Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Nefes Terapisi (Holoterapi) Nedir?

Nefes Terapisi (Holoterapi) Nedir?
01.09.2015
5448 Görüntülenme
0 Yorum

Holoterapi Nedir?

Holoterapi sözcüğü, yunanca “bütün” anlamına gelen “holos” ve ileri gitmek anlamına gelen “trapein” sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmektedir ve bir bütün olarak “bütünlüğe varmak/tamamlanmak” anlamını taşımaktadır. Holoterapi nefes çalışmaları, modern bilinç araştırmaları, kişiötesi psikoloji, antropoloji, çeşitli derinlik psikolojisi araştırmaları ve spiritüel doğu pratiklerinin birleştirilmesi yoluyla, Stanislav Grof ve Christina Grof (1988) tarafından sistematik hala getirilmiş, bir kendini keşif ve kendi kendine iyileşme yaklaşımıdır. Dr. Grof holoterapiyi, “sıradışı bilinç düzeyi aracılığıyla iyileşmek” olarak tanımlamıştır.

1.1. HOLOTERAPİNİN AMACI NEDİR?

Holoterapi Nefes Çalışması; kişiyi günlük yaşamın dışına çıkararak, hayatı farklı bakış açılarıyla gözlemleyebilme fırsatı verir. Bu sebeple kişinin hayatın tüm yönlerini algılayabilmesini ve farkındalığın maksimum düzeyde olmasını sağlayabilen en önemli bilinçaltı çalışmasıdır.
Bilinçaltımızda kalan fakat hayatımıza etkisi olan anılar su yüzüne çıkar. Farklı boyutlar gözlemlenmeye ve ilişkiye geçilmeye başlanır. Herkes aynı nefes tekniğini uygulamasına rağmen her bireyin kendi zihin haritasında kendi açılımları oluşur. Farklı uzanımlar sonucu farklı deneyimler ortaya çıkar.
Holoterapi çalışması pratikte insan yaşamına birçok farklı katkı sağlar. Öncelikle üstesinden gelmekte zorlanılan depresyon, takıntılar, kronik ağrılar vs. fiziksel şikâyetler ortadan kalkabilir. Yaşama dair genel mutsuzluk ve bezginlik hali yerini yaşamı yeniden anlamlandırmaya bırakabilir. Modern hayatın oluşturduğu kaybolmuş varlık yapısı kendini yeniden yapılandırabilir.

Holoterapi, bütünlüğe ulaşma/ tamamlanma çalışmaları olarak kurgulanmış, kişilerin derin bilinçaltı derinliklerini keşfetmelerini sağlayan, bilincin hızlı solunum ile değiştirilme çalışmalarıdır.
Holoterapi’de uygulanan hızlı ve derin nefes alma çalışmaları; sınırların aşılmasını, kalıpların kırılmasını, potansiyellerin ortaya çıkarılmasını, anlayış ve bilinç seviyesinin yükseltilmesini sağlar. Normal bir insan için Holoterapi Nefes Çalışmasının bütün bunları sağladığına inanmak çok zordur. Kişi bizzat terapinin içinde yer almadan sadece nefes alış verişleriyle bu değişimlerin oluşacağına inanamaz. Ancak terapiden sonrada duyduğu şaşkınlığı ifade etmekten kendini alamaz.

Bazen birileri sizin aradığınız şeyi çoktan bulmuş olabilir. Holoterapinin amaçları ile sizin amaçlarınız birbirine yakın mı? Eğer bunu merak ediyorsanız bu bölüm tam sizin için.

Nefes, yaşam ile olan birincil bağımızdır. Normal bir insan dakikada 16-20 defa nefes alıp, verir. Çocuklarda ve bebeklerde ise bu sayı, iki kat daha yüksektir. TÜİK’in 2008 yılında yayınladığı rapora göre, Türkiye’deki ortalama yaşam süresi 73,6 yıldır. Bu da, doğduğumuz andan itibaren ortalama 77 milyar kez nefes alıp, verdiğimiz anlamına gelir.

