Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Zirkonyum ve Bukalemun Etkisi

Zirkonyum ve Bukalemun Etkisi
10.12.2012
7415 Görüntülenme
0 Yorum

Seramikler camlara benzer; ancak sağladığı estetik açısından. Seramiklerin yapısı camlardan tamamen farklıdır, kristalin bir yapıya sahiptir. Dental uygulamalar için, saf camsı materyaller (ör: titanyum destekli “seramikler”); belli miktarda lösit veya lityum disilikat gibi kristalllerin katıldığı camsı materyaller (ör: Empress I veya Empress II gibi metal destekli “seramikler”) ve saf kristalin seramikler-gerçek seramikler (ör: bu seramiklerin aluminum oksit, zirkonyum oksit ve cam fazı içeren modifikasyonları) (ör: lnCeram-Alumina, InCeram-Zircon) kullanılır. Tüm bu cam, cam seramik ve “gerçek” seramik türleri, diş hekimliğinde genel olarak “seramik” -”porselen” terimi ile tanımlanmaktadır. Günümüzde, seramik restorasyonların yapımı için farklı seramik türleri mevcuttur.

Tam seramikler aşağıdaki alt gruplara ayrılabilir:

  • Silikon oksit (Si02) bazlı seramikler
  • Aluminum oksit (Al203) bazlı seramikler
  • Zirkonyum oksit (Zr02) ile güçlendirilmiş aluminum oksit bazlı seramikler
  • Saf aluminum oksit seramikler
  • Saf zirkonyum oksit seramikler.

Seramikler yapılarına göre sadece dayanıklılık açısından değil, opasite açısından da farklılık gösterirler. Kural olarak, silikon oksit bazlı seramikler daha fazla cam fazı ve sadece az bir kristalin fazı içerdiklerinden en şeffaf seramiklerdir. Dolayısıyla, en iyi estetiği verebilme ve çevrelerinin rengini alabilme özelliğine (bukalemun etkisi) sahiptirler. Özetlemek gerekirse, daha geniş bir kristalin fazı ile seramik materyalinin dayanıklılığı artar, ancak ne yazık ki opasitesi de aynı ölçüde artış gösterir. Bu yüzden, bugünün silikon oksit bazlı seramikleri içerisinde en yüksek güce sahip olan Empress II, yaklaşık %60 oranında lityum disilikat kristalleri içerir. Ne var ki, şeffaflığı geleneksel silikon oksit bazlı seramikler ile karşılaştırıldığında daha azdır.

Dental uygulamalar için bilinen en güçlü seramikler, aluminum oksit ve zirkonyum oksit seramiklerdir. %100 oranında kristalindirler ancak aynı zamanda çok opaktırlar. Alüminyum oksit bazlı bir materyal olan Spinell, özel kristalin yapısı sayesinde (spinell yapısı) saf aluminum oksit ile karşılaştırıldığında belirgin biçimde daha uygun bir şeffaflık sağlar. Ancak bu şeffaflık derecesi yine de silikon oksit esaslı seramikler ile elde edilen oranda yüksek değildir. Ne var ki, eğer ileri derecede renklenmiş dişler venerler ile maskelenecek ise, opasite istenen bir karakteristik özellik olabilir.

Seramik türüne bağlı olarak değişiklik gösteren uygulama yöntemlerini gözönüne alarak daha detaylı bir sınıflandırma yapabilmek mümkündür. Belirtilmiş olanların dışında, venerlerin yapımında kullanılabilecek sonoerozyon, uçurma (burnout) ve sonradan yapılan sin-terizasyon, vb. gibi diğer teknikler de mevcuttur. Silikon oksit bazlı seramikler, kristaller içeren (ör: tetra silika mika, lösit, lityum disilikat) bir cam fazına sahiptir. Cam fazını asitle pürüzlendirerek yapıyı incelemek mümkündür. Tabakalama tekniği veya presleme tekniğine uygun olarak işlenebilirler. Ancak, tabakalama tekniği bu porselen tipi için artık sıklıkla kullanılmamaktadır. Örnek olarak Optec HSP (Jene-ric/Pentron Inc., ABD), ısıya dayanıklı bir materyal üzerinde işlenen bir seramiktir. Silikon oksit seramiklerin çoğu, özellikle direnç, homojenite ve uyum açısından pek çok avantaja sahip olan presleme tekniklerine göre işlenmektedir.

