçış yaparak varise neden olan ve kapatılması gereken hasarlı damarın etrafına uygulanması gereken tümesan anestezinin, tüm damar etrafında uygun bir şekilde yapılamaması ve lazerle yakarak kapatma işlemi uygulanırken ağrı ya da cilt yanıkları oluşması sebebiyle yakma işleminin çabuklaştırılması ve sonuç olarak varislerde tam kapanma ve iyileşmenin gerçekleşmemesidir.
Diğer bir sebep ise Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi yapacak hekimin başka bir hekim, Doppleri yapanın başka bir hekim olması tedavinin etkinliğini çok azaltmaktadır. Varis hastalığı konusunda deneyimli bir radyoloji uzmanının Doppler incelemesini yapmış olduğu durumlarda bile, tüm geri kaçış gösteren hasarlı damarların, doğru lokalizasyon ile raporda ifade edilmesi ve diğer tedavi edecek olan hekimin tüm bunları ameliyat yada Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi esnasında bulabilmesi mümkün olmadığından genelde en sık kaçışa neden olan Büyük Safen Veninin tedavisi ile yetinilmekte ve diğer eşlik eden Küçük Safen Veni, Perforan venler ya da diğer tribüter venlerin tedavisi yapılamamaktadır. Nihayetinde işlem sonrası başarısız bir tablo ortaya çıkabilmektedir. Bugün tedavide başarının özgün olarak hastanın tüm hasarlı damarlarına tedavi uygulamaktan geçtiğini biliyoruz.
Ayrıca Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi işlemi sonrasında tedavinin başarısını direk etkileyen Doppler takipleri yapılmalıdır. Gereklilik halinde geç kalmadan Doppler Ultrasonografi rehberliğinde Sklerozan maddeler verilerek ile Lazer tedavisi ile yapılan primer kapatmaya yardımcı olunması çok önemlidir. Bu tür ilave girişimlerin planlanması ve yapılması hastanın tedavisinin başka Doppler takibinin başka bir hekim tarafından yapıldığı durumlarda imkansızdır.
Tüm bu sebepler nedeni ile uluslararası otoriteler Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisini yaptıracağınız doktorun hastalığın teşhisini Doppler Ultrasonografi tetkiki ile bizzat kendisinin koyabiliyor olmasının başarı için çok önemli bir kriter olduğunu belirtiyor.
Varis tedavisinde ideal olan hastalığın teşhisinin, tedavisinin ve takibinin aynı hekim tarından yapılmasıdır. Günümüzde bu üç görevi yerine getirme konusunda ihtisas sahibi olan tek hekim gurubu Girişimsel Radyoloji uzmanlarıdır.
Örneğin büyük varislerin tedavisinde çığır açan Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavi yöntemi ilk kez 2002 yılında bir girişimsel radyolog tarafından uygulanmıştır. Ayrıca girişimsel radyologlar, ABD de varis tedavisi yapan hekimlerin oluşturduğu sausage“American College of Phlebology”sausage derneğinin en kalabalık gruplarından birisidir.
Sonuç olarak: Doppler tetkikini yapan hekimin varis hastalığı konusunda deneyimli bir radyoloji uzmanı olması doğru teşhis ve başarılı tedavi için çok önemlidir. Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi için gittiğiniz merkezde teşhis Doppleri için tedavi edecek doktordan başka bir hekime yönlendirilirseniz, Doppler Ultrasonografi eşliğinde Endovenöz Lazer Ablasyon ile varis tedavisi için doğru merkezde olmayabilirsiniz.
Varis tedavisinde ideal olan bu hastalığın teşhisinin, tedavisinin ve takibinin aynı hekim tarından yapılmasıdır. Günümüzde bu üç görevi yerine getirme konusunda ihtisas sahibi olan tek hekim gurubu Girişimsel Radyoloji uzmanlarıdır.
Varis hastalığı, toplardamar anatomisi, varyasyonları, fizyolojisi ve Doppler Ultrasonografisi konusunda deneyimli olan radyoloji uzmanı detaylı Doppler incelemesini ve tüm geri kaçış nedenleri ile varise neden olan hasarlı damarları bizzat tespit edip işaretler. Tedavi esnasında da Doppler eşliğinde tüm hasarlı damarların ve varis pakelerinin tedavisini gerçekleştirir. Sonuçların başarılı olmasının temel nedeni gerekli olan profesyonel bilgi birikimi ve teknolojiyi bir arada varis hastalarına sunabilmektir. Daha detaylı bilgi ve videolara varisonline.com ya da dratasoy.com adresinden ulaşabilirsiniz.
)