Solunum, kişinin istemsiz olarak yaptığı bir harekettir fakat istemli hale de getirilebilinilmektedir. İnsan normal solunum sırasında 500 santimetreküp hava alır. Buna “solunum havası” denir. Derin soluk alma sırasında ise, 2000–2500 santimetreküp hava alınır. Buna ise “tamamlayıcı hava “ denir. İşte bu tamamlayıcı hava, içinde mucizeler barındırmaktadır.

Nefes alışverişinin birincil amacı, vücudun hayati işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli oksijeni sağlamak ve vücut içinde biriken karbondioksiti dışarı atmaktır. Günümüzde de genel olarak, nefesin sadece birincil amacı üzerinde durulmaktadır. Fakat nefes, solunan bir havadan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Nefes, bireyin en derin özüne yapılan bir yolculuktur ve nefese odaklanmak, benliği uyandırmanın en evrensel yoludur.

Solunum beyindeki solunum merkezleri tarafından düzenlendiği için, çeşitli faktörler nefesin şekil değiştirmesine neden olur. Örneğin; egzersiz yapıldığında ya da koşulduğunda, nefes sayısı artış gösterir. Heyecan ve korku durumlarında, nefes alışverişi hem hızlanır, hem de sayı olarak artar. Sigara kullanımı, hareketsizlik ya da duruş bozuklukları, nefes kapazitesini azaltır. Benzer şekilde vücut, bilinçaltında yatan korkulara, depresyona, travmalara, strese ve duygusal bozukluklara, nefes kalitesini düşürerek cevap verir. Nefes kalitesinin düşmesinin, bir takım psikolojik ve fizyolojik sonuçları olacaktır. Hücrelerinize giden daha az oksijen nedeniyle daha fazla hastalık ve beyine giden daha az oksijen nedeniyle, duygusal durumun daha da kötüye gitmesi bu sonuçlardan bir kaçıdır. Fakat holoterapi ile bunların hepsinin üstesinden gelebilir, bedensel ve zihinsel kapazitenizi arttırabilir ve yaşam kalitenizi daha üst seviyeye taşıyabilirsiniz.

Holoterapi, temel olarak bilinç düzeyinin hızlı solunum teknikleri ile değiştirilmesi çalışmalarıdır. Bir sonuç elde edebilmek için, o sonucun oluşmasını sağlayacak bir tetikleyiciye ihtiyaç vardır. Fizyolojik ya da psikolojik her sorunun, bir tetikleyicisi vardır. Bilinçaltındaki negatif ögeler, bilinçaltının temizlenmesi gereken ayrık otlarıdır. Problemi oluşturan bir bilinç düzeyi ile o problemi çözemezsiniz. Holoterapi, bireyin bilinç düzeyini değiştirerek, bilinçaltındaki ayrık otlarının temizlenmesine hazır bir bilince erişimi sağlar. Böylelikle kişi, artan farkındalıkla duygusal ve psikolojik belirtilerin nedenlerine doğru bir yolculuğa hazır olur. Ünlü fizikçi Albert Einstein, hiçbir büyük sorunun, o sorunu meydana getiren bilinç düzeyi ile çözülemeyeceğini vurgulamıştır.

1.2. NEFES TERAPİSTİ NE YAPAR?

Nefes çalışmaları bireylerin kendi başlarına yapabilecekleri çalışmalardır. Tabii bu çalışmaları doğru yaptıklarına emin oldukları takdirde. Benim aldığım nefes terapisi eğitimlerinden sonra bu konuda dünyadaki son bilimsel gelişmeleri tarayarak yazdığım bu yazıda aktardığım bilgiler gibi, sizlerde bilgiye ulaşabilirsiniz. Ancak olay uygulamalı bir çalışmayı nasıl yapacağımız konusuna geldiğinde doğru bir başlangıç bir uzmandan yardım almakla olabiliyor.