Bu grupta yer alan seramiklerden sıklıkla tanınan ürünler aşağıdaki gibidir:

  • Empress I
  • Empress II
  • FinesseAII Ceramic
  • Carrara Press
  • Cergo
  • Optec OPC (Jeneric/Pentron Inc., ABD)

Silikon oksit seramikler, Cerec Sisteminde (Sirona AG, Almanya, Cerec Blocks: Vita, Almanya) olduğu gibi makineler ile de işlenebilir. Bunun yanı sıra, diğer mekanik sistemler (ör: Ce-lay (Mikrona AG, İsviçre), DCS Precident System (DCS Dental AG, İsviçre) veya DigiDent (Girrbach, Almanya)) de kullanılabilir. İşleme yöntemi olarak dökümü de listelemektedir. 1985 ile 1995 yılları arasında döküm tekniği çok popülerdi ve Dicor (Dentsply International Inc., ABD) ticari adı ile tanınmaktaydı. Dicor, iyi bir estetik sağlayabilen ilk gerçek kabul edilebilir tam seramik sistemidir. Ancak üretimi yirminci yüzyılın son yıllarında durmuştur, zira ürünün yerini daha yüksek dirence sahip, daha gelişmiş işlenme tekniği olan ve daha estetik seramik materyaller almıştır. Günümüzde diş hekimliğinde kullanılan en kuvvetli silikon oksit esaslı seramik malzeme, 300 MPa’dan daha yüksek bükülme direncine sahip olan Empress IP dir. Yüksek dayanıklılığa sahip, silikon oksit bazlı olmayan dental seramikler oldukça opaktır ve dolayısıyla seramik venerlerin yapımı için kullanımları uygun değildir.

Günümüzde full seramik-metal desteksiz porselen kaplama yapımında en sık kullanılan seramik çeşidi zirkondur. Burada metal destekli porselenlerdeki metalin yerine zirkonyum materyali kullanılır, üzerine de Empress, IPS Empres gibi sağlamlık ve estetiği bir arada sağlayan seramiklerle diş şekli işlenir. Zirkonyumun üzerine porselen konularak yapılan kuron (kaplama) ve köprüler Ceramic ve Zirkonyum kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan CERCON kısa adı ile anılır. 900 Mpa dirence sahip sistem en yüksek fiziksel değerlerin yanında ışık geçirme özelliği -bukalemun etkisi- doku uyumu ve birçok değişik endikasyonu kapsayarak diş hekimliğinde yepyeni bir dönem başlatmıştır.

Kronların görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kronların doğal dişe yakın ışık geçirme özelliklerinden dolayı, derinlik ve canlılıkları metal destekli kronlara göre daha fazladır böylece doğal dişe en yakın sonuçlar elde edilir.

FULL (TAM) PORSELEN KURONLARIN AVANTAJLARI

  • Metal destekli porselenler disko, fotoğraf makinası flaşı vb. gibi bazı ışıklarda ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Full porselenler ise doğal diş gibi her türlü ışığı geçirirler.
  • Full porselenler ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer bir estetik oluştururken, çok iyi yapılmış bile olsa metal-porselenlerde bir donukluk ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde full porselenler tercih edilir.
  • Metal desteksizlerde alt yapıda metal olmadığı için kuron-diş eti hizasında koyu renk bir çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır.
  • Metal destekli porselenler mekanik olarak dişe yapıştırılırlar. Full porselenler mekanik ve kimyasal olarak dişe tutturulur. Bu yüzden metal desteklilere göre tutuculukları çok daha yüksektir.
  • Alt yapıda kullanılan bazı metallere karşı (nikel vb.) oluşabilecek alerji riski full porselenlerde yoktur.
  • Diş eti çekildiğinde, full porselenler estetik görünümlerini korurlarken, metal porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar.

PEMBE ESTETİK

Diş çekimi üzerinden zaman geçtikçe dişin olması gereken bölgedeki kemik erimeye başlar. Bu da yerine yeniden diş koyulmak istenildiği zaman normalden daha uzun bir diş yapısı gerektirir.

Bu durumda eksik diş, komşu dişler boyu kadar diş rengi seramiklerle işlenir, üzerinde kalan boş alana da diş eti şekli verilerek daha doğal diş görünümü elde edilir.

Gülüş sırasında diş etinin çok net gözüktüğü durumlarda, bazen diş boyunun daha kısa gözükmesinin istenildiği durumlarda yine diş eti porseleni kullanılabilir.

Dişin daha uzun görülmesi istenildiği zamanlarda da diş etleri biraz kesilip kısaltılarak daha düzgün, daha estetik bir diş eti görünümü, dolayısı ile daha güzel bir gülüş elde edilebilir.

 

 

Yorumlar
Henüz hiçbir yorum yapılmadı.
Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>