Gün geçmiyor ki medyada, internette şu metodla haftada 3 kilo, ayda sekiz kilo ver gibi reklam haberleri çıkmasın. Peki gercekten verilir mi bu kilolar? Verilirse sağlığımızla ne kadar oynarız? Ve böyle hızla verilen kilolar daha sonra neden çok çabuk geri alınır? Bu ürünlerin kaç tanesi sağlık bakanlığından onay almıştır? Ve halkımız bunları araştırmadan çılgınca bu reklamların peşinde bir ona koşup dururlar.
Kişinin kilo vermesinin veya almasının kompleks bir yapısı vardır. Vucudu alkili yapıcı gıdalarla dengeli beslenmek ve fiziksel aktivasyonu sürekli gerçekleştirmek kişinin sağlıklı olarak ve kilo almadan yaşamını sağlar. Basit yönüyle ise kilonun sabit kalması için günlük aldığın kalori ile harcadığın kaloririnin eşit olmasıdır. Harcadığın kaloriden fazlasını alırsan vücut bunu yağ olarak depolar, harcadığından az alırsan vücut depolardan yakıt olarak şeker, yağ ve proteini kullanır.
İşte işin sırrı; neden hızla kilo verenler daha sonra daha çok kilo alırlar? Vücut önce aç kalındığında şekerleri yakar, dahada aç kalınca yağları yakar, çok daha aç kalınca protein yakımıda başlar. Yani vücut incelirken adeledende kaybetmeye başlar. Kas kitlesinden de kaybetmiş kişi diyeti ve ya kullandığı metodu bıraktığı anda daha fazla kilo almasının sebebi işte bu kas kitlesi kaybıdır.
Yapılması gereken doymuş, trans yağlardan ve direk şekerlerden uzak bir beslenmeyle haftada maksimum 1 kilo verecek kadar bir kalori alınmasıdır. Bazal metabolizmayı düşürmemek için günlük 1 saat tempolu koşu ve kas kitlesini kaybetmemek içinde günde 5 dakika ağırlık çalışılması sizi mutlu sona ulaştıracak tek yöntemdir. Aç kalmak stresli bir iştir ve stresin somatize semptomları vardır. Bunu da yaşamak istemiyorsanız alacağınız destek tedavisi akupunkturdur. Akupunkturla beyindeki açlık merkezini baskılayarak ve gene beyindeki seratonin ve dopamin seviyesini artırarak açlığın verdiği sıkıntıyı yaşamadan kilo verirsiniz.