Bu açıdan nefes terapistinin rolünü şu şekilde özetleyebiliriz.

Terapistin, gerekli eğitime, yetkinliğe ve deneyime sahip olması esastır. Crowley (2006)’ya göre, konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından uygulanan seanslar, faydadan daha çok zarar getirebilir.

Danışana karşı önyargılı olunmamalı ve danışan, hiçbir şekilde yargılanmamalıdır.

Terapist, diğer terapi, psikoterapi ve tedavi yöntemlerine karşı açık olmalı ve ihtiyaç duyduğu takdirde, danışanları yönlendirmelidir.

Holoterapi seanslarının ana konusu danışan tarafından belirlenir. Bu nedenle, danışanın hasta/ hastaları iyi gözlemlemesi ve sorunlarının kaynaklarını bulabilmesi gerekir. Çünkü seanslar, ona göre şekillenecektir.

Sorun belirlendikten sonraki ikinci adım, hastayı holoterapi konusunda bilgilendirmektir. Önce genel bilgi verilir ve sonrasında tekniğin nasıl uygulanacağı anlatılır. Danışana doğru nefes alma öğretilir ve danışan ciğerlerine doğru ve yeterli nefes almayı öğrenir.

Üçüncü adım, danışanın aldığı nefesin vücuduna servisinin yapılması aşamasıdır. Bu aşamada, terapist çok dikkatli olmalıdır. Crowley (2008), derin nefes alma egzersizlerinin baş döndürücü olabileceğini, hastanın düşebileceğini ya da dengesini kaybedebileceğini not etmiştir. Çalışmalar yapılırken gerekli güvenli ortam hazırlanmalıdır.

Dördüncü adım, danışanın gerekli farkındalığı sağladığından emin olma ve danışanın bilinçaltı kayıtlarını değiştirmeye hazırlanması çalışmasıdır.

Yukarıdaki dört adımın ardından, sorumluluk danışana geçmiş olur. Bu noktadan sonra danışanın, kendisini nefesinin akışına bırakması yeterlidir.

Müzikli seanslarda, müziği terapist belirler. Hastanın durumuna özel bir müzik kullanılabilir.

Grup seanslarında nefes terapisti, gruplandırmaları benzer sorunlara sahip danışanlarla birlikte yapmalıdır. Özellikle, müzik eşliğinde yapılan çalışmalarda bu esastır.

Nefes çalışmaları, güven dolu, samimi ve doğal bir ortamda yürütür.

1.3. NEFES ÇALIŞMALARINDA DANIŞANLAR NELER YAPAR?

Danışanlar, seanslara kesinlikle kendi istekleri ile katılmalılardır. Zorlama ve baskı ile katılınan seanslardan, istenilen sonuçlar alınamamaktadır.

Danışan, terapiste ve kendisine karşı olabildiğince açık olmalıdır.

Danışan, kendisine verilen talimatları harfiyen uygulamalı ve çalışmaya konsantre olmalıdır. Çalışmanın başarısı, terapistten çok danışana bağlıdır.

Danışan, herhangi bir tıbbi rahatsızlığı var ise, hem hastane doktoruna, hem de terapiste bilgi vermelidir. Bu bilgi paylaşımı, danışanı olası yan etkilerden ve etkileşimlerden koruyacaktır.

Danışan, nefes çalışmaları esnasında, kendini olabildiğince açık tutmalı ve içindeki “iç iyileştiriciye” kendisini bırakmalıdır.

1.4. NEFES ÇALIŞMALARINDA KULLANILAN YÖNTEMLER NELERDİR?

Nefes çalışmalarında hangi yöntemler, hangi teknikler, hangi aşamalardan geçerek uygulanmaktadır? Sorusu birçok kişinin merak ettiği ve cevabını da bulamadıkları sorulardır? Eğer bunları merak ediyorsanız bu kısım tam size göre.

Holoterapi çalışmalarında, seans süreleri ve seans süreci, çalışmanın uygulandığı merkeze ya da çalışmayı gerçekleştiren terapiste göre değişiyor olsa da, uygulanan teknik hemen hemen her yerde aynıdır. Seanslarda, holoterapinin yaratıcısı olan Stanislav ve Christina Grof’un literatüre sundukları teknikler takip edilmektedir.

Klasik bir holoterapi seansı dört aşamadan meydana gelir ve bu dört aşamanın toplamı için önerilen süre 2 saattir.

1) Bilincin deneyim haritasının sunumu:

Bilincin deneyim haritasının sunumu, terapist tarafından yapılır. Sunum süresi 5 dakikadır. Amaç, danışanları deneyimleyecekleri bilinç değişimlerinin aşamaları konusunda bilgilendirmektir.

2) Müzik eşliğindeki nefes çalışması:

Bu aşamada, müzik eşliğinde nefes çalışmaları gerçekleştirilir. Bu aşama için önerilen süre 90 dakikadır.

Danışanlar, yerde bir mat üzerinde yatarlar. Seansın vazgeçilmez bir parçası ise müziktir. Daha öncede bahsedildiği gibi müzik, terapist tarafından danışanın ya da danışan grubun ihtiyacına göre belirlenir. Bu müziğe “psikotropik (rahatlatıcı) müzik” denir. Genellikle sözlü müzikler tercih edilmez çünkü sözler kafa danışan için kafa karıştırıcı ya da dikkat dağıtıcı olabilir. Danışanlar, derinden, ritmik ve hızlı bir şekilde nefes alıp, verirler. Danışanlar, birbirleri ile ya da terapist ile iletişim kurmazlar ve seans boyunca gözlerini kapalı tutarlar. Eğer fiziksel bir rahatsızlık hissine kapılırlarsa, bunu beden dilleri ve mimikleri ile ifade ederler.

3) Mandala çizimi:

90 dakikalık holoterapik nefes çalışmasının ardından, 10 dakika mandala çizimi yapılır. Mandala, genel olarak şekilleri belli bir geometrik düzene göre boyamaktır. Doğu kültürlerinde mandala, insanın acısına onu aydınlanmaya ulaştırarak son vermek ve hakikate ilişkin doğru görüşe ulaştırmak amacını belirten bir ifade olarak kullanılmaktadır.

4) Deneyimlerin paylaşımı:

Seansın son aşaması ise deneyimlerin paylaşımıdır. Danışanlar, nefes çalışması esnasındaki deneyimlerini, bu deneyimleri yorumlamadan olduğu gibi anlatırlar. Bu aşama için öngörülen süre 15 dakikadır.

Yukarıda klasik bir holoterapi seansının aşamalarından bahsedilmiştir. Fakat, son yıllarda gerçekleştirilen holoterapi seanslarına, bir de telkin aşaması eklenmiştir. Holoterapi seansı, danışanın bilincini ve bilinçaltını eş düzeye çekmesini ve böylelikle telkinlere açık hale gelmesini sağlar. Nefes çalışmalarının ardından yapılan uyarıcı telkinler, danışanın bilinçaltı kayıtlarını kalıcı olarak değiştirmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle, holoterapik seanslar aşağıdaki aşamalar eşliğinde de tanımlanabilir:

1) Bilincin deneyim haritasının sunumu

2) Müzik eşliğindeki nefes çalışması

3) Uyarıcı telkinler

4) Özgür bırakma süreci

5) Deneyimlerin paylaşımı

Holoterapi seansları, diğer psikoterapik işlemlerin öncesinde ya da sonrasında uygulanabilmektedir. Örneğin, Crowley (2007), danışanlarını hipnoz seansına almadan önce, 15 dakika kadar holoterapik nefes çalışması yaptırdığını bildirmiştir. Bazı terapistler ise, diğer psikoterapik seansların ardından 15 dakika kadar holoterapik nefes çalışması uygulamasını tercih etmektedir.

ABD’de, bir çok hastanenin psikiyatri bölümlerinde ve bir çok terapi merkezinde, ergen ve çocuk gruplarına holoterapi çalışması yaptırılmaktadır. Psikiyatristler ve terapistler, birçok psikolojik ve patolojik olgunun çocukluk ve hatta bebeklik dönemlerine dayandığı konusunda hemfikirdir. Bu nedenle, nefes çalışmaları çocuklar ve ergenler için de büyük önem arzeder. Ergenler ve çocuklar için nefes çalışmaları, hem holoterapi, hem de pedagoji alanlarında yeterliliğe sahip terapistler tarafından, çocuklara ve ergenlere özel bir program çerçevesinde yapılır.

1.1. HOLOTERAPİNİN ANALİZİ

Holoterapi hakkında daha derin bir değerlendirme istiyorsanız. Burada nefes terapisinin tamamen bilimsel araştırmalara dayanan en yeni ve çok yönlü bir analizini okuyabilirsiniz. Umarım okuduktan sonra bu konuda net bir bakış yakalamanıza yardımcı olurum.

Holoterapi, tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Crowley (2007) ve Grof (1996)’ya göre holoterapi, “iyileşme” sağlayan bir yöntemdir. “İyileşme” ve “tedavi etme” farklı kavramlardır. Psikiyatride ana tedavi yöntemi ilaç kullanımıdır. İlaç kullanımı, oluşmuş ya da oluşmakta olan belirtileri bastırır, yenilerinin oluşmasını önler ve geçici bir süre için “rahatlama” hissi uyandırır. Holoterapi ise, bireyi “iyileşme” sürecine sokar. Sorunları ve belirtileri bastırmaz, aksine sorunların, bütünlüğe ulaşarak eritilmesine yardımcı olur. Crowley (2005), Denisa(2008) ve Jackson (1996), holoterapinin ve diğer tamamlayıcı tedavi yöntemlerinin, psikiyatri bilimince daha fazla tanınması gerektiğini vurgulamışlardır. Günümüzde ise, bu farkındalık oldukça artmış ve bir bilim dalı olarak psikiyatri alanında yapılan araştırmalarda da tamamlayıcı iyileşme araçları daha fazla dikkate alınmaya başlamıştır.

Holoterapi, bilimsel olarak kabul gören ve psikiyatristlerinde katkıları ile geliştirilmiş bir tamamlayıcı tedavi yöntemidir. Günümüzde, birçok ülkede kullanılmakta ve giderek yaygınlaşmaktadır. Holoterapi, diğer terapi yöntemlerine göre, öncesinde eğitim gerektirmesi açısından farklılık gösterir. Tam bir holoterapi seansına başlamadan önce, danışanın terapinin aşamaları ve doğru nefes alma teknikleri konusunda eğitilmesi gerekir. Bu nedenle, terapi süreci, diğer yöntemlere göre daha uzun olabilir.

Günümüzde kadar yapılan araştırmalar, holoterapinin birçok piskolojik ve patalojik soruna çözüm getiren ya da tedavisine yardımcı nitelikte olduğunu doğrulamıştır. Fakat yapılan çalışmaların sayısı, diğer yöntemlere göre önemli ölçüde azdır. Aşağıda sayılan tüm etkililik alanları, bilimsel verilerden çekilmiştir fakat iyileşme oranları, ülkeye ve insan profiline göre değişiklik gösterebilmektedir. Rhinewine ve Oliver (2007), yaptıkları araştırmalar sonucunda holoterapinin, anksiyete ve depresyon hastalıklarında çok yüksek oranda iyileşme sağladığı sonucuna ulaşmışlardır. Bunun yanı sıra, madde bağımlılığı tedavisinde, holoterapi oldukça başarılı sonuçlar vermiş olmasına rağmen, herhangi bir tanı alan tıbbi tedavinin asla gözardı edilmemesi mutlaka hekim gözetiminin sürmesi gerekmektedir.

Yapılan araştırmalara göre, holoterapi aşağıdaki durumların sonlandırılmasında etkilidir:

-Sigara ve her tür madde bağımlılığının sonlandırılması

-Depresyon ve Anksiyete

-İrade gücünün arttırılması

-Davranış bozuklukları

-Düşünce bozuklukları

-Fiziki ve bedensel birçok sorunun iyileştirilmesi

-Cinsel sorunların çözülmesi

-Zihinsel ve bedensel kapazitenin arttırılması

-Zihinsel ve bedensel yenilenme

-Bilinçaltındaki korku ve endişelerin giderilmesi

-Psikolojik rahatsızlıkların iyileştirilmesi

-Kişiler arası ilişkilerin düzeltilmesi

-Özgüven oluşturulması

-Yaşama daha pozitif bir bakış açısının sağlanması

-Kalıplardan kurtulma ve kendini özgür bırakma

-Uyku bozukluklarının giderilmesi

-Kronik yorgunluk sendromundan kurtulma

-Horlama

-Gebelik sürecinin ve gebelik sorunlarının üstesinden gelme

-Bilinç ve farkındalık gelişimi

-Hiperaktivite

-Tramva sonrası stresin giderilmesi

Holoterapinin, tamamlayıcı bir iyileşme yöntemi olduğunu unutmamak gerekir. Yapılan araştırmalara göre nefes çalışmaları, ağır psikiyatrik ve nörolojik rahatsızlıklarda sonuç vermemektedir. Kanser, kalp sorunları vb. fizyolojik sorunlarda, rahatlama ve üstesinden gelme aracı olarak kullanılabilir ama bu tür hastalıkları tedavi etmez. Bu nedenle, tanımlandığı gibi holoterapi, bir destek olarak ele alınmalı ve hastane doktorlarına mutlaka başvurulmalıdır.

Holoterapi, herhangi bir kültüre, dine ya da felsefeye bağlı olarak geliştirilmemiştir. Bu nedenle, danışanda kültürel ya da kendi değer yargıları ile ilgili bir değişim söz konusu değildir. Binarova Denisa (2008)’nın, Opava Psikiyatri Hastanesi’nde 81 hasta üzerinde yürüttüğü bir çalışmada, holoterapi seansına katılmış olan hastalar, hayata daha pozitif baktıklarını, dogmatik kalıplardan çıktıklarını, kişiler arası ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşıdıklarını, özgüvenlerinin arttığını, daha anlayışlı olduklarını ve hayatın her anının tadını çıkarttıklarını belirtmişlerdir. Fakat hiçbir hastanın, değer yargıları, kişilik özellikleri, inançları ve tutumları ile ilgili bir değişiklik gözlenmemiştir. Bu nedenle, holoterapiye farklı bir kültürün veya yaşam felsefesinin aşılanması olarak değil doğru nefes almanın iyileştirici etkileri ile buluşturan bir tekniğin öğrenilmesi olarak bakılması daha gerçekçidir.

Holoterapi, nispeten yeni bir terapi alanı olduğu için, yeterli donanıma sahip terapist ya da sağlık personeli bulunması konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nedenle holoterapi, biraz pahalı bir terapi yöntemi olmaktadır. Fakat holoterapi, Türkiye’de ve Dünya’da giderek yaygınlaşmakta, ilgili uzman sayısı artmaktadır. Konu üzerine araştırmalar yürüten uzmanlar, aynı zamanda, holoterapinin halkın bütün kesimlerine hitap eden bir tedavi yöntemi olmasına çalışmaktadırlar.

Holoterapi, henüz hak ettiği tanınırlığa ulaşmış olmasa da ülkemizde ve Dünya’da tanınmaya başlanmış ve yaygınlaşan bir iyileşme yöntemidir. Erdoğan, Oğuz ve Erol (2012)’un araştırmalarına göre; ülkemizde tamamlayıcı tedaviler daha çok iyi eğitimli, yüksek sosyoekonomik düzeye sahip, kadın ve gençler tarafından tercih edilmektedir.

Holoterapinin, Budizm, Şamanizm ya da Sufi uygulamalarının, modern psikiyatri ile harmanlanarak oluşturulması, toplumun bazı kesimlerinde önyargı oluşturmasına neden olmaktadır. Diğer bir durum ise, yaygın olarak toplumun bu tür tamamlayıcı tedavilerden alacağı sonuçları beklemiyor ya da iyileştirici gücüne inanmıyor olmasıdır. Bu tür soru işaretleri için de holoterapinin birçok psikiyatristin de katkıları ile geliştirilen, farklı kültürde uygulamaları benimsenen, bilimsel olarak geçerliliği kabul görmüş bir yöntem olduğu hatırlanmalıdır.

Erdoğan, Oğuz ve Erol (2012)’un yaptıkları araştırmada dikkat çeken bir nokta da sağlık personelinin bu yöntemler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasıdır. Ayrıca hastalarda, kullandıkları tamamlayıcı tedavi yöntemlerini hekimlere ya da sağlık personeline yeterli düzeyde bildirmemektedir. Bu nedenle, Türkiye’de her iki tarafında bilinç düzeyinin yükseltilmesine ihtiyaç vardır.

REFERENCES

1. Grof, S.: The Adventure of Self-Discovery. Prague, GEMMA, 89. 1993.

2. Binarová Denisa : The Effect of Holotropic Breathwork on Personality, 2003

3. Nicola Crowley : ‘Holotropic BreathworkTM - healing through a non-ordinary state of consciousness’ , 2005

4. Grof S. Grof C. : Spiritual Emergency: When personal transformation becomes a crisis (New Consciousness Reader) Warner Books, 1989

5. Russell P. : Waking up in Time. Origin Press Inc, 1998

6. Nicola Crowley : 'Psychosis or Spiritual Emergence? - Consideration of the Transpersonal Perspective within Psychiatry, 2006

7. Nicola Crowley : Psychotic Episode or Spiritual Emergency?

The Transformative Potential of Psychosis in Recovery, 2007

8. Peter A. Jackson : Stanislav Grof’s Holotropic Therapy System, 1994

9. Zeynep Erdoğan, Sıdıka Oğuz, Elvan Erol : Kalp Hastalarının Tamamlayıcı Tedavileri Kullanma

Durumu, 2012

10. Byron A. Metcalf : Examining the effects of holotropic breathwork in the recovery of alcoholism and drug dependence, 1995

11. Joseph P. Rhinewine, Olivier J. Williams : Holotropic Breathwork: The Potential Role of a Prolonged, Voluntary Hyperventilation Procedure as an Adjunct to Psychotherapy, 2007

12. Christopher Robedee : From States to Stages: Exploring the Potential Evolutionary Efficacy of Holotropic Breathwork™, 2008

13. L. Spivak, D. Kropotov, L.Spivak : Evoked potentials in holotropic breathing, 1994

14. Michael Mithoefer : MDMA-Assisted Psychotherapy in the Treatment of Posttraumatic Stress Disorder (PTSD), 2001

15. James Eyerman : A Clinical Report of Holotropic Breathwork in 11,000 Psychiatric Inpatients in a Community Hospital Setting, 2007

16. Kylea Taylor : Holotropic Breathwork™ and the Practice of Sitting , 2014

17. Levent Sütçigil, Selçuk Aslan :Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Prolonged Exposure Terapisi, 2012

18. James Eyerman : Holotropic Breathwork: Models of Mechanism of Action, 2014

Yorumlar
Henüz hiçbir yorum yapılmadı.
Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>